Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel sorunlara karşı küresel vicdanın uyandırılması gerektiğini söyledi. Suriye’de Esed güçlerinin Hula’da gerçekleştirdiği saldırıda yarısı çocuk 110 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Erdoğan, Suriye yönetiminin hak ve özgürlüklerini talep eden vatandaşlarına karşı en ağır silahlarla ve tanklarla saldırdığını ifade etti. Tarih boyunca iyi ve kötünün mücadelesinin devam ettiğini aktaran Erdoğan, eninde sonunda iyilerin kazanacağını ve kötülerin vicdanlarda mahkum olduğunu söyledi. Uluslararası kamuoyunu dünyada yaşananlara karşı harekete geçemeye çağıran Erdoğan, “Zulme razı olmak zulümdür. Zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir.” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Medeniyetler İttifakı İstanbul İştirakçiler Forumu İstanbul Conrad Otel’de başladı. Toplantının açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantıyla medeniyetler ittifakına önemli bir ivme kazandırıldığını ve ittifakın ihtiyaç duyduğu mali katkıları el birliğiyle sağlama girişiminin başlatıldığını söyledi. İstanbul İştirakçiler Forumu’nda maddi konuların yanı sıra medeniyetler ittifakının gündemindeki diğer meselelerin çeşitli oturumlarda ele alınacağını aktaran Erdoğan, “İstanbul İştirakçiler Forumu’nu Medeniyetler İttifakı projesinde adeta bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Umuyor ve inanıyorum ki İstanbul toplantısın ardından medeniyetler ittifakı çok daha güçlü, çok daha kararlı bir şekilde misyonunu sürdürmeye devam edecektir. Medeniyetler ittifakı projesini başlattığımızda dönemin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Annan da projeye destek vermiş, projeyi bir Birleşmiş Milletler girişimi haline getirmişti. Aynı şeklide Sayın Ban Ki-Moon bu girişimi güçlü şekilde destekledi ve bugün 130 ülke ve uluslararası kuruluş ittifakın dostları grubunda yerini aldı. Şu anda Medeniyetler İttifakı Güneydoğu Avrupa, Akdeniz, Latin Amerika, Ortadoğu, Doğu Asya, Okyanusya gibi bölgelerde yoğun faaliyetler gerçekleştiriyor. İttifak çok kısa süre içinde sınırları aşarak bir dünya harekete olarak küresel öçlükte yankılanmaya ve ses getirmeye başladı.” diye konuştu.
Son yıllarda dünya genelinde pek çok acı hadiseye şahit olunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, “İnsanın insana kast etmesi neticesinde ne büyük çelişkidir ki, insanlığı ayaklar altına alıp çiğneyen saldırılar gerçekleştiriyor. Genç bir insan ikna edilerek, kandırılarak, adeta hipnotize edilerek gerektiğinde ilaç da verilerek, şehirlerin en kalabalık caddelerine gönderiliyor ve orada üzerindeki bombayı patlatıyor. Bakıyorsunuz sadece geçim derdinde olan onlarca insan ölüyor. Masum kadınlar çocuklar ölüyor. Saf masum çocuklar, sivil vatandaşlar hayatını kaybediyor. Ardından bunu yapan, bunu gerçekleştiren, bu kanlı eylemi organize edenler çıkıyor. ‘Bunu bizi yaptık, çünkü bizim gibi düşünmüyorlar, davranmıyordu. Çünkü bizimle aynı inançtan değiller’ diyorlar.” ifadesini kullandı.
'SURİYE’DE HAK TALEP EDEN YARISI ÇOCUK 110 KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ'
Hula Kasabası’nda yarısı çocuk 110 kişinin öldüğü saldırıyı hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Tanklarını, toplarını, ağır silahlarını hak talep eden kendi vatandaşlarına yöneltiyor ve bir mahalle içinde yarısı çocuk, 110 insanı aynı anda yok ediyor. Gerekçe ne? Çünkü yönetimin kendilerine dayattığı zulme razı olmuyorlar. Yönetime kayıtsız şartsız teslim olmuyorlar. Hak istiyorlar, özgürlük istiyorlar, insanca yaşamak istiyorlar ve bu talepleri karşısında çoluk çocuk demeden bir mahalle içinde adeta imha ediliyorlar.” şeklinde konuştu.
Canlı bomba, suikast, din, mezhep çatışmaları gibi olayların sadece ve sadece Ortadoğu sınırları içinde olan acı hadiseler olmadığını belirten Erdoğan, bu tür hadiselerin tarihin her döneminde her coğrafyada yaşandığını hatırlattı. Erdoğan, “Biz yıllardır Avrupa’nın, batının, Ortadoğu’ya Afrika’ya kayıtsız kalan ülkelerin dikkatini hep bu noktaya çekmek istedik. Biz dedik ki ‘öldürmenin dini mazereti yoktur, ırkı yoktur, hiçbir mazereti yoktur. Terörün de aynı şekilde insafı, izanı, sınırları yoktur. Yanı başındaki ülkede yaşananlara kayıtsız kalanlar gün gelip o saldırıların kendi ülkelerine de vurabileceğini görmelidir’ diye defalarca uyarı yaptık.” dedi.
'KATLİAMLARI 'PSİKOPATIN İŞİ' DEYİP GEÇİŞTİRMEK, YAŞANACAKLARA ZEMİN HAZIRLAMAKTIR'
Avrupa’da, Bosna Hersek’te, Kosova’da, Almanya’da, Norveç’te, İngiltere’de, İspanya’da son derece acı ve son derece trajik olaylara şahit olunduğunu aktaran Erdoğan şunları söyledi: “Yaşanan katliamları 'bir psikopatın işi' diyerek geçiştirmek, yaşanabilecek olaylara fırsat zemini hazırlamaktır. Ortadoğu’da din ve mezhep savaşları arkalarında çok büyük enkaz bırakmaktadır. Ancak Avrupa’da artık çok hissedilir hale gelen ırkçı fikir eylem ve örgütlenmeler de maalesef karamsar bir manzara sinyallerini vermektedir.”
Türkiye olarak tarihin savaşlar üzerinden yazılıp okunmasına şiddetle karşı çıktıklarını bildiren Erdoğan, tarihi çatışmalar, savaşlar üzerinden okumanın geleceğe yapılacak en büyük haksızlık olduğunu dile getirdi. Türkiye’nin sadece 100 yıl önce bütün sınırlarında kendini savunmak için onlarca devletlerle savaşmak zorunda kaldığını, İstanbul’un ise son 150 yıl içinde defalarca kuşatıldığını ve bir dönem işgal edildiğini hatırlatan Erdoğan, buna rağmen Türkiye ve İstanbul’un tarihte olduğu gibi bu gün barışın, huzurun, dostluk ve kardeşliğin, hoşgörünün merkezi olduğunu vurguladı.
'KÜRESEL VİCDANI UYANDIRMALIYIZ'
Dünyayı tehdit eden küresel sorunların bugünün insanlarından çok gelecek nesilleri tehdit ettiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ”Terörden yoksulluğa, çevrenin kirlenmesinden susuzluğa, inanç çatışmalarından ırkçılığa kadar çok önemli sorunlar insanlık olarak önümüzde çözüm bekliyor. Biz bu sorunların bir çoğunu atalarımızdan miras aldık, çocuklarımıza böyle sorunları miras bırakmak haksızlık olacaktır.” dedi.
Küresel sorunlar karşısında küresel çözüm önerilerinin harekete geçirilmesinin artık kaçınılmaz olduğunu dile getiren Erdoğan, küresel kriz, çatışma, yoksulluk gibi konulara karşı sınırları kapatma lüksüne sahip olunmadığını bildirdi.
“Geleceğimiz, çocuklarımız adına küresel vicdanı uyandırmak zorundayız.” diyen Erdoğan, "Çocukların ailelerini, ırklarını, ülkelerini, dillerini, inançlarını seçme özgürlükleri yoktur. Onun için her bir çocuk, bebek ailesini olduğu kadar insanlığın bir üyesidir. Libya’da öldürülen çocuklar, Libyalı çocuklar olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Norveç’te öldürülen çocuklar Norveçli olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Filistin’de katledilen yavrular Filistinli anne babaların olduğu kadar bizim de çocuklarımızdır. Bugün Hama, Humus, Al Hula’da katledilen masum yavrular Suriyeli çaresiz ailelerin olduğu kadar, evet bizim de çocuklarımızdır. Bu çocukların katledilmesi karşısında sesiz kalacak bir küresel vicdan yarın ateş ocağına düştüğünde ağıtını yakacak hiç kimseyi bulamayacaktır. Medeniyetler ittifakı bunu için önemlidir. Küresel vicdanın sesine kulak vermek demektir.” ifadelerini kullandı.
Tarih boyunca iyi ile kötü mücadelesinde her zaman nihayetinde iyilerin kazandığını kötülerin eninde sonunda kaybettiğini ve vicdanlarda mahkum olduğunu belirten Erdoğan, “Zulmü rıza zulümdür. Zalimlerin yanında yer almak zalimliği benimsemektir. İnanıyorum ki; gelecekte de sadece sadece iyiler kazanacaktır. Hak ve hukuk hiçbir zaman kaybeden olmayacaktır.” dedi.
(CHA)