Başbağlar katliamının üzerinden 18. yıl geçti. Hain saldırının acısı hâlâ yüreklerde yerini korurken, Başbağlar köylüleri hunharca gerçekleştirilen saldırının faillerinin bulunmamasını içlerine sindiremediklerini, cevap bulamadıkları soruların, acılarını bir kat daha arttırdığını belirttiler.
Bundan tam 18 yıl önce terör örgütünün hain saldırısı sonucu Bağbağlar’da 33 vatandaş hunharca katledildi. Aradan geçen zamana rağmen bu acı 18 yıldır halen devam ediyor. Tarihler 5 Temmuz 1993’ü gösterdiğinde, Başbağlar Köyü yüzyıllarca unutulmayacak bir katliam yaşadı. Akşam namazından sonra, yaklaşık 100 kişilik terörist grubu tarafından köy meydanında bir araya getirilen Başbağlar Köyü sakinlerinden 28 vatandaş, acımasızca kurşuna dizilirken, biri kadın ve biri de çocuk olmak üzere 5 vatandaş da evlerinde diri diri yakıldı. Aradan geçen 18 yılda katliamın izleri ortadan kalkarken, hain saldırıyı gerçekleştirenlerin yakalanamaması ise acıları artırdı.
Olayın yıldönümü nedeniyle Başbağlar Köyü’nde, şehitlerin hatırasını yad etmek üzere bir tören düzenlendi. Törene katılanlar hep birlikte teröre lanet okudu. Erzincan’a 225 kilometre uzaklıktaki Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'ndeki anma törenine Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, Belediye Başkanı Yüksel Çakır, eski Müsteşar Hasan Basri Aktan, Kemaliye Kaymakamı Metin Yılmaz ile birlikte katliamdan yaralı olarak kurtulan Başbağlar Köyü Muhtarı Ali Akarpınar ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Başbağlar Köyü’nün girişine gelen misafirleri, ellerinde dövizler ve bayraklarla karşılayan çocuklar, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez.” sloganları attı. Vali Abdulkadir Demir’in köye gelmesi ile başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından, şehit yakınlarından Aydın Parto “Başbağlar Şehitleri” şiirini okudu. Bu esnada katılanlar gözyaşlarını tutamadı.
‘MADIMAK SENARYOSUNUN DEVAMI 33 MASUM CANI ALDI’
Hain saldırıdan, üç kurşun yarası ile kurtulan Muhtar Ali Akarpınar yaptığı konuşmada, “Amaçları ülkemizin insanlarını sağcı-solcu, Alevi, Türk-Kürt ayrımı yaptırıp, fitne çıkararak bizi birbirimize düşürmek isteyen fesat yuvalarının içimizdeki uzantısı ve taşeronu olan hainler, önce 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta yapılan etkinlikleri provoke ederek, Madımak Oteli’nde 37 insanımızı katletti. Üç gün sonra da daha önceden hazırlanan senaryonun devamı olarak, 5 Temmuz 1993 tarihinde Osmanlı Devleti’ne uç beyliği yapmış 600 yıllık tarihi ile kendi halinde bir köy olan Başbağlar Köyü, hainlerin sözde Sivas olayının misillemesi olarak terör baskınına uğradı. Gerek Başbağlar katliamı, gerekse Sivas katliamının amacı, sonucu ve birçok yönü benzer olduğu halde, maalesef Sivas olaylarına gösterilen ilgi ve hassasiyet Başbağlar Katliamı’na gösterilmemiştir. Sivas olayı manşetlerden düşmez iken, Başbağlar Köyü katliamını yapanların bıraktığı bildiride de açıkça ‘Sivas Katliamı’nın hesabı sorulmuştur.’ denilerek, Başbağlar Katliamı’nın Sivas Katliamı’nın sebebi değil sonucu olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, Başbağlar Katliamı hep göz ardı edilmiştir. Bütün hali ile taraflı bakışa rağmen Başbağlar Köyü her türlü meşru zeminde hakkını arama çabasında olmuştur. Hiçbir taşkınlık, hırçınlık göstermeden metanetini ve sabrını korumuştur. Başbağlar Köyü katliamı, bugün hâlâ faili meçhul bir olay olarak durmaktadır. 18 yıldır kimler, bizi neden katlettiler? Sorularına henüz bir cevap alınamamıştır.” şeklinde konuştu.
‘HAİN ELLER VE KARANLIK ODAKLAR BİZİ BİRBİRİMİZE HASIM EDEMEYECEKTİR’
Erzincan Valisi Abdulkadi Demir ise Sivas’ta yaşanan üzücü olaylar, akabinde Başbağlar’da yapılan bu menfur saldırının, bu güzel ülkede bir kardeş kavgası çıkarmayı amaçladığını ifade ederek, “Her şey ayan beyan ortadadır. Ama bu boşuna bir uğraştır. Anadolu insanının feraseti, olgunluğu; milli ve manevi değerlere olan bağlılığı, ruh dünyasının zenginliği buna asla müsaade etmeyecektir. Aynı havayı teneffüs eden, aynı topraklar üzerinde yaşayan, aynı tarihe sahip, akrabalık bağlarıyla birbirine bağlı olan bizleri; hain eller, karanlık odaklar birbirimize hasım ve düşman yapamayacaktır. Bunu tarihte denediler olmadı. Maraş’ta, Sivas’ta, Başbağlar’da yapmaya çalıştılar olmadı. Yarın da olmayacak. Bizim birliğimizi bozmaya çalışanlar beyhude bir uğraş içindeler. Biz bir kabile devleti değiliz. Tarih sahnesine yeni çıkmış bir millet ve devlet de değiliz. Bizler şanlı bir tarihe sahibiz. Köklü medeniyetler kurmuşuz. Üç kıtada hükümran olmuş, masumların, mağdurların barınağı sığınağı olmuşuz. Bir çok badireleri, sıkıntıları hep birlikte el ele vererek atlatmasını bilmişiz. Hürriyet ve istiklalimize kastedenlere en unutulmaz dersleri vermişiz. İşte bu şanlı tarihin verdiği şuur ve cesaretle huzurlarınızda şu hususu bir kez daha tüm dünyaya ilan etmek istiyorum; bin yıllık tarihinin şahitliğiyle acıda, sevinçte, tasada aynı duyguları yaşamış, birlikte ağlamış birlikte gülmüş bu ülkenin insanlarını birbirine düşman yapmaya çalışanlar; birliğimize kurşun sıkanlar, dirliğimizi dinamitleyenler, geleceğimize karanlık senaryolar yazanlar şunu bilmeli ki bu millet bütün bunların üstesinden gelmesini bilecektir. Ülkemizin ve insanımızın aydınlık geleceğini karartmaya çalışan bu karanlık ve kirli ellere; acı çekse de asla ve asla fırsat vermeyecektir.” açıklamasında bulundu. Vali Demir, konuşmasında ayrıca, Başbağlar Köyü’ne bir kültür evi yapılacağının müjdesini de verdi.
Konuşmaların ardından törene katılanlar, Başbağlar Köyü Şehitlik Anıtı’na yürüyerek burada gözyaşları içerisinde dua edip Kur’an tilaveti dinledi. Başbağlar Katliamı şehitlerinin defnedildiği asıl şehitlik, katliamdan sonra köyde cenaze namazı kılacak erkek kalmadığı için Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu tarafından Başbağlar’a en yakın köy olan Başpınar Köyü’ne kurulmuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz