Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tezkere konusunda kendilerine destek vermeyen CHP ve BDP’yi sert sözlerle eleştirdi. Özellikle CHP’nin Suriye’nin sözcüsü gibi davrandığını savunan Erdoğan, “Dün Meclis’te olan budur” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin caydırıcılığını, kararlılığını, kapasitesini test etmeye kalkanların ölümcül bir hata içerisine gireceklerini vurgulayarak, “Biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan Esenler’de kentsel dönüşüm projesinin startının verildiği törende konuştu. Erdoğan konuşmasında Suriye’den atılan top mermisinin Akçakale’ye düşmesi ve Meclis’ten geçen tezkere konusuna değindi. Konuşmasının başında Antalya’da şehit edilen 3 polis memuru ile Akçakale’de Suriye tarafından atılan top mermisiyle hayatını kaybeden 5 kişi için Allah’tan rahmet dileyen Erdoğan, “Kayıplarımızın acısı yüreğimizi yaktı. Ama ülkemize yapılan bu saldırıyı cevapsız bırakmadık. Saldırıya derhal misliyle karşılık verdik. BM ve NATO başta olmak üzere ilgili uluslar arası mekanizmaları süratle harekete geçirerek haklılığımızı bütün dünyaya anlattık ve tescil ettirdik” diye konuştu.
Suriye’nin Türk jetini düşürmesinin ardından gerekli uyarıları açıkça yaptıklarını ve benzer uyarıların tekerrürü halinde verilecek tepkileri ilan ettiklerini anlatan Erdoğan, “Burada da bir kez böyle bir top mermisi atışı oldu. Boş araziye düştü, sessiz kaldık, uyarı yaptık, angajman kurallarının gereğini yerine getireceğiz dedik. İki oldu, üç oldu nota verdik, dört beş altı yedi oldu. Boş arazilere düştüğü için sadece notayla işi bıraktık. Ama bu defa 5 vatandaşımızın şehit olması burası notayla geçiştirilecek iş değildi. Onun için öncekilerde de misliyle cevap vermiştik, bu defa onların da canlarını yakacak şekilde misliyle cevap verdik” dedi.
“SAVAŞ MERAKLISI DEĞİLİZ, SAVAŞTAN DA UZAK DEĞİLİZ”
Başbakan Erdoğan, Suriye’nin Türkiye’ye yönelik mütecaviz tutumunu sürdürmesi, hele hele Türk topraklarına atılan bombalar sebebiyle vatandaşların zarar görmesinin kendilerini karşılık vermeye mecbur bıraktığını vurguladı. “Ülkemizin saygınlığına, itibarına halel getirecek hiçbir girişimi karşılıksız bırakmadık, bırakmıyoruz, bırakmayacağız” diyen Erdoğan, şöyle devam etti;
“Biz asla savaş meraklısı değiliz. Ancak savaştan da uzak değiliz. Bu millet yeri gelmiş kıtalararası savaşları görerek, savaşarak bugünlere gelmiştir. Birileri bize ‘yurtta sulh, cihansa sulh’ diyor. Yurtta sulh, cihanda sulh sulhun egemen olduğu yerde olur. Bizim can damarımıza bastıkları zaman orada biz sulhu konuşamayız. Gayet güzel bir ifadeyle hazır ol cenge sulhu salah istiyorsan’ denirken yeri gelir o zaman da cenk barışın anahtarı olur.”
Suriye konusundaki tavrı nedeniyle CHP’yi sert bir dille eleştiren Başbakan Erdoğan, “Ana muhalefet partisi bunun üzerinden de konuşacak. Zira o Baas’çı, şu anda malum Beşar’ın yanında kampını kurmuş vaziyette. Dün getirdiğimiz tezkereye karşı olan zihniyet tarihe bunun hesabını veremeyecektir. Benim vatandaşım şehit edilecek, biz hala barış diyeceğiz. Ne barışı? Utanmadan, sıkılmadan ‘bakanların hangisinin çocuğu oraya gidiyor.’ Bunu söyleyenlere şu cevabı veriyorum, biz şuanda arazideyiz. Nereye gitmemiz gerekiyorsa başta şahsım olmak üzere oraya kadar da gideriz ve böyle malayani şeylerle basit, alani ifadelerle AK Parti iktidarını test etmeye ana muhalefetin gücü yetmez” şeklinde konuştu.
“BU ZALİM VE İNSAFSIZ YÖNETİM ÇOKTAN MEŞRUİYETİNİ YİTİRMİŞTİR”
Erdoğan, Türkiye’nin savaş peşinde koşan bir ülke olmadığını, tam tersine bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun ve esenliğin hakim olmasını temel politika kabul eden bir ülke olduğunu vurguladı. “Biz Suriye’de tek bir kardeşimizin dahi kanı akmasın, zulme uğramasın istiyoruz” diyen Erdoğan, şunları söyledi;
“Esad yönetimi gözünü kan bürümüş şekilde bırakın kendi vatandaşlarını, bizim vatandaşlarımızın dahi canlarına kast eden saldırılardan kaçınmıyor. Kendilerine nerelerden yardım geliyor biz bunu da biliyoruz. Bunlarda bizim bütün istihbarat kaynaklarımızda elimizde. Suriye halkının canını, malını, namusunu, varlığını koruma mücadelesini çok önemli görüyoruz. Onun için o muhalif güçlerin yanında yer aldık, alıyoruz. Esad rejiminin zulmü karşısında Suriye halkının yanında olmayı ahlaki, vicdani ve tarihi sorumluluğumuz olarak kabul ediyoruz. Türkiye son olayda nasıl ki gereken tepkisini kararlılıkla ortaya koymaktan çekinmediyse, Esad yönetiminin kendi halkına yönelik katliamlarına yönelik de siyasi ve diplomatik tepkisini ortaya koymaktan çekinmiyor. Kendi halkına, kendi şehirlerine, kendi kültürüne, mirasına değer vermeyen, kendi yerleşim yerlerini bombalayan böyle bir anlayışın tek bir tanımı olabilir o da devlet terörüdür. Şu anda Suriye’de devlet terörü estirilmektedir. Uluslararası kurumlar ve uluslararası toplum son olaydan sonra Suriye’nin gözü dönmüşlüğünü daha iyi anladı, daha sert tepki verdi. Böyle zalim ve insafsız bir yönetim çoktan meşruiyetini yitirmiştir ve ayakta kalma şansı tamamen tükenmiştir. Bu yönetime farklı gerekçelerle destek verenler her geçen gün tarihi bir yanılgı içinde olduklarını daha iyi anlıyorlar. Her geçen gün daha zor, daha sıkıntılı bir konuma düşüyorlar.”
Türkiye’nin caydırıcılığını, kararlılığını, kapasitesini test etmeye kalkanların ölümcül bir hata içerisine gireceklerinin altını çizen Erdoğan, “Biz blöf yapmıyoruz. Boş atıp, dolu tutmak gibi bir kolaycılık peşinde değiliz. Biz bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. İnşallah Suriye halkı en yakın zamanda bu zulümden kurtulur. Temennimiz tüm kesimlerin haklarını garanti altına alacak demokratik bir yönetime kavuşur” dedi.
“AKÇAKALE’YE SALDIRISI SONRASI ORTAYA KONAN TAVIR ANA MUHALEFET SORUNUNU AÇIKÇA GÖSTERDİ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’ye yönelik eleştirilerini ise şöyle sürdürdü;
“İkide bir çıkıyor ana muhalefetin başı, yanı, ‘siz bunlara Boğaz seyahati yaptırdınız, Bodrum’da beraber tatil yaptınız.’ Eline diline dursun ya kaç kere açıkladım. Yapmadığım şeyi bana yaptın deme. Ama ben bir devletin başkanına eğer barış içindeysek gerekirse İstanbul Boğazı’nda o tür seyahati yaptırım, ama yaptırmadım. Bodrum’da kendisiyle birlikte tatil yapmadım tam aksine kendilerini oraya davet ettim, 2-3 gün tatil yaptılar. Ama malum bizim medyanın onların aile fotoğrafını çekmesi üzerine tatillerini yarıda kesip döndüler. Olayın aslı bu. Ama bunların yalan ciğerlerine işlemiş. CHP zihniyeti budur. Mesele cibilliyet meselesi ve dürüst davranmak diye bir şey yok.”
PKK terör örgütünü Filistinli mücahitlerle, Filistin’in direnişçileriyle aynı kefeye koyan CHP zihniyetini milletin bugüne kadar sandığa gömdüğünü ve bundan sonra da sandığa gömeceğini anlatan Erdoğan, “Çünkü bölücü terör örgütüyle bunlar zaten yan yana dolaşıyorlar bunu son seçimlerle çok iyi gördüm. Esad rejiminin Akçakale’ye gerçekleştirdiği saldırı sonrası ortaya konan tavırlar Türkiye’nin ana muhalefet sorununu bir kez daha açıkça gösterdi. Bir ana muhalefet partisi düşünün ki kendi ülkesiyle bir başka ülke üstelik de diğer taraftan gelen bir saldırı sebebiyle karşı karşıya geliyor ve bu parti adeta diğer ülkenin sözcüsü, temsilcisi gibi davranıyor. Dün Meclis’te olan budur. Sen yine bildiğini oku da ama ‘bu bir milli meseledir’ de aynen MHP gibi davran ve orada el ele verelim, milletçe tavır ortaya koyalım. Ama biz bu CHP zihniyetini Hatay’da gördük. Hatay’da maalesef belli bir mezhebi anlayışla beraber el ele vermek suretiyle oturup toplantı yaptılar. Esad’da ‘Türk halkı bizim yanımızda’ dedi. Buna bu fırsatı veren kim? Bunu söyleten kim? Ana muhalefet… Bu tablo karşısında üzülmemek elde değil. Üzüntüm ülkem adına, milletim adına, üzüntüm bu CHP’ye oy verenler adına, üzüntüm BDP’ye oy veren özellikle Kürt kardeşlerim adına.”
“TÜRKİYE BÖYLE BİR ANAMUHALEFETİ HAK ETMİYOR”
Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin böyle bir anamuhalefeti, böyle bir muhalefeti hak etmediğini söyledi. Türkiye’nin milli birlik, beraberlik sergilenmesi gereken böyle günde ortak tavır takınmayan bir siyaset anlayışını hak etmediğini dile getiren Erdoğan, “Konu Suriye olunca CHP-BDP kardeşliğinin yeniden nüksettiğini görüyoruz. Birince bölücü terör örgütü muhabbeti, diğerinde Esad yönetimi muhabbeti. Bu partiler adına söylüyorum; bunlar ülkelerinin milli çıkarlarını, ulusal onurunu değil, ulusal güvenliğini değil, saldırgan ülkenin hassasiyetlerini gözeterek, onun avukatlığına soyunarak tarihe geçtiler” dedi.
Meclis’ten, hayati bir konu olduğu için oy birliğiyle çıkması gereken tezkerenin, CHP ve BDP’nin tavrı sebebiyle oy çokluğuyla kabul edildiğini söyledi. Erdoğan, MHP’ye sorumlu davrandığı ve tezkereye destek açıklaması yaptığı için teşekkür ettiğini belirterek, “Ama bu milli meselesi konusundaki CHP’nin duruşu tam anlamıyla bir siyasi garabet örneğidir. Bunlar sadece siyasi duruş itibariyle şaşkınlık, pişkinlik içinde değiller, aynı zamanda hukuktan, kanundan ve usulden de birhaberler. Tezkere metninde geçen ve aynen anayasanın ilgili hükmündeki ifadeyi yansıtan, yabancı ülke kavramını böylesine dallandırıp, budaklandırmak siyaset yapmak değil, cehaletini ortaya sermektir. Eğer bu tavır cehalet ürünü değil, bilinçli bir tercihse o zaman yaptıkları şecaat arz ederken sirkati söylemektir” ifadelerini kullandı.
Başbakan Erdoğan, milletin desteğiyle, muvaffakiyetiyle Suriye konusunda da, diğer konularda da yola devam edeceklerini söyledi. “Türkiye’nin güçlenmesi, kalkınması, büyümesi için dış politikada, ekonomide, alt yapıda ve diğer konularda milletimize sunup onayını aldığımız programlarımızı uygulamayı sürdüreceğiz” diyen Erdoğan, “Buradan bir kez daha Esad rejimine ve onu destekleyenlere seslenmek istiyorum; Türkiye’nin sabrını sınamaya kalkmayın, Türkiye’nin sınırlarını ölçmeye kalkmayın. Türkiye bu badireden de sapa sağlam çıkar, yoluna devam eder. Ama siz bunun altında kalır, büyük bedel ödersiniz” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz