NEW YORK (İHA) - Dört günlük ABD gezisine New York'tan başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Columbia Üniversitesi'nde "Geleceği şekillendirmede Türkiye'nin Rolü" başlıklı bir konuşma yaparak, Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası ilişkilerde yaptığı katkıları anlattı.
Barack Obama'nın mezun olduğu ve Nobel Ödüllü romancı Orhan Pamuk'un da ders verdiği Columbia Üniversitesinin, her yıl pek çok uluslar arası lideri ağırladığını hatırlatarak, bu çabalarının uluslar arası barış ve iyi ilişkilere katkısı olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, dost ve müttefik ABD ile aramızdaki stratejik ortaklık temelinde devam eden ilişkilerin geliştirilmesinin önemli olduğunu, Türkiye'nin bu amaca uygun her türlü gayreti sergilemeye devam edeceğini belirtti.
Stratejik ortaklığın yanı sıra, iki ülkenin paylaştığı ortak ideallerin, işbirliğinin gelecekte de devam edeceğini gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, "Demek ki gelecekteki liderlerle de birlikte çalışacağız. Liderler değişse de ülkeler ortak ideallere sahipse, ilişkide istikrar varsa, güven kalıcı olur, Türkiye geçmişte olduğu gibi yeni Başkan Obama'nın yönetimindeki Amerika ile de işbirliği yapmaya kararlıdır" şeklinde konuştu.
Cuma gün başlayan G20 toplantısının, krizlerin ve fırsatların globalleştiğini gösterdiğine işaret eden Başbakan, "Son küresel finans krizi karşılıklı bağımlılığın sebep olabileceği sonuçları gösteriyor. Bu süreci hepimiz biliyoruz. 6 trilyon dolar bile halen piyasaları rahatlatamadı. Mevcut uluslararası finans denetleme birimlerinin krizleri önleme yeteneği gözden geçirilmelidir. Güven oluşturacak acil tedbirler devreye sokulmalı yeni krizler engellenmelidir." dedi. Finansal denetleme organlarının çok
önemli olduğunun altını çizen Başbakan bu organların sağlıklı yapıya kavuşturulması gerektiğini, ancak bu tedbirlerin sarmaya akımlarını yavaşlatmasının ve korumacı yapılar oluşmasının engellenmesinin önemli olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şimdiye kadar Bakanlar düzeyinde toplanan G20'nin bundan sonra Liderler-20 halinde düzenli olarak devlet ve hükümet başkanları düzeyinde devam etmesi temennisini dile getirdi.
Güncel konu olan mali krizlerin er ya da geç atlatılacağını ama siyasi krizlerin patlamaya hazır bomba halinde durduğunu anlatan Başbakan, çözümsüz kalan konuların patlaması halinde güvenlik krizi haline dönüşebildiğini söyledi. Buna örnek olarak geçtiğimiz aylarda yaşanan Gürcistan krizini örnek göstererek, Türkiye'nin krizlerin çözümlenebilmesi ve yeni krizlerin önlenmesi maksadıyla bölge ülkeleri nezdinde yaptığı girişimleri anlattı. Bu tür bölgesel konularda bölge ülkelerinin etkin olması gerektiğini söyleyen Erdoğan, Minsk süreci örnek olarak göstererek "Azerbaycan-Ermenistan sorunu, Fransa, ABD ve Rusya tarafından sürdürülen çabalarla halledilebildi mi? Demek ki başka çözümler sunmak lazım" dedi. Türkiye'nin ABD ile ortak üç önemli gündemi proaktif dış politika ile takip ettiğini anlatan Başbakan, ABD ile Türkiye arasındaki üç ortak gündem maddesini, Irak'ta kalıcı istikrarın sağlanması, İran'ın nükleer enerji sorununun halledilmesi ve Arap-İsrail ihtilafında nihai barış aşamasına gelinmesi olarak sıraladı. Başbakan Erdoğan bu konularda, Irak'ın normalleşmesi için her türlü desteği verdiklerini, İran'ın kitle imha silahları edinmesini Türkiye'nin istemediğini söyledi. Erdoğan "Nükleer silahlara sahip bulunan ülkeler de kendilerini sorgulamalıdırlar. En büyük harcama savunma sanayine gidiyor, fakir ve garip ülkeler bu vasıta ile sömürülüyor" dedi.
Üçüncü önemli ortak gündem maddesi olan Suriye-İsrail ve Filistin-İsrail konusunda, kalıcı barışın sağlanması için Türkiye'nin yoğun çaba harcadığını anlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dördüncü turu yapılan dolaylı görüşmelerin, aracılığı yürüten Türkiye'nin de teşvik edilmesi ile doğrudan görüşmeler haline dönmesi yönündeki temennilerini dile getirdi. Erdoğan "Türkiye'nin bir diğer en önemli dış politika önceliğinin Avrupa Birliği üyeliği olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, devam etmekte olan Fransa dönem başkanlığından sonra, Çek Cumhuriyeti ve İsveç'in dönem başkanlıkları sırasında süreci hızlandıracağız.
Biz hazırız ama bizim müzakereler rutine bağlanmış. Niye hep iki. fasıl, niye 3 olmasın, 4 olmasın. Burada bir soru işareti var. Niyet başka ise bunu da bilelim. Mevcut 27 ülkelerin birçoğuna fark atıyoruz. Mastricht kriterlerini hemen de karşılamış durumdayız" dedi.
Türkiye'nin enerji politikaları ile de dünya barışını katkıda bulunmaya çalıştığını anlatan Başbakan Erdoğan Nabucco ve benzeri projeleri takip etmeye devam edeceklerini, Hindistan'a kadar uzanan enerji koridorları konusundaki çabalarını devam ettiğini söyledi.
Başbakan, Türkiye'nin bütün bu dış politika konularını, 47 yıllık aradan sonra seçildiği Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği sırasında da sürdüreceğini anlatarak, 192 ülkenin 151'inin oyuna alarak birinci turda Konsey üyeliğine seçilmesinin de politikalarına duyulan güveni yansıttığını vurguladı. Erdoğan "2009 2010 arasında dünyadaki bütün gelişme ve değişikliklerle ilgileneceğiz. Türkiye kucaklayıcı ve uzlaştırıcı politikalarla elinden gelen katkıyı yapacaktır" diye konuştu.
Konuşma sonrası soruları da cevaplayan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bir yandan Avrupa Birliği üyeliği ile ilgilenirken, diğer yandan hükümetleri zaüresinde Ortadoğu ve Müslüman dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesinin zıtlık taşıyıp taşımadığı şeklindeki bir soruya "Bir buçuk milyar İslam dünyası Türkiye'nin AB üyeliğini takip ediyor. Çünkü Türkiye'nin AB içinde yer alması Hıristiyan ve İslam dünyaları arasında bir köprü vazifesi görecektir şeklinde" cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Güvenlik Konseyi üyeliği sırasında Karabağ konusu ile alakalı nasıl bir politika izleyeceği sorusuna "Bizim yaklaşımları ve süreçleri süratlendirme görevimiz var. Biz bunu süratlendirmeye çalışacağız. Sıkıntıyı inceleyelim buradaki sorunun çözülmesi öyle çok da zor değil. Ermenistan'ın yerleştirdiği bir milyona yakın insan sorunu var. Cumhurbaşkanları Aliyev ve Sarkisyan önemli adımlar attılar. İkinci görüşmeyi Türkiye'de yapmalarını temenni ederiz, böyle bir adım da var.
Ermenistan Diasporanın oyununa gelmeden milletin sesine tercüman olarak bir adım atarsa olumlu bir netice çıkar. İyi netice o bölgenin hayrınadır, Ermenistan'ın hayrınadır " dedi. Perşembe akşamı Türkiye'nin Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmesi vesilesiyle verilecek kokteyle katıldıktan sonra, G20 zirvesine katılmak için Washington'a geçecek.