ANKARA(ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yaşadığı yere bir şey katmayan ve sürekli tüketen insanları "vahşi" olarak niteledi ve "Ama insan yaşadığı yere bir şey katıyor, aldığı kadar da veriyorsa işte o da köyde dahi yaşasa medenidir" diye konuştu.
"Tarihi bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, batı medeniyetlerinde kentin sadece zenginlerin ve soyluların yaşayabildiği; yoksulların ve köylülerin ise dışarıda tutulduğu ya da kendilerine ancak hizmetkar olarak yer bulabildiği bir kent anlayışının olduğunu, kentte yaşayanların medeni, kent dışında yaşayanların vahşi kabul edildiğini belirtti ve şunları belirtti:
"Bizim medeniyetimizde ise bunun tam tersi bir anlayış vardı. Bir kere bizde kent diye bir kavram yoktur, bizde şehir vardı. Şehir medeniyetin doğduğu yer olduğu kadar, aynı zamanda medeniyeti şekillendiren de bir yerdi. Bizim şehirlerimiz tarihte hiçbir zaman dışlayıcı olmadı. Bizim şehirlerimiz sosyal sınıfına, iktisadi durumuna bakmadan içindeki her insanı kuşatan, kucaklayan mekanlar oldu. Bizim tarihi şehirlerimiz medeniyetimizin özüyle şekillenirken, içinde yaşayan insanı da medeniyetimizin özüne ve ruhuna uygun biçimde potasında eriten şehirler oldu."
-"ŞEHRE BİR ŞEY KATMAYIP SADECE TÜKETEN VAHŞİDİR"-
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kere biz şuna inanıyoruz, vahşi her yerde vahşidir, medeni her yerde medenidir. İnsan eğer yaşadığı şehre bir şey katmıyorsa, tam tersine yaşadığı şehri hırsla tüketiyorsa şehirde de yaşasa o vahşidir. Ama insan yaşadığı yere bir şey katıyor, aldığı kadar da veriyorsa işte o da köyde dahi yaşasa medenidir."
-"ONLAR VAHŞİ, KUSURA BAKMASINLAR"-
Atık suları akarsulara verenleri de eleştiren Erdoğan, "Bakıyorsunuz evinin atık suyunu, fabrikasının atık suyunu da akarsuya verenler var. Bunlara medeni diyebilir miyiz? Diyemeyiz. İşte maalesef, onlar vahşiler sınıfına giriyor, kusura bakmasınlar. Çünkü kimsenin bir başkasına zulmetmeye hakkı yoktur. Doğaya da zulmetmeye hakkı yoktur" diye konuştu. Tabiatın insanlara emanet olarak verildiğinin bilinmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, tabiatı sömürmenin kültürlerinde yeri olmadığını, aynı durumun şehirler için de geçerli olduğunu, çok katlı binalar dikmenin, yollar ve köprüler inşa etmenin bir yeri şehir yapamayacağını, "Şehri şehir yapanın içindeki insanlar" olduğunu kaydetti.
-"İKİ ÇOCUĞUN TASAVVURU AYNI DEĞİL"-
Çamurun içinde ya da asfalt üzerinde oynayan çocukla çınar ağacının gölgesinde oyun oynayan bir çocuğun hayal gücünün ve algılayışının aynı olmayacağını belirten Erdoğan, "Dünyaya Selimiye'nin, Süleymaniye'nin, Fatih'in ve Hacı bayram Camii'nin penceresinden bakan çocukla, dünyaya yoğun araç trafiğinin, kirli puslu havanın, sokakta akan kanalizasyonun arasından bakan çocuğun tasavvuru aynı değildir" ifadelerini kullandı.
-"EN BAŞINDAN YANLIŞ ŞEHİRLER"-
Selçuklu ve Osmanlı'da inşa edilen şehirlerin hayalini kurduklarını anlatan Erdoğan, ecdadın yaşadığı güçlü şehirleri aynı şekilde imar etmek için mücadele verdiklerini anlattı. Bu için kolay olmadığını, insanların şehirlerde toplandığı, nüfusun arttığı yeni sorunların ortaya çıktığı bir zaman diliminde yaşadıklarını, on yıllardır hırpalanmış şehirleri tamir etmenin mücadelesini verdiklerini anlatan Erdoğan, "En başta temelleri yanlış atılmış, yanlış planlanmış, yanlış büyümüş şehirleri bugün farklı bir mecraya sokmak için gayret gösteriyoruz" dedi.
-"20 YILDA 6.5 MİLYON BİNA DÖNÜŞTÜRÜLECEK"-
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın eliyle afet riski taşıyan binaların dönüşümüne başlandığını söyleyen Erdoğan, bunun ülke genelinde aynen devam ettirileceğini, önümüzdeki 20 yılda 6.5 milyon yapının dönüştürülmesinin hedeflendiğini anlattı. Erdoğan, 5 Ekim'de 35 ilde 75 farklı noktada 3 bin 169 binanın dönüşümünün başladığını hatırlatarak, içme suyu ve atık sorununun çözüldüğünü, 2023 yılında belediye sınırlarında yaşayan tüm vatandaşların katı atık hizmeti alabileceğini bildirdi. Erdoğan ayrıca 2012 yılı itibariyle 956'ya ulaşan geri kazanım tesisleriyle ekonomiye yıllık 1 milyar TL'lik katma değer sağladıklarını ifade etti. 34 bin 270 binaya enerji kimlik belgesi düzenlendiğini belirten Erdoğan, bu binaların eskilere oranla yüzde 40 tasarruflu olduğunu, böylece Türkiye'deki enerji kaybını yüzde 16 azaltmayı planladıklarını ifade etti. Erdoğan, Mimar Sinan'la iftihar ettiklerini ama Türkiye'nin bugün yeni Mimar Sinanlara ihtiyacı olduğunu kaydetti ve "Bizim tarihimize bir tane Mimar Sinan yetmez. Eğer Biz bu mimarları bu ustaları yetiştirebilirsek, çocuklarımıza bu vizyonu verebilirsek Allah'ın izniyle gelecek çok daha farklı olacaktır" diye konuştu.