Erdoğan'ın konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:
Bu muhteşem açılış töreni vesilesiyle Mersinli tüm kardeşlerime en kalbi muhabbetlerimi iletiyorum. Mersin’in bu büyük coşkusunu paylaşan tüm kardeşlerime, bakanlarım ve milletvekillerim adına burada iletmeyi borç biliyorum. Bugün açılış törenleri için buradayım, 20’sinde oyunlar için tekrar geleceğim. Ama inşallah baharda son bahara doğru bir de Mersin’deki diğer açılışlarımızı yapmak için büyük bir miting ile buradayım.
[
](https://www.mynet.com/basbakan-erdoganda-adanada-konustu-110100701495?utm_source=mynet_homepage_2)
Elbette Akdeniz’i, bölgemizdeki tüm illerimizi tüm Akdeniz ülkelerini özellikle KKTC’yi buradan sevgiyle selamlıyorum. 17. Akdeniz Oyunları’na ev sahipliği yapacak Mersin’i ben bir kez daha tebrik ediyorum. Mersin size bu yakışırdı.
17. Akdeniz Oyunları için inşa ettiğimiz oyunlardan sonra tüm Türkiye’ye hizmet verecek olan bu eserlerin hayırlı olmasını Allah’tan temenni ediyorum. Çok kısa bir süre içinde gerçekten Mersin’de çok büyük işler başardık. 17. Akdeniz Oyunları Yunanistan’ın Volos kentinde yapılacaktı. Ancak kriz nedeniyle mümkün olmadı. Bizden ricada bulundular.
Biz de yapılan bu öneriyi değerlendirdik, bu oyunları yapabileceğimizi komiteye bildirdik. Altını çizerek ifade ediyorum. Normal şartlarda böyle büyük bir organizasyonun hazırlıklarına 6 yıl önceden başlanırdı. Ama biz sadece 18 ay öncesinden hazırlıklara başlamamıza rağmen 20 Haziran’daki Akdeniz Oyunlarına mükemmel olarak hazır hale geldik.
Mersin’e söz verdiğimiz gibi söz veririz yaparız. 25 bin kişilik stadyumu yaptık. Az önce helikopterle stadyumun üzerinde dolaştım. Gurur duydum. Şimdi ben buradan Mersin’e, Mersin’in gençlerine sesleniyorum. Mevcut stadın yıkılamayacağına dair bize ferman veriyorlar. Şimdi ben buradan bir şey söylüyorum. Bakın her şeyden önce meselelere olaylara lütfen aklı selim ile yaklaşın. Birilerinin kayığına binmeyin. Mevcut stadın mukayese edilemeyecek bütün inisiyatiflerine sahip olan muhteşem bir stat yapılacak. Dört tarafı kapalı bir stat yapıldı. Mersin’in emrine verilecek. Sen öbür taraftaki ilkel bir stadın yıkımına karşı çıkacaksın. Birileri bir şeyler diyor diyebilir. Biz bütün projelerimizi hazırladık. Yahu orayı engellemek isteyenler siz ne yaptınız Mersin’de yahu? Şu anda bu kadar tesisler yapılacak. Geleceksiniz önünü keseceksiniz. Neymiş efendim orası park olsun. Onu git sen belediye başkanına söyle o sana park yapsın.
Üniversiteler için yurtlar inşaa ettik, burs miktarını aylık 280 liraya çıkardık. Yeni spor tesisleriyle spor organizasyonlarla gençlerin yanında olduk. Seçilme yaşı 30'du. Seçilme yaşını gençlere verdiğimiz değer için 25'e indirdik. Eğer özgürlükler diyorsak AK Parti döneminde verilen bu özgürlükler başka hiçbir zaman verilmemiştir.
Biz 2001 yılında partimizi kurarken insanı, en önemlisi hanım kardeşlerimizi gençlerimizi politikalarımızın odak noktasına yerleştirdik. Yatırımlarımızı reformlarımızı yaparken hanım kardeşlerimizi ve gençlerimizi dikkate aldık. Pozitif ayrımcılık yaptık.
Şu anda Taksim meydanında bulunanlar, yakıp yıkanlar. Ülkenin değişik yerlerinde bulunanlar, yakıp yıkanlar. Soruyorum, bunları hangi özgürlük adına yapıyorlar? Sorar mısınız, yada görüştükleriniz varsa kendilerine sorun. Siz ne adına bunları yapıyorsunuz? Demokrasi adına mı? Özgürlükse, özgürlüğü istemenin yolları var. Eğer fikrinize güveniyorsanız, düşünce hürriyetinden korkmayın. Siz kendiniz için belli bir özgürlük istiyorsanız başkalarının özgürlük alanına da tecavüz etmeyin. Bu ülkede on yıllardır başı örtülü olduğu için üniversiteye gidemeyenlerin özgürlük noktasında siz ne yaptınız? Onların eğitim hakkı hak değil miydi?
'MUHALEFET SANDIKTA ALAMADIĞINI BURADA ARIYOR'
AK Parti'nin kapatılması gündeme geldiği zaman biz meydanlara dökülmedik. Hukuk içinde kalarak bu mücadeleyi verdik. Ama şu anda bakıyorsunuz ki ana muhalefet sandıkta alamadığını buralarda arıyor. Bende şimdi Mersinli kardeşlerime diyorum ki 7 ay sonra bunlara dersi siz sandıkta vermelisiniz.
Bugünün gençleri bizim tesis ettiğimiz, uğruna çok büyük mücadele verdiğimiz demokrasi ve özgürlük ortamında yetiştiler. Kendi başbakanına ağıza alınamayacak derece küfreden bir gençlik benim gençliğim olamaz. Bugün çeşitli yerlerini, alışveriş merkezleri basanlar, bu ülkenin hak arayan gençliği olamaz.
Samimi olarak sesleniyorum. Gerçek manada çevreciyseniz, karşınızda çevreci bir başbakan var. İşyerlerini yakıp yıkanlarla beraber olmamalısınız. Aklı selim sahibi olan gençlerimize sesleniyorum. Başını iki elinin arasına al ve düşün, ben ne yapıyorum? 2 milyar 800 milyon bu ülkede fidan ve ağaç diken bir iktidara karşı benim verdiğim çevrecilik mücadelesi olabilir mi? Şu İstanbul’un dili olsa da ayağa kalksa. Çöl çöl, göreve geldim. O zaman orta refüjler ağaç mağaç yok. Ağaçlar ithal ettim. Şu andaki altında piknik yapılan ağaçlar belediye başkanlığım zamanında İstanbul’a dikilen ağaçlardır.
Soruyorum çevreci kardeşlerime. Su çevre midir? Çevredir. İstanbul susuzdu. 180 km uzaklıktan dağları delerek suyu getiren belediye başkanı kimdi? Susuz İstanbul’u CHP belediyesinden aldım. 2,5 milyar dolar borçla devraldım. 1 milyar 200 milyon borçla devrettim. Soruyorum, çöp dağlarının olduğu bir İstanbul çevreci miydi? Peki o çöp dağlarından İstanbul’u temizleyen belediye başkanı kimdi? Haliç kokudan geçilmiyordu. O Haliç’ten 2,5 milyarlık çamuru çıkartan kimdi? Şimdi Haliç’te balık avlanıyor. Ve Boğaz Sadabad ile birleştirildi, oradan da Kadir bey buraya getirdiği suyla bambaşka bir haliç var. Etrafında rahat rahat oturuyoruz, geziyoruz.
İstanbul göreve gelmeden önce maskeyle dolaşıyordu. Niye? Havası kirli bir vilayetti. Hava kirliliğini İstanbul’da kim giderdi? Bu kardeşiniz giderdi.
Buradaki niyet başkadır, samimi değildir. Eğer mücadeleyi çevrecilik adına yapıyorsan benim kapım açıktır. Amaç çevre ise demokrasi ise bu başbakan sizin emrinizdedir.
'KILIÇDAROĞLU NE ANLAR GENÇLİKTEN?'
Gençliğe kulak vermek noktasında, gençlerle birlikte yürüyen bir kadro olarak gençliğe sırtımızı dönmeyiz. Bunlar gençlik örgütlerinden gelmedi. Kılıçdaroğlu ne anlar gençlikten, diğerleri ne anlar gençlikten? Gençlere özgürlük, demokrasi ortamı kazandıran, bunun için mücadele veren daha itibarlı bir ülke kazandırmanın çabası içinde olarak gençliğe kulaklarımızı tıkamayız.
Şimdi bakıyorsun, önünde bir tane profesör, benim polisime hakaret ediyor. Bu polis Türk milletinin polisidir. Polise hakaret etmeye senin hakkın yoktur. Polisimiz anarşiye teröre karşı bugüne kadar nasıl mücadele verdiyse, bundan sonra da verecek.
Elimizdeki verilere bakınca, yaralananlar arasında 600'den fazla polisim ve bir şehidim var. Oyun kurucular, tuzak kurucular bu ülkede kazanamayacak. Böyle bir açılışta bunları konuşmak istemezdim ama hatırlatmak zorundaydım.