Başbakan Yıldırım’ın grup konuşmasından satır başları şöyle:
"Gerek Suriye'nin kuzey sınırında gerekse Musul ve kuzeyinde ortaya konan bazı planlar var. Bu planlarla ilgili asla ve asla oralarda yeni bir oluşuma izin vermeyecektir. Türkiye'nin toprak bütünlüğü bağımsızlığı açısından bizim açımızdan bu bölgeler, bu ve buna benzer hareketler asla ve asla müsamaha ile karşılanamaz. Gereken neyse hiç tereddüt etmeden onu da yaparız. Dostlarımızın mutabık kaldığımız amaçlar doğrultusunda yapacakları her türlü faaliyeti sonuna kadar destekliyoruz. Ama Türkiye'nin huzurunu bozan, canını yakamaya çalışan bu terör örgütlerine müzahir davranışlar içerisine girmelerini de terörle mücadele Suriye'de özgürlük mücadelesi adı altında bir takım çalışmalara girmelerini de asla müsamaha ile de karşılayamayız.
KOORDİNASYON SAĞLAYACAK DÜZENLEME
Emniyet güçlerimizin terörle mücadelede kararlılığını ve koordinasyonun artırmaya yönelik gündemimizde bir düzenleme var. Esas itibariyle yeni bir şey yok. Neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç var? Çünkü mülki idare amirliklerinin ihtiyaç duyduklarında silahlı kuvvetlerden destek alması zaten mevcut kanunlarda olan bir şey. Burada getirilen şudur: Değişik mevzuatlarda var olan şeyle bir araya getiriliyor. En iyi şekilde koordinasyonun kurulmasını sağlayacak bir düzenlemeden bahsediyoruz.
CHP VE MHP’YE TEŞEKKÜR
Diğer boyutu da tabi ki burada yapılan faaliyetlerin görev kapsamında sayılması ve buna göre hukuki süreçlerin dikkate alınması.Burada terörle mücadelede ya da başka mücadelelerde güvenlik unsurlarımızın moral değerlerini yüksek tutmak karşılaşabilecekleri hukuki sorunları ortadan kaldıracak bir düzenlemedir. CHP ve MHP bu tasarıya karşı olumlu bir tutum içindedirler. Bu milli bir meseledir. Bu iki partimize teşekkür ediyorum.HDP’nin destek olmasını beklemiyorduk zaten. Siz terörün yanında mısınız ülkemizin yanında mısınız?
AB İLE İLİŞKİLER
Yarım aşırı geçen bir serüvenimiz var. Ama süre ne kadar uzun olursa olsun Türkiye olarak biz samimiyetimizden duruşumuzdan asla ve asla sapma yapmadık. Şimdi bizim beklentimiz Avrupa’nın aynı samimiyeti göstermesi ve verdiği sözleri yerine getirmesidir. Gümrük birliğinin güncellenmesi gündemimizdeki önemli konulardan biridir. Bir diğer mesele nisanların serbest dolaşım hakkıdır. Haziran ayı sonunda vize muafiyetinin yürürlüğe girmesiydi. Bu konuda bizden istenen 72 maddenin bir çoğunu bütün bu şartların çok ciddi bir bölümünü tamamladık.
“VARSIN ORADA KALSIN VİZE MUAFİYETİ”
Son zamanda önümüze bir şey çıkardılar. Bunların alışkanlığı. Son söyleyeceklerini saklarlar, saklarlar tam işler yoluna gireceği zaman çıkartırlar.
Terörle mücadele şartını çıkardılar. Bu dostluğa sığar mı? Bu şartlar altında asla ve asla terörle mücadele kanununda herhangi bir değişiklik söz konuş olmaz. Bunun sonucu vize muafiyeti olsa dahi. Varsın orada kalsın vize muafiyeti. Türkiye artık 60’lı yılların Türkiye’si değil.
'KILIÇDAROĞLU'NUN GÜVENLİĞİ TEMİNATIMIZ ALTINDA'
"Tatsız bir olay yaşandı. Bir şehit yakını belki de içinde bulunduğu ruh hali ile anamuhalefet partisi genel başkanın önüne boş bir kovan bıraktı. Asla ve asla bizim açımızdan kabul edilebilir bir şey olmadığını söyledim. Ne olursa olsun şehitlerimiz olabilir. Canımız yanabilir. Ama böyle bir davranışı asla onaylamadığımızı çok net bir şekilde söyledim. Buna rağmen beklediğimiz şuydu; ana muhalefet partisi başkanı daha sorumlu davranmalı. Nedir; “Biz güvenliğimizi kendimiz alacağız.” HDPliler de aynı şeyi söylüyor. Yani "CHP, HDP çizgisine süratle gidiyor." diyenleri haklı çıkarmak gibi bir görevinizin olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türkiye'de ister başbakan olun… Türkiye Cumhuriyeti herkesin can ve mal güvenliğini korumak için hazır ve nazırdır. Merak etmeyin Kılıçdaroğlu sizin güvenliğiniz de bizim teminatımız altındandır. Faaliyetlerinizde lütfen canı yanan şehit yakınlarını da rencide etmeyen açıklamalar yapmanız da bu milletin hakkı beklentisidir.