Rehberlik Öğretmeni Kübra Yerlikaya Alim, aile ile öğrenci arasında kurulan başarılı iletişimin öğrenci başarısını etkilediğini söyledi.
Cumhuriyet Üniversitesi Vakfı Okulları Rehberlik Öğretmeni Kübra Yerlikaya Alim, iletişimi insanların birbirlerine bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde söz, beden dili, mimik veya jestleriyle duygu ve düşüncelerini aktarmaları olarak değerlendirip, “Konuşmak kadar dinlemekte iletişimin olmazsa olmaz unsurlarından bir tanesidir. Dinlerken verdiğimiz tepkilerimizle konuşmanın ve iletişimin güçlenmesini sağlayabiliriz. Çocuklar her şeyi taklit ederek öğrenirler. Örneğin, kolanın ne kadar zararlı olduğu ile ilgili çocuğunuzu ikna etmek adına bir sürü bilimsel açıklama ile birleştirip, örnekler gösterip anlatabilirsiniz. Ancak eğer siz kola içiyorsanız, hatta önünde içmenize de gerek yok sadece buzdolabınızda bulunduruyorsanız, ne söylerseniz söyleyin çocuğunuzda içmek isteyecektir. Model olmakla ilgili sıklıkla karşılaştığım bir başka konuda; ebeveynlerin çocuklarının onlara hiçbir şey anlatmadığı yönündeki sitemleridir. Hâlbuki ev içerisinde çocuğun görüp model alabileceği ve neyin, nasıl yapıldığını gözlemleyebileceği bir paylaşım bulunmamaktadır. Özellikle akşam yemek saatlerini tüm aileyi bir araya toplayabilecek zamanlar olduğu için çok önemserim ve bu zamanların nitelikli iletişime yatırım yapılabilecek şekilde kullanılması, çocuğunda uygun modelle öğrenmesi ve paylaşımının artmasına yardımı vardır” diye konuştu.
Edinilmiş tecrübeler aktarılmalı
Her konuda olduğu gibi bir davranışın kazanılması ve alışkanlığa dönüşmesi noktasında model alıp, taklit etmek ve çevreden gelen tepkileri ölçmek olduğunu kaydeden Alim, söz konusu sağlıklı iletişim olduğunda da yine başarılı iletişimin temel koşulları olan becerileri uygulayıp, sonrasında çocuğun uygulamasını beklemek gerektiğini aktardı. Alim, “Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, ona bir birey gibi davranmalı, yaşına uygun sorumluluklar vermeli ve kendine ait hayırlarına saygı göstermeliyiz. Örneğin kendini öptürmek, kucağına aldırmak istememe gibi taleplerine karşı bu isteğine saygı duymalı ve bedeninin ona ait olduğu, karşısındakinin isteğine göre zorunlu bir kabul geliştirmemesi gerektiğini öğretmeliyiz. Aksi durumda yabancılara karşı onu korumak için verdiğimiz cinsel eğitimi ihlal etmiş olursunuz. Çocuk sizden duyup gördüğü “ayıp bırak öpsün”, “saygısızlık etme, otur dedenin kucağına”, “o altını değiştirebilir” gibi söylemlerimizi yabancılara karşıda geneller. Her şeyden önce çocuğunuza ona ait olan bireyselliğini oluşturan vücuduna karşı söz hakkı vermelisiniz. Bunu 1.5, 2 yaştan itibaren başlayarak uygulayabilirsiniz. Bunların tümü karşımızdakine saygı duymayı, varlığını kabul edip, değer göstermeyi hissettirir. Çoğu insan “değer veriyorum” der. Ama bunu karşınızdakine hissettiremiyorsanız, bunun hiçbir önemi yoktur” şeklinde konuştu.
Sağlıklı iletişim nasıl kurulur
Sağlıklı iletişimle ilgili ailelere önerilerde bulunan Alim, “ Çocuğunuzun size anlatacakları olduğu zaman onu dinlemek için zaman ayırın. Çocukların kelime hazneleri ve ifade edici dilleri yetişkinler kadar iyi olmadığından anlatmak istediği durumu aktarması bizim beklediğimizden uzun sürebilir. Ancak siz onu dinlemeye açık olduğunuzu gösterdiğiniz takdirde onun işi daha kolay olacaktır. Çocuğunuz konuşurken ona kapı aralayıcı sorularla yardımcı olun. Size yoğun bir duygu ile bir şey anlatmaya çalışırken onun duygusunu geri yansıtarak yaşadığı duyguyu isimlendirmesini kolaylaştırın. Onu belli bir süre dinledikten sonra anladığınızı özetleyerek onayını alın. “Bugün sana söz verdiğimiz halde oyun parkına inemeyeceğimiz için üzgünsün”. Çocuğunuzla anne karnından itibaren başlayarak konuşun. Konuşmalarınızda neyi neden yaptığınıza dair ilişkilendirmeleri kurun. Çocuklar sorgulandıkları, suçlandıkları ve üzerine öğütler verildiği takdirde yapıcı düşünmeleri zorlaşır. Onu anladığınızı ifade eden “hımm”, “anlıyorum”, “yaaa” gibi ifadelerle çocuğa kendi duygularını, düşüncelerini keşfetmesine ve kendi çözümlerine ulaşmasını kolaylaştırmış olursunuz. Yapmaması gereken bir şeyi yapması durumunda sadece kızmak yerine, neden yapmamasını istediğinizi ve neden kızdığınızı anlatın. Dinlendiğini gören çocuk, kabul edildiğini ve sevildiğini düşünecektir. Sevgi tüm yanlışları doğru yapmak için motivasyonu sağlar. Çocuğunuzu dinlerken bunu etkin bir şekilde yapmalısınız. “Seni duyuyorum, devam et” deyip başka bir işle uğraşmaya devam etmeyin. Göz kontağı kurarak, gülümseyerek kabul belirtilerini beden dilinizle pekiştirin. Böylelikle çocuk kişiliğine saygı duyulduğunu görecek ve hayat boyu aileden aldığı bu mirasla kendine saygı bekleyecektir. Ebeveynler genellikle çocukları okulda gelir gelmez okulda neler olduğunu, gününün nasıl geçtiğini dinlemek isterler. Çocukların paylaşıma geçmek için bunun nasıl yapıldığını öğrenmeye ihtiyaçları vardır. Ona sormadan önce tüm ailenin bir araya toplandığı bir sırada siz kendi gününüzün nasıl geçtiğini anlatın. Birkaç gün bunu gözlemledikten sonra oda okuldan anlatacağı anılar toplamaya başlayacaktır. Özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da çocuğun biz sormadan kendiliğinden bize verdikleridir. Çünkü bunlar onun günü içinde en önemsedikleridir. Çocuğunuzla olduğunuz zaman tüm dikkatinizi ona yoğunlaştırın. Başka bir işle meşgulken değil, kendinizi tamamen çocuğunuza verdiğiniz zamanki ilgilenme süresini kaliteli zaman dilimine koyabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz