MHP lideri Bahçeli'nin idamla ilgili açıklamasına jet yanıt veren AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "İdam meselesi bir anayasa meselesidir. Anayasa da bir uzlaşma meselesidir. Diğer siyasi partilerle mutabakat sağlanırsa, sınırlandırılmış bir düzenleme yapılabilir.Sayın Bahçeli'nin düşüncesini dikkate alacağız. Anayasada gerekli teklifimizi yapacağız" dedi.
"Milletimiz her zaman bizimle oldu, desteğini asla eksiltmedi, Çünkü AK parti milletin partisidir" diyen Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Çıkarılan her krizin ardından kazanan millet oldu, demokrasi oldu. Bugün Türkiye düne göre daha güçlüdür. Ekonomi ile yatırımlarla, büyük projelerle daha güçlüyüz. Biz millete efendilik yapmaya değil, hizmet yapmaya geldik.Milletin bize duyduğu güven en büyük güç oldu.Ekonomi ile yatırımlarla, büyük projelerle daha güçlüyüz. Biz millete efendilik yapmaya değil, hizmet yapmaya geldik.Milletin bize duyduğu güven en büyük güç oldu.
YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK
İstişare toplantımızdan gerekli yol haritalarını belirleyerek çıktık. Milletimizin bizden ne beklediğini gayet iyi biliyoruz. Başkaları çamur siyaseti yapmaya devam edebilir, AK Parti olarak biz millete verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çalışmaya devam edeceğiz. Afyon'da sadece istişare toplantısı yapmadık, bol bol vatandaşlarımızla bir araya geldik, önerilerini aldık, dertlerini dinledik.
TÜRKİYE'YE KÜRESEL YATIRIMLARIN İLGİSİ ARTTI
Türkiye'de 8 yıldır devam eden Türkiye Yatırım Danışma Konseyi toplantısını gerçekleştirdik. Bu yıl, 21 büyük küresel firma katıldı. Bu firmaların toplam cirosu 20 milyar dolar civarında. Bu toplantıların amacı Türkiye'deki yatırımların ve gelecek beklentilerinin değerlendirilmesi ve yeni kararların alınmasıdır FETÖ'nün ısrarla yaymaya çalıştığı ekonomi bozuluyor algısının aksine küresel yatırımların Türkiye'ye ilgisi artarak devam ediyor. 2009 küresel krizinin çok hafif geçmesinin sebebi Türkiye'nin krizde yatırıma hız vermesidir. Türkiye 2009 hariç 27 çeyrek üst üste büyümeyi gerçekleştirmiş nadir ülkelerdendir.
O UÇAKLAR 2018'DE TÜRKİYE'DE OLACAK
Savunma Sanayi İcra Komistesi toplantısını gerçekleştirdik. Aldığımız kararları kısaca şöyle söyleyebiliriz: Savunma kabiliyetimizi güçlendirmek, caydırıcılık altyapımızı güçlendirmek için 26 projenin hayata geçmesi için onay verdik. Toplam maliyeti 4,1 milyon dolar. Bu toplantıda, ayrıca Türkiye'nin de içinde olduğu F-35 uçaklarının ilk partisinin 2018'de Türkiye'ye gelmesi konusunda kararımızı aldık. Yeni nesil birleşik savaş uçakları projesi ile Türkiye savunma kabiliyetini artırmış olacak. Bölgedeki istikrara, güvene, barışa katkı sağlayacak. Bu uçakların yapımında Türkiye de var. Maliyetinin yüzde 50'sini oluşturan parçalar Türkiye'de yapılacak, orada monte edilecek. 14 yılda savunma sanayisine yapılan yatırım 35 milyar dolardır. Önümüzdeki 4 yıl için savunma sanayinde AR-GE çalışmalarına 650 milyon dolar ayırdık.
DEV PROJELER İÇİN TARİH VERDİ
30 Ekim'de İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısını gerçekleştirdik. Geleceğe yönelik yatırımlarımızı bir kez daha gözden geçirdik. İstanbul'a 7 proje kazandırıyoruz. Bunlardan 5'i bitti. Ankara-İstanbul hızlı tren projesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osman Gazi Köprüsü ve İstanbul-İzmir karayolu, Marmaray, Avrasya Tüneli. Biz inanıyoruz ki zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. Bu proje öyle bir proje. Geriye kaldı iki proje. Biri dünyanın en büyük havalimanı. Bazılarının alay ettiği, bazılarının da Gezi olaylarıyla protesto ettiği engellemeye çalıştığı havaalanın da ilk etabını 2018'de hizmete alıyoruz. Bu haliyle de 90 milyon kapasiteli. 7'nci büyük eser Kanal İstanbul'un çalışmasını da Ulaştırma Bakanlığımız hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Bir su yolu projesi değil, bir yaşam merkezi haline gelecek. Çanakkale 1915 Köprüsü Mart 2018'de açılacak. Çanakkale düşmana geçilmez ama dost için havadan da geçilir, köprüden de geçilir.
MARTİN SCHULZ'A TEPKİ
Başbakan Binali Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyona "İfade özgürlüğüne ilişkin kırmızı çizginin bir kez daha geçilmesi anlamına geliyor" sözleriyle tepki gösteren Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Suchulz'a tepki gösterdi. Yıldırım, "Avrupa Parlamentosu'nda birisi, 'Bu gazeteyle ilgili gözaltılar bizim kırmızı çizgimizdir...' Kardeşim senin çizgine mizgine biz bakmayız. Kırmızı çizgiyi millet çizer bizde millet. Senin çizginin ne hükmü var? Senin çizginin üzerine bir çizgi de biz çizeriz. Bırakın bu işleri" dedi.
Başbakan Yıldırım, Yıldırım'dan satır başları şöyle:
Hem FETÖ ile hem BETÖ ile amansız bir mücadelemiz var ama gereken desteği göremiyoruz. Ana muhalefet partisi lideri Yenikapı ruhumdan ayrılmak için bin bir bahanenin peşine takıldı. Bu birlik ruhundan ayrılmak için büyük bir gayret içerisinde. AK Parti olarak, 'Bu Yenikapı ruhunu gözümüz gibi koruyacağız' dedik. Bu konuda o günkü duruşunu bugünde aynen devam ettiren MHP’ye teşekkür ediyorum. Millet, memleket menfaatini ön plana alan ve bu yönde sorumlu davranış gösteren Sayın Bahçeli'ye teşekkür ediyorum.
Bugün gündemimizde anayasa değişikliği var. Bu değişiklik sadece bizim meselemiz değil. 14 yıldan beri darbe anayasası değişsin diye bize oy veriyorlar. AK Parti söylediklerini yapan, yapamayacaklarını söylemeyen bir partidir. Şimdi artık millete verdiğimiz sözü yerine getirme zamanıdır. Anayasa değişikliğini referanduma götürecek sayımız yok. 330 ve üstü olacak ki referanduma gitsin. Biz partilerden şunu istiyoruz. Bizim anayasa değişikliği teklifimiz var, siz de getirin, vatandaşa gidelim. Vatandaş hangisini onaylarsa başımızın gözümüzün üstünde yeri var. CHP, temelden karşı, onlar aynen Çarşı gibi, her şeye karşı. CHP, AK Parti ne söylerse, tersini söylüyor.
Anayasa değişikliğinde sona geldik. İnşallah Meclis'e de getireceğiz. Biz hazırlıklarımızı tamamladık. En azından 330’a erişmek ve üzerine çıkmak için MHP’nin desteği önem arz etmektedir. MHP’nin hassasiyetini dikkate alarak bir hazırlık içinde çalışmalarımızı tamamladık. Bundan sonra Meclis’in bileceği iştir. Meclis önümüzü açarsa meydanlara bu teklifi götürmeye imkan sağlarsa bu teklifle anayasa ve sistem konusundaki bu anlamsız tartışmalara noktayı koyacağız.
Ben 'başkanlık gelmezse bölünme riski var' dedim. Bunu dile doladılar. Başbakan 'bölünme ile tehdit ediyor' diye. 7 Haziran ve sonrasının manzarasını ne çabuk unuttunuz.
AP'YE "KIRMIZI ÇİZGİ" TEPKİSİ
Bir gazetenin yöneticilerine ve vakfına yönelik ithamlar var. Bir şikayet var ağustos ayından beri soruşturma var. Bu gazeteye gözaltılar yapıldı. Hemen koro halinde başladılar, 'basın özgürlüğü elden gidiyor' diye. Basın özgürlüğüne sonuna kadar sahip çıkacağız. Bizim Avrupalı dostlarımızla anlaşamadığımız konu terörle mücadelede attığımız adımlardır. Hemen önümüze basın özgürlüğü getiriyorlar. Avrupa Parlamentosu'nda birisi, 'Bu gazeteyle ilgili gözaltılar bizim kırmızı çizgimizdir...' Kardeşim senin çizgine mizgine biz bakmayız. Kırmızı çizgiyi millet çizer bizde millet. Senin çizginin ne hükmü var? Senin çizginin üzerine bir çizgi de biz çizeriz. Bırakın bu işleri. Türkiye tehditlerle hizaya getirilecek ülke değildir. Avrupa Parlamentosu terör örgütünün reklamının yaparken kırmızı çizginiz neredeydi. Basın özgürlüğünü sizden öğrenecek değiliz.