Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye ile Yunanistan arasında çok büyük iş imkanları var ama en önemlisi bu iş imkanlarını hayata geçirecek en önemli unsur, iki taraf arasındaki dostluk ilişkisidir. Bakanlarımızın, bundan sonra da ailenin fertleri gibi karşılıklı temaslarla geleceğimizi, gelecek nesillerin dostluk köprülerini kuracağına inanıyorum. Çok önemli projeleri birlikte düşünüyoruz" dedi.
Başbakanlık İzmir Ofisi'nde gerçekleştirilen Türkiye-Yunanistan 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı heyet görüşmelerinin ardından taraflar arasında imza töreni gerçekleşti.
Tören sonrası Başbakan Davutoğlu ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına Yunanca "Hoşgeldiniz" diyerek başlayan Davutoğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, 2010 yılında ilk adımları atılan Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın 4'üncüsünün bugün çok özel mekanda ve çok özel bir günde gerçekleştirildiğini söyledi.
İzmir'in Anadolu'nun Ege'ye uzanan kapısı, Akdeniz'e uzanan penceresi ve Yunanistan'a en yakın noktadaki bir kenti olduğunu belirten Davutoğlu, "Burada dostluk mesajlarımızı, iyi komşuluk mesajlarını, Ege'yi, bir huzur ve refah bölgesi yapma irademizi birlikte sergilemiş ve deniz arasındaki iki dost ve komşu halkın birlikteliğini dünyaya göstermiş olduk" diye konuştu.
Bugünün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü olduğunu hatırlatan Davutoğlu, kadınların gününü kutladı ve kadınların içinde olduğu toplantıların daha bereketli neticeler doğurduğunu ifade etti.
Toplantıda çok verimli görüşmeler gerçekleştirildiğini aktaran Davutoğlu, ele alınan konuların, ilişkilerin derinliği ve kapsamını gösteren boyutlara sahip olduğunu söyledi. İki tarafın 11 bakanının katıldığı toplantıda işbirliği alanlarının tanımlandığını dile getiren Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her bir bakanımız muhatabıyla yaptıkları görüşmelerle bu işbirliği alanının kapsamını, bundan sonra atılacak adımları ele aldılar. Hem de dün Avrupa Birliği Zirvesi'nde buraya geldik birlikte, dolayısıyla son gelişmeleri, Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerini, Suriye krizi ve bunun doğurduğu sonuçları ele alma imkanı bulduk. Hem de bundan sonraki gündemimizin ana maddelerini tespit etmiş olduk."
Başbakan Davutoğlu, görüşmelerde bakanların kurdukları derin dostluk ilişkilerinin kendisini memnun ettiğini ifade etti.
İki ülke arasında önemli projeleri de toplantıda dile getirdiklerini aktaran Davutoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye ile Yunanistan arasında çok büyük iş imkanları var ama en önemlisi bu iş imkanlarını hayata geçirecek en önemli unsur, iki taraf arasındaki dostluk ilişkisidir. Bakanlarımızın bundan sonra da ailenin fertleri gibi karşılıklı temaslarla geleceğimizi, gelecek nesillerin dostluk köprülerini kuracağına inanıyorum. Çok önemli projeleri birlikte düşünüyoruz. Ulaştırma alanında Ege'nin iki yakasını daha çok yakınlaştırabilmek için çok güçlü bir irademiz var. İzmir ile Selanik arasında feribot seferlerinin başlaması için altyapı çalışmalarımız tamamlanıyor, inşallah iki güzel Ege şehri birbirine tarihte olduğu gibi bugün de doğrudan bir hat ile bağlanacak."
Davutoğlu, İzmir, Selanik ve İstanbul arasında da hızlı tren çalışmasını gerçekleştirmek istediklerini bildirdi.
Ayrıca Atina ile Ankara arasında doğrudan havayolu ulaşımı bulunmadığını farkettiklerini belirten Davutoğlu, "Türk Hava Yolları yetkilileriyle, Yönetim Kurulu Başkanı ile temas kurduk, inşallah Ankara ile Atina arasındaki uçuşlar en kısa sürede başlayacak. İki dost komşu ülke arasında başşehir arasında havayolu ulaşımının olmaması kabul edilebilecek bir durum değil. Ümit ederiz Ankara'dan Atina'ya, Atina'dan Ankara'ya uçan uçaklar burada İzmir'de oluşturduğumuz barış mesajını daha da güçlü bir şekilde taşıyacaklar" diye konuştu.
Anadolu ile Yunan adaları arasındaki ulaşımı da daha seri ve hızlı olmasının turizm açısından da önem taşıyacağına işaret eden Davutoğlu, bu durumun karşılıklı turist geliş gidişlerini daha da teşvik edeceğini kaydetti. Davutoğlu, iki ülke arasında turizm alanında çok geniş işbirliği potansiyeli bulunduğunu ifade ederek, ileriki yıllarda bunu geliştirmeye kararlı olduklarını söyledi.
5 soruda AB-Türkiye mülteci planı
AB ve Türkiye göçmen krizini sonlandırmak için kapsamlı ama bir o kadar da karmaşık bir plan üzerinde prensip anlaşmasına vardı. Türkiye AB'ye ne öneriyor? Karşılığında AB'den ne bekliyor? Anlaşmanın hayata geçmesi ne kadar olası?
Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye göçmen krizini sonlandırmak için kapsamlı ama bir o kadar da karmaşık bir plan üzerinde prensip anlaşmasına vardıklarını açıkladılar.
Plan kapsamında Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki mülteci trafiğinin düzenli bir hale sokulmasından, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin ve Türk vatandaşları için Schengen bölgesine vizesiz seyahat çalışmalarının hızlandırılmasına kadar birçok konuda yeni adımlar atılması öngörülüyor.
Anlaşmanın ayrıntılarını ve tarafların tutumlarını beş başlıkta özetledik.
1- AB'ye ne önerildi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu öncülüğündeki Türkiye heyeti zirveye yeni bir teklifle gitti.
Türkiye kıyılarından yola çıkıp Yunan adalarına ulaşan tüm göçmenler, buna Suriyeli mülteciler de dahil, Türkiye'ye geri gönderilecek. Bunun karşılığında AB ise Türkiye'ye gönderilen her bir Suriyeli karşılığında Türkiye'den bir mülteci alacak.
Plan metninde bu sayede insan kaçakçılarının önünün kesilebileceği, Avrupa'ya göçün düzenli hale sokulabileceği belirtiliyor. Suriyeli olmayan göçmenlerin durumu ise belirsiz.
2016'nın başından bu yana Ege'yi geçerek Yunan adalarına ulaşan 130 bin göçmenin yüzde 50'den azı Suriyeliydi. Kalanlar ise AB'nin ekonomik göçmen olarak tanımladığı Pakistanlılar, Afganlar, Iraklılar ve İranlılar.
Türkiye'nin ekonomik göçmenleri geldikleri ülkelere geri göndermesi planlanıyor. Ancak bu planın uygulamaya nasıl geçirileceği belirsiz.
2- Türkiye ne istiyor?
AB liderleri için sürpriz olan bu öneriye karşılık Türkiye taleplerini de arttırdı. Türkiye'nin AB tarafından zirve sonuç metninde yer bulan üç temel talebi şöyleydi:
-Vizesiz Avrupa: Plan başarıyla uygulanırsa Türk vatandaşlarına Haziran 2016'dan itibaren Schengen bölgesinde vizeden muaf tutulması.
-Mali yardım: Mülteciler için hazırlanan projelerde kullanılması için hazırlanan 3 milyar euroluk AB fonunun Türkiye'ye Mart ayının sonundan önce gönderilmesi. Gerekli görülürse yeni projeler için ek fonlama.
-AB üyelik süreci: Türkiye'nin üyelik müzakerelieri kapsamında yeni başlıkların görüşmelere açılması.
Vizesiz Avrupa talebinin hayata geçebilmesi için mevcut planın işlemesinin yanı sıra Türkiye'den daha önce de talep edilen biyometrik pasaport gibi adımların atılması isteniyor.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, vizesiz Avrupa için gereken bu maddelerin sayısının 72 olduğunu bir kez daha söyledi.
3- Liderler ne diyor?
Brüksel'de toplanan AB liderlerinden anlaşmaya gelen ilk tepkiler oldukça olumluydu. Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, planı 'çığır açıcı' olarak nitelerken, "Avrupa'ya düzensiz göçün sonlandığı konusunda net bir mesaj verdik" dedi.
Almanya Başbakanı Merkel de kağıt üzerinde anlaşmanın olumlu olduğunu söylese de Tusk'tan daha temkinli davrandı ve "Eğer hayata geçerse çığır açıcı olur" ifadesini kullandı.
Ahmet Davutoğlu planı 'cesur bir adım' olarak niteleyip, anlaşmanın sağlanmasıyla birlikte yasadışı göçün önüne geçilebileceğini ifade etti.
4- BM neden plana karşı çıktı?
Siyasiler her ne kadar anlaşmadan memnun gibi görünse de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) planın uluslararası mevzuata uygunluğu konusunu sorguluyor.
UNHCR Avrupa Direktörü Vincent Cochetel, AB'nin krizi 'çabukça çözmek' için hazırladığı planın uluslararası hukuka aykırı olabileceğini ifade etti.
İsviçre radyosu RTS'ye konuşan Cochetel, "Yabancı ülke vatandaşlarının kitlesel biçimde sınır dışı edilmeleri Avrupa İnsan Hakları Konvansyonu'na aykırıdır" diye konuştu.
Cochetel, Yunan adalarına gelenlerin toplu biçimde Türkiye'ye gönderilmesi sırasında mültecilerin yasal haklarının korunması gerektiğini ifade ederek "Bu konuda şüphelerim var" dedi.
Cochetel, ayrıcaAB'nin Türkiye'den mülteci alması konusunun da kağıt üzerinde planlandığı şekilde işleyip işlemeyeceğinden emin değil.
AB ülkeleri ve Atina arasında Yunanistan'daki 66 bin mültecinin diğer AB ülkelerine gönderilmesini öngören bir anlaşma olduğunu hatırlatan Cochetel, "Şu ana kadar sadece 600 kişi AB ülkelerine dağıtıldı. Yunanistan'la işe yaramayan anlaşma nasıl olacak da Türkiye'yle işleyecek" diye soruyor.
5- Şimdi ne olacak?
8 Mart gecesi ortaya çıkan AB - Türkiye göçmen krizi planı 18 Mart'taki AB zirvesine kadar tartışılacak. AB üyesi ülkeler planı kendi kamuoylarına anlatıp metin üzerinde çalışacaklar.
(AJANSLAR)