Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizim yargıya müdahale etme gibi bir niyetimiz yok. Keşke yargı kendi kendine müdahale etse. Kendi başına karar vermiyor, dışarıdaki birisi şöyle olacak deniliyor aynı renk oy kullanılıyor. Yargıda darbe yapılmak isteniyor. Böyle bir yapı oluşsun hükümet zorlukla karşılaşırız ama bilinsin ki en büyük zorluğu yargı mensupları çeker. Çözüm, yargı mensuplarının bunu çözmesi" dedi.Başbakan Ahmet Davutoğlu, ATV-A Haber ortak yayınında ’Başbakan ile Gündem Özel’ programında yaptığı konuşmada, Anayasa Mahkemesinin aldığı kararların sorulması üzerine, "Gerekçeli karar ve bütününü okumadan hüküm vermek istemem. İlk intibalarımı paylaşmak isterim birisi TBİ’in 4 saat zarfında müdahale etmesi. Hepimiz fikir, iletişim özgürlüğünü sağlıyoruz. Bunun tartışılır bir şeyi yok. Yazdığımız bazı yazılar için Rektör arayıp yazmayı bıraksın dediği zamanlar da oldu. Her özgürlüğün etik boyutu var. Prensiplere uyulmadığı zaman başkalarının da özgürlüğünü tehdit ediyor. Tam gezi olayları olurken Anayasa Mahkemesinin benim hakkımı nasıl koruyacağını merak ediyorum. Biz Kuzey Afrikada’ydık ,eşim doktor olarak ameliyattaydı. iki küçük çocuğum 14-16 ve 12 yaşlarında evde yalnızlar. Şu anda Davutoğlu’nun evine saldırmak üzereyiz diye bir Tweet. Evimin adresi veriliyor. Ben bundan Amerika’daki kızımın aramasıyla haberdar oluyorum. Herkesin kendisini benim yerime koymasını rica ediyorum. Valdallar grubu eve geçmek için Tweet’i kullanıyor. Eğer öyle bir durumda, böyle bir saldırı gerçekleşmiş olsa bunun hesabını kim verecek. Anayasa mahkemesinin her vatandaşın hukukunu gözetecek özümler üretmesi lazım. Haşim Kılıç, dostumuzdur. Akademisyen olarak da ne zaman davet etseler her zaman gittim. Ama Twitter kapatıldığında Twitter şirketi dava açtı yerel mahkeme bu davayı görüyordu. Anayasa mahkemesi karar aldı, hakkı yeniyor diye onun lehine karar aldı. Haşim Kılıç açıklama yaptı. Bir misal verdi. Anayasa Mahkemesi yürüyen bir dava ile ilgili onu öne alma yetkisini kendisinde görüyorsa insanların can güvenliği söz konusu olduğunda, Cumhurbaşkanımızın ailelerimizin, anamuhalefet liderinin de eşine yapılacak en ufak bir hakareti kendi hanımıma yapmış adlederim. el insaf denir, bütün bu hakaretleri yapacakları. Burada özgürlük demek çok kolay. Özgürlüğü gerçek zeminine oturtacak şey ertesi kimler tarafından övüleceği değil vatandaşların hukukunu koruyacak olması. Batıda, birinin can güvenliği tehdidi varsa durdurur. Uluslararası basın enstitüsü bana şunu sordu, niye bu gazeteci eleştirildi New York Times’taki. Siz kendinizi benim yerime koyun dedim. Bu bahsedilen cami Anadolu’nun en kutsal mekanlarından birisi. Şöyle bir haber olsaydı, New York Times başlar mıydı, İsrail Başbakanını sinagogtan çıkıyor. Gazze’yi bombalayan caniler bu sinagog etrafında toplanıyor diye yazılsaydı. Bazıları haksınız dedi. Hakaret varsa TİB kamu yararı adına bunu durdurur. Böyle bir durum yoksa gider mahkemeye götürür kaldırır" diye konuştu.Yürütmeyi durdurma kararına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, "Bu ihtiyaç, şuradan çıkıyor. Türkiye’de öyle bir personel rejimi var ki 2015’ten önce ve sonra bu yapısal sorunlara cesurca neşter atılması kanaatindeyim. Siyasetçiler gelecek bürokrasicilik oynayacak. Bir Başbakan Sayın Demirel ben başbakan olduğumda Başbakanlık ofisinde hayaletler dolaşıyordu. Siyasiler diken üzerinde oturacak. Personel rejimine göre birisi memur olduğunda dokunamazsınız" dedi."Burada torba yasayla yapılmak istenen şudur, personel rejimini bütünüyle gözden geçirelim" diyen Davutoğlu, "Ehliyet ve liyakat esasına göre yeniden tanzim edilmesi lazım. Ben birini göreve getirmişsem Başbakan olarak o emaneti geri alma hakkına sahibiz. Mühür memurun elinde, gitmem diyor, istifa etmem diyor. Anayasa Mahkemesini tenzih ederim. Hepsine saygı gösteririz. Bugün bir mücadele yürüyor. Birleri şunu diyor, siz milletten rey alsanız da biz bürokraside öyle bir örgütleniriz ki sizin elinizi bağlarız. Kardeşim sen memura dokunamazsın diyor. Bu memur devlette örgütlenen paralel devlet. Dokunamazsın diyor, böyle birşey olabilir mi? Bu makamlara gelmek bizim için ideal değil ama bu makama gelmişsem milletin verdiği emaneti kimseyle paylaşmam. Kimse oturduğu yerden o emaneti benimle paylaş diyemez. Devletin içinde iki otorite olmaz" şeklinde konuştu."MİT’E KENDİ İSTEDİKLERİNİ ATAYAMADIKLARI İÇİN HAKAN FİDAN’A DÜŞMANLAR)Başbakan Davutoğlu, paralel devlet yapılanmasına ilişkin, "Dışişlerinde gece gündüz çalışanları bizzat gördüm. 12 sene oldu. Danışmanken de ailemle 3 günü geçen bir tatil yapmadım. Cumartesi pazarım da yok. En iyi çalışan memur dahi, yine kaçamak yapmışsın diye takılırdım. En iyi memur dahi 20 gününü yapar. Akşam 5’te evine gider. Biz birde ikide de uyumayız. Onların ihmal edeceği birşeyi ben kapatmak durumundayım. Bürokrasiye bir kanca atalım ondan sonra devlet memuriyetinden devam edelim dediğinizde irrasyonel iradeyi doğurur. Bürokratlarım, hep yazıya dökerler. Yarın ya bana soru sorulursa. Seçimlere yaklaşırken tempo düşer ya bu hükümet giderseden başlar. Bizim milletin emanetini alan birisi, bürokratı da çalıştırmak durumunda. Birileri, Hesabı Erdoğan meydanda versin, Davutoğlu da versin ama kararı ben vereyim’ diyor. Personel dairesini ele geçireyim, iletişim dairesini ele geçireyim. Millete gidip hesap verme şeyi yok. Bütün bakanlıklarda örgütlendikleri yerle iletişim daireleri, KPSS sınavları. Emniyette de istihbarat. MİT’e kendi istediklerini atayamadıkları için Hakan Fidan’a düşmanlar. Kim bunu yaparsa hesap vermeden yetki kullanmak kimsenin hakkı değil. Kimseye düşmanlıkla yola çıktığımız için kişiselleştirmedik bu meseleyi. Ulusal güvenlik gereği birşey oluyorsa senin görevin değil bu" ifadelerini kullandı."İYİ NİYETİMİZİN KURBANIYIZ"HSYK seçimlerinin sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Yargı kendi doğası içinde işleseydi HSYK seçimlerinin olup bittiğini duymazdık bile. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde doğal bir süreç işledi. Biz ne yapmak istedik HSYK’da. Aslında iyi niyetimizin kurbanıyız. Temel mesele Türkiye’de yargı diyordum. Devletin esası adalettir. Bütün herşeyin esası adalettir. Adaletin olmadığı yerde devlet ayakta duramaz. Bakanlar sıralamasında önce adalet Bakanlığı gelir, çünkü adalettir esas olan. Biz geldiğimizde 90’lı yıllardan gelen tortu vardı. Bunun çözümü için dedik ki herkese seçme hakkı verilsin" açıklamasında bulundu."YARGIDA DARBE YAPILMAK İSTENİYOR"Başbakan Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "Her bir hakim ve savcı kendi başına karar alma dirayetine sahip, kendisi olarak bir kişiyi seçer. Biz adaleti teslim etmişsek zaten bu güveni duyarız. Tek başına hükmedemeyen hakim, hakim değildir. Herkes tek tek oy kullansın denilen maddeyi anayasa Mahkemesi iptal etti. Çarşaf liste çıktı. Bunun sorumlusu bizim iyi niyetimiz değil, kararı değiştiren Anayasa Mahkemesi. Yargıda odaklaşan bir grup yargıyla emniyet arasına birşey kurup herkesi dinleyen bir grup yargıda bu hakimiyeti kurdu. Şimdi geldiğimiz nokta ne, bizim yargıya müdahale etme gibi bir niyetimiz yok. Keşke yargı kendi kendine müdahale etse. Kendi başına karar vermiyor, dışarıdaki birisi şöyle olacak deniliyor aynı renk oy kullanılıyor. Yargıda darbe yapılmak isteniyor. Böyle bir yapı oluşsun hükümet zorlukla karşılaşırız ama bilinsin ki en büyük zorluğu yargı mensupları çeker. Çözüm, yargı mensuplarının bunu çözmesi. 12 Ekim’de gidecekler, buna destek vermeyecekler. Tekrar tekrar çağrı yapmak istiyorum. Yargı mensuplarımızın basiretine güveniyorum.""KİMSEYİ VE BU MEMLEKETİN GELECEĞİNİ BİR GRUP ÖRGÜTLENMİŞ İNSANA BIRAKMAYIZ""Kimseyi ve bu memleketin geleceği bir grup örgütlenmiş insana bırakmayız" diyen Davutoğlu, "Bunun için kimin ne dediğine bakmayız. Ülkede adaletin korunması bizim için emanetse ne gerekiyorsa yaparız. Kimse bunu tehdit olarak algılamasın. İnşallah çoğulcu bir HSYK oluşur. Herkesin onlara sırtını dönüp kaçtığı günlerde ben onların okullarına gittim, çünkü doğru yaptıklarına o zaman inanmıştım. Herkesin onların yanında görünmeye çekindiği dönemde çekinmeden tutum aldık. Baktığımda o günkü şartlar için doğru yaptığıma inanıyorum. Bazı yerlerde 2003 yıllarını hatırlayın, ben gidip onların selamını iletmek için giderdim. Yurtdışındaki okulları kastediyorum. Doğru olduğuna inandığım şeyi yapmaktan çekinmem" şeklinde konuştu.Davutoğlu, "Bu özelliğimizi bildikleri için söylüyorum. Bilsinler ki o günlerde nasıl çekinmediysek şimdi de korkmayız. Burada da istedikleri şeyi yapsınlar, bizim verilmeyecek hesabımız yok ama millet ve devlet zarar görüyor. Sistemin objektifliği konusunda mutabık kalmamız lazım" dedi."Onbinlerce insanın girdiği sınavda şu veya bu kadrolaşma için kendi yandaşlarınıza verip yüzbinlerce insanın hukukuna girmek yolsuzluk değil mi" diye soran Davutoğlu, "Bir Bakanlığa 45 kişi girecekse, 45’i de bizden olacak dediğinizden sizden olan kim? İdelojik olarak nerede dururlarsa dursunlar her bir öğrenci öğrenci olmak bakımından benim için azizdir" şeklinde konuştu. (EY-
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz