Başa çıkmak ne demek? Başa çıkmak TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, bazı olayları ve durumların özünü ifade etmek için kullanılırlar. Ortaya ne zaman çıktığı bilinmeyen bu kalıplaşmış sözcükler, anlatımı çarpıcı hale getirmek için genel olarak mecaz anlam ile kullanırlar. Birleşik fiiller de diğer sözcüklerle birlikte kullanılan kalıplaşmış sözlerdir. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller anlatımı kolaylaştırır. Başa çıkmak de bu anlatıma uyan ve Türkçenin zengin bir dil olmasına katkı sağlayan sözlerden biridir. Başa çıkmak ne demektir?

Atasözleri ve deyimler çoğu zaman kaynağını gerçek bir durumdan alan ancak bunu gerçek dışı bir şekilde ifade eden sözlerdir. Birleşik fiiller ise ifade etmeyi kolaylaştıran sözlerdir ve deyimlerde de kullanılırlar. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller hayatın her alanında kullanılan ve ifade yeteneğini arttıran sözlerdir. Bu sözlerden biri olan Başa çıkmak, TDK sözlükte ne anlama gelir? Başa çıkmak TDK sözlük anlamı ve örnek cümleler…

Başa çıkmak Ne Demek? Başa çıkmak TDK sözlük anlamı nedir?

  • Başa çıkmak TDK sözlüğe göre 2 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Başa çıkmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. bir şeye gücü yetmek
  2. güçlükler çıkaran biriyle olan işini, kendi istediği yolda sonuçlandırabilmek

    Başa çıkmak Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Varsın kıraç olsun tarlam / Taşlarını ayıklayacağım / Kazmayı sallayacağım / Karar vermişim / Toprakla başa çıkacağım" - Orhan Veli Kanık
    "Onlarla başa çıkmak kolay değildi, çünkü her an bir çamur atabilirlerdi kızdıklarında." - Ayşe Kulin

Başa çıkmak ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

baş ağır gerek, kulak sağır baş ağrıtmak baş (veya başını) alamamak
baş bağlamak baş bulmak baş (veya başı) çekmek
baş çevirtmek baş dille tartılır baş döndürmek
baş edebilmek baş edememek baş eğmek
baş eldeyken baş etmek baş gelmek
baş göstermek baş göz etmek baş göz olmak
baş kes, yaş kesme baş kesmek baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
baş koşmak baş koymak baş olan boş olmaz
baş ol da istersen soğan başı ol baş olmak baş sağlığı, dünya varlığı
baş sallamak baş tutamamak baş tutmak
baş üstünde tutmak baş üstünde yeri var baş vermek
baş yakmak baş yapmak baş yastığı baş derdini bilmez
baş yemek başa gelen (dert) çekilir başa gelmek
başa gelmeyince bilinmez başa güreşmek başa vermek
başı ağrımak başı bağlanmak başı belada olmak
başı belaya girmek (veya uğramak) başı çatlamak başı dara düşmek
başı daralmak başı darda kalmak başı derde girmek
başı dönmek başı göğe ermek (veya değmek) başı hoş olmamak
başı için başı kazan gibi olmak başı nâra yanmak
başı sağ olsuna gitmek başı sıkılmak (veya sıkışmak) başı sıkıya gelmek
başı taşa değmek başı tutmak başı üstünde yeri olmak
başı yastığa düşmek başı yastık yüzü görmemek başı yerine gelmek
başı zapt olunmamak başım gözüm üstüne başımla beraber
başın başı, başın da başı var başına balta kesilmek (veya olmak) başına bela açmak
başına bela almak başına bela olmak (veya kesilmek) başına bir hâl gelmek
başına dünyanın belasını sarmak başına çalmak başına çalsın!
başına çıkarmak başına çıkmak başına çorap örmek
başına dert açmak başına dert olmak (veya kesilmek) başına devlet (veya talih) kuşu konmak
başına dikilmek başına dikmek başına dolamak
başına ekşimek başına gaile açmak başına geçirmek
başına geçmek başına geçmek başına gelen başmakçıdır
başına gelmek başına gelmek başına (...) gelmek
başına güneş geçmek başına iş açmak başına iş çıkarmak
başına iş çıkmak başına kâhya kesilmek başına kakmak (veya kakınç etmek)
başına kalmak başına kan çıkmak başına karalar bağlamak
başına oturmak başına sarmak başına taç etmek
başına taş düşmek (veya yağmak) başına yıkmak başına vur, ağzından lokmasını al
başına vurmak başında beklemek (veya durmak) başında değirmen çevirmek
...-nın başında gelmek (veya yer almak) başında kavak yeli (veya yelleri) esmek başında olmak
başında paralansın başında torbası eksik başından almak
başından aşağı kaynar sular dökülmek başından atmak başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak)
başından geçmek başından kalkmak başından korkmak
başından savmak başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez başını ağrıtmak
başını alıp gitmek başını ateşlere yakmak başını bağlamak
başını beklemek başını belaya sokmak başını bir yere sokmak
başını bir yere bağlamak başını boş bırakmak başını çatmak
başını çıkarmak başını derde sokmak başını dik tutmak
başını dinlemek başını döndürmek başını duman almak
başını ezmek başını gözünü yarmak başını istemek
başını kaldırmamak (veya kaldıramamak) başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak başını koltuğunun altına almak
başını kurtarmak başını nâra yakmak başını ortaya koymak
başını taştan taşa vurmak başını toplamak başını uçurmak
başını vermek başını yakmak başını yemek
başının altında başının altından çıkmak başının çaresine bakmak
başının derdine düşmek başının etini yemek başının gözünün sadakası
başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) başta taşımak baştan aşmak
baştan çıkarmak baştan çıkmak baştan kara etmek
baştan kara gitmek
Anahtar Kelimeler: