Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Batman İl Teşkilatı'nın düzenlediği siyaset akademisi eğitim programında konuşan, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın baş danışmanı siyaset bilimci Doç. Dr. Yalçın Akdoğan, çözüm sürecinde silahsız kuvvetlerinin, Sivil Toplum Kuruluşları (STK)'nın devreye girmesi gerektiğini söyledi.
AK Parti Batman İl Teşkilatı tarafından organize edilen siyaset akademisi eğitim programının konuğu, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın baş danışmanı siyaset bilimcisi Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan oldu. Kültür İl Müdürlüğü konferans salonunda gerçekleşen Siyaset Akademisinde konuşan Akdoğan, Türkiye’nin tarihi bir dönemeçten geçtiğini, bu meselenin sadece on binlerce insanın yaşamını yitirdiği ülkeye millete bedeller ödetmiş bir sorunun, kanlı ve acılı bir sorunun geride kalması açısından bir önem taşımadığını söyledi. Büyük Türkiye idealine ulaşılabilmesi, yeni demokrasi hedeflerine ulaşabilmesi açısından da kritik bir süreç yaşadıklarını ifade eden Akdoğan, “Burada terörün son bulması kadar Türkiye'nin o 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için demokrasi başta olmak üzere bütün standartları yükseltebilmesi aslında bu süreç böyle gelişen bir süreç. Tabi önümüzde bir sorunlar kümesi var iç içe geçmiş bunun birçok boyutu var. Ak Parti iktidarı ilk günden itibaren sorunlar kümesini çözmeye çalışıyor. Ama kabaca bakarsak Ak Parti iktidarı dönemlerine ilk dönem ne vardı yatakta bir hasta vardı can çekişen ilk dönemin ruhu bu can çekişen hastayı ayağa kaldırmak ve hayata döndürmek üzerine kuruluydu. Güven ve istikrarı bozulan ekonomik istikrarı tesis etmek Türkiye'yi canlandırmak ve ayağı kaldırmak" dedi,
"AK PARTİ’NİN İKİNCİ DÖNEMİ KARANLIK GÜÇLERLE MÜCADELE DÖNEMİYDİ"
Ak Parti'nin ikinci döneminin karanlık güç odaklarına karşı vesayetçi odaklara karşı bir mücadele dönemi geçirdiğini belirten Akdoğan, "Yani iktidarı milletin iradesini gasp eden iktidara ortak olmaya çalışan karanlık bir takım odakları ve vesayetçi anlayışı tesviye etme bunları geriletme süreciydi. İşte bu süreçte Türkiye ciddi siyasi normalleşmeler yaşadı. 22 temmuz seçimleri ve 12 eylül referandumu Türkiye'de aslında demokratik bir devrimdi. Bu demokratik devrimin ardından Türkiye daha büyük hedeflere odaklandı.Ak partinin üçüncü döneminde kritik bazı sorunlarımız var. Geçmişten devraldığımız. bunların cesaretle üzerine gitme yani bu gün bir süreç yaşıyorsak bu sürece kolay gelinmedi.
Bu süreç büyük önem taşıyor.bu süreci sadece Recep Tayyip Erdoğan çözer ve sadece Ak Parti iktidarı gibi büyük toplumsal desteğe mazhar olmuş bir parti çözer. Nasıl bu gün Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü açısından denklemden AK Parti'yi çıkartırsan bu bütünlüğü tesis edebilecek başka bir siyasi anlayış yoksa işte bu büyük devasa sorunları çözecek anlayışta ancak ak partinin anlayışıydı. Ak parti paradigmayı inkarcı zihniyeti değiştirdi. Biz çok değişiklik yaptık Kürt meselesi denince akla gelebilecek onlarca konunun neredeyse yüzde 90 oranı bu iktidar dönemindeydi" ifadelerini kullandı.
Kürtler için ne yapıldıysa hepsini AK Parti'nin yaptığını kaydeden Akdoğan, "Yani biz göğsümüzü gere gere Kürtler için ne yapıldıysa AK Parti yaptı diyebilmeliyiz. Diğer bütün etnik unsurlar için ne yapıldıysa AK Parti yaptı diyebilmeliyiz. Bunları birileriyle pazarlık üzerine yapmadık. Birilerinin dayatması üzerine yapmadık. Bu süreçler yokken yaptık. Yani birilerinin dediği gibi onların eylemleri veya dayatmaları üzerinden gelişmeler yapmadık. AK Parti buna inandığı için yaptı. Devletin gasp ettiği devletin yok saydığı bir takım hakları vatandaşımıza vermek bir lütuf değildir. Bu olması gerekendir ve bunu Ak Parti iktidarı hayata geçirdi. Hepimiz çok çektik sadece bir kesim çekmedi. Yani tek tipçi jakoben dayatmacı anlayış Türkiye'de herkese zulme etti. Türk de çekti Arap da çekti Kürt de çekti. Alevi de çekti, Sunni de çekti, Müslüman da çekti, gayri müslim de çekti. Bu anlayışı yerle bir etti ak parti ve bütün mayınları temizleyerek şimdi ileri demokrasi için Türkiye'nin önünü açıyor. Bu sorun Türkiye için bir ayak bağı toplumsal barışımızı iç huzurumuzu tehdit ediyor. Türkiye'nin bölgesel etkinliğini tehdit ediyor. zayıflatıyor. İşte 2023 hedeflerine ulaşmamıza bir engel. Bu ayak bağından artık kurtulmamız gerek" şeklinde konuştu.
Bu sorun bir takım toplumsal travmalar ürettiğini anlatan Akdoğan, "Sosyal sorunlar oldu. Acı çeken kesimler birbirlerine farklı bir şekilde bakmaya başladı. Bu aynı zamanda toplumsal bir restorasyon gerektiriyor. Bir helalleşme temiz bir sayfa açmak gerekiyor. Geçmişin yanlışlarını sorgulayalım hesaplaşalım bunları görmezden gelelim yok sayalım anlamında bir helalleşme demiyorum. Ama sürekli öç ve intikam duygusuyla hareket edersek geçmişimizi kaybettik geleceğimizi de kaybederiz. Karanlık geçmişin içine geleceğimizi de çekmiş oluruz" diye konuştu.
Toplumda büyük bir umut olduğunu ifade eden Akdoğan, "Bu süreçte çark eden kaybeder. Geri adım atan kaybeder. Toplumda büyük bir umut var büyük bir direnç üretiyor. Bir kısım sabotajlar sürece zarar verecek olaylar bu süreçte oldu ama bu toplumsal direnç ve umut bunları devre dışı bıraktı. Bundan sonra da bu süreçten memnun olmayan bir takım kesimler olacaktır bunlara karşı da teyakkuz olmak durumundayız. Ama baktığımız da Kandilden yapılan açıklamalarda ve Kandilin pozisyonundan Öcalan'ın çağrısının bütün olarak arkasında durduklarını görüyoruz. Bu ne kadar devam eder bilmiyoruz. Bu şekilde örgüt içerisinden bir kanat farklı bir hareket yapmadığı sürece burada dış dinamiklerin bu süreci doğrudan tahrip etmesi zarar verebilmesi çok mümkün görünmüyor.Burada biz büyük bir risk aldık. Büyük bir cesaretle bu süreci başlattık. Sadece taşın altına elimizi koymadık yüreğimizi koyduk bedenimizi koyduk bütün siyasi hayatımızı neredeyse bu sürecin altına koyduk. Bu yüzden bir bütün olarak bu sürecin arkasında durmak umutları yeşertmek gerekiyor. lüzumsuz polemiklere direncimizi harcamamalıyız. Büyük fotoğrafa bakarak hareket etmemiz gerekiyor. Artık silahsız kuvvetler devrede olmak zorunda. Bu ne demektir hepimize çok şey düşüyor. Sivil toplum örgütlerimiz size çok büyük görevler düşüyor. Teşkilatlarımıza büyük görevler düşüyor. Kanaat önderlerine, cemaatlere büyük önem düşüyor. İşte bu büyük toplumsal restorasyonu sağlamak kardeşliğimizi pekiştirmek için burada hepimize büyük görev düşüyor. Bu süreç sadece iktidarın attığı adımlarla neticeye ulaşamaz. Hep birlikte çalışmazsak bütün toplum kesimleri bu süreçte gerekenleri yapmazsak o zaman elde edeceğimiz fayda daha az olur" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz