Baş bağlamak ne demek? Baş bağlamak TDK sözlük anlamı nedir?

Diller uzun bir tarihe sahip, yaşayan yapılardır. Türkçe dili de uzun bir tarihe ve kökene sahiptir. Bu tarihin izlerini taşıyan, önemli kişilerin deyişlerini barındıran kalıplaşmış sözler barındırır. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, bazı şeyleri açıklamak için ortaya çıkmış kalıplaşmış sözlerdir. Türk tarihinden izler taşıyan bu sözlerden biri de Baş bağlamak ifadesidir. Baş bağlamak TDK sözlük anlamı nedir?

Türk dili, kendi tarihsel sürecinde oluşmuş bazı kalıplaşmış sözlere sahiptir. Bu sözler günlük yaşamda sıkça kullanılır. Bazı anlamları güçlendirmek, öğüt vermek veya yeni şeyleri anlamlandırmak için kullanılan bu kalıplaşmış sözler atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerdir. Bu ifadelerden biri olan Baş bağlamak ne demektir? Baş bağlamak, TDK sözlükte ne anlama gelir?

Baş bağlamak Ne Demek? Baş bağlamak TDK sözlük anlamı nedir?

  • Baş bağlamak TDK sözlüğe göre 4 farklı anlama sahiptir.

Baş bağlamak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

Reklam
Reklam
  1. başına bir örtü örtmek
  2. başak vermek
  3. birine veya bir şeye bağlanmak, intisap etmek
  4. halk ağzında nişanlanmak

Baş bağlamak ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

baş ağır gerek, kulak sağır baş ağrıtmak baş (veya başını) alamamak
baş bulmak baş (veya başı) çekmek baş çevirtmek
baş dille tartılır baş döndürmek baş edebilmek
baş edememek baş eğmek baş eldeyken
baş etmek baş gelmek baş göstermek
baş göz etmek baş göz olmak baş kes, yaş kesme
baş kesmek baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde baş koşmak
baş koymak baş olan boş olmaz baş ol da istersen soğan başı ol
baş olmak baş sağlığı, dünya varlığı baş sallamak
baş tutamamak baş tutmak baş üstünde tutmak
baş üstünde yeri var baş vermek baş yakmak
baş yapmak baş yastığı baş derdini bilmez baş yemek
başa çıkmak başa çıkmak başa gelen (dert) çekilir
başa gelmek başa gelmeyince bilinmez başa güreşmek
başa vermek başı ağrımak başı bağlanmak
başı belada olmak başı belaya girmek (veya uğramak) başı çatlamak
başı dara düşmek başı daralmak başı darda kalmak
başı derde girmek başı dönmek başı göğe ermek (veya değmek)
başı hoş olmamak başı için başı kazan gibi olmak
başı nâra yanmak başı sağ olsuna gitmek başı sıkılmak (veya sıkışmak)
başı sıkıya gelmek başı taşa değmek başı tutmak
başı üstünde yeri olmak başı yastığa düşmek başı yastık yüzü görmemek
başı yerine gelmek başı zapt olunmamak başım gözüm üstüne
başımla beraber başın başı, başın da başı var başına balta kesilmek (veya olmak)
başına bela açmak başına bela almak başına bela olmak (veya kesilmek)
başına bir hâl gelmek başına dünyanın belasını sarmak başına çalmak
başına çalsın! başına çıkarmak başına çıkmak
başına çorap örmek başına dert açmak başına dert olmak (veya kesilmek)
başına devlet (veya talih) kuşu konmak başına dikilmek başına dikmek
başına dolamak başına ekşimek başına gaile açmak
başına geçirmek başına geçmek başına geçmek
başına gelen başmakçıdır başına gelmek başına gelmek
başına (...) gelmek başına güneş geçmek başına iş açmak
başına iş çıkarmak başına iş çıkmak başına kâhya kesilmek
başına kakmak (veya kakınç etmek) başına kalmak başına kan çıkmak
başına karalar bağlamak başına oturmak başına sarmak
başına taç etmek başına taş düşmek (veya yağmak) başına yıkmak
başına vur, ağzından lokmasını al başına vurmak başında beklemek (veya durmak)
başında değirmen çevirmek ...-nın başında gelmek (veya yer almak) başında kavak yeli (veya yelleri) esmek
başında olmak başında paralansın başında torbası eksik
başından almak başından aşağı kaynar sular dökülmek başından atmak
başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak) başından geçmek başından kalkmak
başından korkmak başından savmak başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
başını ağrıtmak başını alıp gitmek başını ateşlere yakmak
başını bağlamak başını beklemek başını belaya sokmak
başını bir yere sokmak başını bir yere bağlamak başını boş bırakmak
başını çatmak başını çıkarmak başını derde sokmak
başını dik tutmak başını dinlemek başını döndürmek
başını duman almak başını ezmek başını gözünü yarmak
başını istemek başını kaldırmamak (veya kaldıramamak) başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
başını koltuğunun altına almak başını kurtarmak başını nâra yakmak
başını ortaya koymak başını taştan taşa vurmak başını toplamak
başını uçurmak başını vermek başını yakmak
başını yemek başının altında başının altından çıkmak
başının çaresine bakmak başının derdine düşmek başının etini yemek
başının gözünün sadakası başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) başta taşımak
baştan aşmak baştan çıkarmak baştan çıkmak
baştan kara etmek baştan kara gitmek
Anahtar Kelimeler: