'Başbakan padişahta olmayan yetkiyi istiyor'

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın sanki Türkiye'de uygulanıyormuş gibi kuvvetler ayrılığı ilkesini ciddi ciddi eleştirdiğini ifade etti.

ANKARA (ANKA) - , "Ben aslında Başbakan'ın ne dediğini gayet iyi biliyorum; "Benim ağzımdan çıkan her sözcük parlamentoda yasa haline gelsin, yargı asla itiraz etmesin ve biz bu olayı bitirmiş olalım' diyor. Padişahta olmayan yetkiyi istiyor aslında" dedi.

CHP Basın Birimi'nden yapılan açıklamaya göre, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve yönetim kurulu üyeleri ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu genel merkezdeki makamında ziyaret etti.

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, görüşmede yeni anayasa çalışmalarına dikkat çekerek, en büyük dileklerinin düşünce ve fikir özgürlüğünün önünde ne kadar engel varsa onun kaldırıldığı bir anayasa görmek olduğunu ifade etti. "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Türk basını bu kadar yanlı bir hale maalesef getirilmemiştir. Özellikle bu erkin siyasi erk tarafından böylesine yandaş noktasına gelen yansız, tarafsız vatandaşın doğru bilgi edinmesini engelleyen bir medyayı benimsemiyoruz" diyen Bilgin, 2008 yılında kaldırılan gazetecilerin yıpranma hakkını da gündeme getirdi.

Reklam
Reklam

CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise, gazetecilerin yıpranma hakkının geri verilmesi gerektiğini belirterek, "Bu konuda CHP olarak elimizden geleni yapacak, hakkın verilmesi için bütün gücümüzü göstereceğiz. Yani bize ne tür bir görev düşüyorsa onu parlamentoda yerine getireceğiz" dedi.

-BAŞBAKAN'IN KUVVETLER AYRILIĞI ÇIKIŞINA YANIT-

Medya konusunda ana muhalefet partisi genel başkanı olarak şikayetini defalarca dile getirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gazetelere baskı yapılması, bazı yazarların işine son verilmesi, bazı yazarların kendilerine otosansür uygulamaları Sayın Başbakan'ın hoşuna gitmeyen haberlerin gazetelerin birinci sayfalarından özenle çekilip içerde küçük haber olarak bir yerlere sıkıştırılması, bunlar bizim gözümüzden kaçmıyor. Ama maalesef geldiğimiz nokta demokrasi açısından iyi sınav verdiğimiz bir nokta değil" dedi.

Bu durumun artık sadece kendileri tarafından değil, bütün dünya tarafından dile getirilmeye başlandığını belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İlk Brüksel'e gittiğimde hapisteki gazeteci sayısı 35 idi. Sonra yüze kadar çıktı, şimdi 76 civarında gazeteci arkadaşımız hapiste. 700'e yakın üniversite öğrencisi hapiste. Bunu anlamak mümkün değil. Çin'i ve İran'ı geçtik. Üstelik 1950'lerden bu yana gelen çok partili, parlamenter demokrasi mücadelesinin de yok sayılıyor. Ciddi ciddi kuvvetler ayrımını eleştiriyor Başbakan. Sanki bu ülkede kuvvetler ayrılığı ilkesi varmış gibi eleştiriyor. Bütün yetkiler sizde zaten. Sayın Başbakan'ın çıkıp neyi istediğini çok net bir şekilde halka söylemesi lazım; "ben şunu istiyorum' demesi lazım. Ben aslında Başbakan'ın ne dediğini gayet iyi biliyorum; "Benim ağzımdan çıkan her sözcük Parlamento'da yasa haline gelsin, yargı asla itiraz etmesin ve biz bu olayı bitirmiş olalım' diyor. Padişahta olmayan yetkiyi istiyor aslında."

Reklam
Reklam

-"KARŞIMIZDA TEK PARTİ DEVLETİ VAR"-

Kılıçdaroğlu, karşılarında şu an "tek parti devleti" olduğunu ifade ederek, "Valisiyle, kaymakamıyla, güvenlik görevlileriyle, her şeyle. Biz böyle bir yapıya karşı mücadele ediyoruz. Yoksa karşımızda bir AKP'li siyasal partiyle mücadele etmiyoruz biz. Bu artık ağır ağır toplum tarafından da görülmeye başlandı. Geldiğimiz nokta bu" dedi.

Kılıçdaroğlu medyanın da ciddi bir sivil toplum örgütü olarak ortaya çıkıp, bu sorunları hem ülkede hem de dünyada kamuoyunun önüne koyması gerektiğini belirtti.

CHP Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin ve Nihat Matkap'ın da katıldığı görüşmede, Gazeteciler Cemiyeti'nin medyanın durumu ve sorunlarına ilişkin Kılıçdaroğlu'na bir rapor sunduğu belirtildi.