Erdoğan, "30 Mart Türkiye’de bir kırılma noktası olacak. Yetkiyi aldığımızda İstanbullumuzu da Türkiye’mizi de daha büyük çözümlerle kavuşturacağız. İstanbul’u 2023’e daha hızlı hazırlayacağız. İstanbul yollarında hepinize kazası yolculuklar diliyorum. Hatalı sollama öldürür hatalı oylama süründürür" dedi.
Başbakan Erdoğan, Haliç Kongre Merkezinde İstanbul özel halk otobüsleri buluşmasında yaptığı konuşmada, İstanbul'un yollarını sürekli açık tutmak, İstanbul'a yeni yollar inşa etmek için merkezi yönetim ve gerekse belediyenin yoğun bir çalışma içinde olduklarını söyledi.
Son 10 yıl içinde İstanbul'da sadece kavşak ve yollar için 5 milyar liralık yatırım yaptıklarını kaydeden Erdoğan, 286 adet yeni yol ve kavşağı, son olarak da geçen hafta 20 kavşağı hizmete açtıklarını ifade etti.
Üçüncü köprüyü inşa ederek İstanbul trafiğini rahatlatacaklarını dile getiren Erdoğan, üçüncü köprünün şehir içi bağlantılarının olacağını, bunun da trafiğin rahatlamasına katkı sağlayacağını söyledi. Hizmete açıldığında uluslararası ve şehirlerarası tırların ve ağır vasıtaların ikinci köprüye girmeyeceğini, özel otomobillerin ise bu köprüyü de kullanabileceğini kaydeden Erdoğan, ayrıca köprüde raylı sistem olacağını ifade etti.
Üçüncü köprü için devletin cebinden para çıkmadan, yap-işlet-devret modeliyle 2.5 milyar dolar harcanacağını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üçüncü havalimanı... O da öyle. 42 milyar dolar harcanacak oraya. Devletin cebinden para çıkmayacak. 20 yıl işletecekler, 20 yıl sonra devlete teslim edecekler. Olay bu. Bu ihaleyi alanları ne yaptılar? Bunları içeri almak istediler. Kim? O paralel yapı. O paralel devlet inşa etmek isteyenler. Onun için ben halkımın bu noktadaki birliğini, beraberliğini, dirliğini çok iyi biliyorum ve size inanıyorum. Bu ara çıkmış şunu söylüyor: 'Bu ülkede yargı bitti, hukuk bitti.' Üçüncü havalimanını yapanlar, Fatih Belediye Başkanı, dün o heyette, 17 Aralık dalgasında içeri alınanlar veya onları içeri alanlar, o düzmece senaryoyu hazırlayanlar... Orada hukuk vardı öyle mi? Orada hukuk vardı diyenler şimdi niye aynı şekilde hukuk vardı diyemiyorlar? Hukuk şimdi tecelli etti diye mi rahatsız oldular? Bu ülkede, profesör olduğunu zanneden birileri, işte bu paralel yapının yandaşı veya yönetimindeki, bakıyorsunuz gazetede veya diğer gazetelerle birlikte, düşünebiliyor musunuz, AK Parti'yi ki şu anda 318 milletvekili olan AK Parti'nin kapatılmasına dair haberler, yazılar yazıyor. Sizin nereniz demokrat? Sizin halkın iradesine zerre kadar saygınız yok. Biz, sizin yazılarınızla gelmedik. Biz milletimin iradesiyle geldik, milletimin iradesiyle gideriz."
Üçüncü havalimanını inşa edenlerin buraya 42 milyar dolar harcayacağını kaydeden Erdoğan, "Her türlü oyun oynanıyor. Yok yürütmeyi durdurma kararı, yok bilmem orayı alanlar nasıl aldı, yok bilmem şuraya nasıl girdi... Her türlü oyun, her türlü tezgah. Yani, ikili bakıyorsunuz, alışveriş yapıyorlar değil mi? Ona da bir kılıf uydurmak. Bir medya grubunu oradaki girişimcilerden bir tanesi almaya çalışıyor ve oradaki haklarını, hisselerini devrediyor, satıyor... 'Sen nasıl bunu alırsın?' Sana ne? Alır. Bunun devletle ne alakası var? İki ayrı grubun böyle bir alışveriş yapması bile onları rahatsız etti. Niye rahatsız etti? Çünkü kirli çamaşırlar ortaya çıkıyor da onun için" diye konuştu.
EN ZOR İŞ OTOBÜS ŞOFÖRLÜĞÜ
İstanbul'da otobüs şoförlüğü yapmanın dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Zor vazifeyi hakkıyla yerine getirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Sabrınız için, dirayetiniz için her birinize şahsım ve tüm İstanbullular adına şükranlarımı sunuyorum. Her gün büyüyen, genişleyen bir şehirde hizmet üretiyorsunuz. Nüfusu ve turist sayısı da her yıl katlanarak artan İstanbul'da hizmet veriyorsunuz. Artan refahla birlikte insanların daha çok seyahat ve hareket ettikleri şehirde görev yapıyorsunuz. Böyle bir şehirde, böyle bir şehrin trafiğinde insanımızı bir yerden alıp bir yere götürmek, hem dikkat, hem sabır, hem de tahammül istiyor" diye konuştu.
İstanbul'un nüfusunun 1969'da 1,5 milyon, 1980'de 3 milyon, 1990'da 6,5 milyon olduğunu, şu anda ise nüfusun 15 milyona dayandığını vurgulayan Erdoğan, "İstanbul'da araç sayısı katlanarak arttı. 20 yıl önce araç sayısı 1
milyon civarındayken, şu anda ise 3 milyon 200 bine ulaştı. Son 10 yılda otomobil sayısı 900 binden 2 milyon 200 bine çıktı. Otobüs sayısı son 10 yılda 16 binden 55 bine çıktı. Bu kadar hızlı büyüyen, hızlı şekilde refahı artan şehirde sizler de bizler de belediye başkanlarımızla hizmet üretmeye, hizmet yetiştirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
"ÖZEL ARAÇ LÜKSTÜR"
Erdoğan, halka hizmetin Hakk'a hizmet olduğuna inanıp, zoru başarmak için gece gündüz demeden mücadele ettiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Modern bir kentte, modern bir şehirde modern ulaşım özel araçlarla değil, toplu taşım araçlarıyla yapılır. Özel araç aslında lükstür. Aracın içinde bir kişi. Aslında şoförle beraber 4-5 kişilik. Çoğu zaman tek başına şoför otomobiliyle gider. Bu aynı zamanda israf olur. Kimsenin özel hayatına karışamayız. Sadece gereken uyarıları yapar, gereken hizmeti yine sağlarız. Ekonomide bir israf ekonomisi, bir de verim ekonomisi vardır. Biz hangisini savunacağız? Tabii ki verim ekonomisini savunacağız. Başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizde özel araç alışkanlığının yeniden gözden geçirilmesi gerekir. Özel araç ne kadar terk edilirse, toplu taşımada kalite o kadar artar. Ne kadar az araç trafiğe çıkarsa, o kadar fazla otobüs, halk otobüsü, minibüs, taksi trafiğe çıkar. O kadar fazla yol yatırımı, metro yatırımı, ulaştırma yatırımı yapılır. Bir yandan toplu taşımanın kalitesini artırırken, artık bir yandan özel araç alışkanlığımızdan vazgeçmemiz gerekiyor."
İnsanların metro, metrobüs, otobüs, minibüs kullanarak işe gidip gelebileceklerini, ulaşım ve huzurun çok daha farklı olacağını ifade eden Erdoğan, 20 yıl öncesine kadar İstanbul'da raylı sistem olmadığını, İstanbul'u tamamen metro ağlarıyla öreceklerini kaydetti.
Erdoğan, metro ağları bu kadar genişlerken minibüslerin, taksilerin, belediye ve halk otobüslerinin öneminin asla azalmadığını, tam tersine toplu taşıma kültürünün yerleştiğini, ulaşımın ucuzladığını, konforlu otobüslere rağbetin daha da arttığını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"20 yıl önceki otobüslerin haline bakın, şimdiki otobüslerin haline bakın. Belediye başkanlığım döneminde özel halk otobüslerinin yöneticilerini topladığım zaman 'Gelin bu adımı atalım' dedim. Görüşmeleri yaptım. Şu anda kullandığınız otobüslerin büyük kısmı o zaman temeli atılan o görüşmelerin ürünüdür. Markalarını zikretmeme gerek yok. Sizinle iftihar ediyorum. Çünkü, bakıyorum ki sadece kalite değil, engellilere yönelik alınması gereken tedbirleri almışlar. Teknolojiyi kullanmaya başladınız. Yaşlı, öğrenci hiçbir ayrım yapmaksızın indirimlerden istifade konusundaki hassasiyetleri aynen belediyeyle sizler de paylaşır haldesiniz. Bunlar güzel şeyler. Bunlar milliliktir, insanlıktır. 'Ben milletimi, ülkemi seviyorum. Dolayısıyla yaşlı amcama hizmet veriyorum'. Dolayısıyla siz bu hareketinizle bunu yapıyorsunuz. Toplu taşımanın konforu ve hızı arttıkça, göreceksiniz toplu taşımayı kullanan özel aracından vazgeçip otobüsü, metroyu, minibüsü tercih eden vatandaş sayımız artacak. İstanbul'da nüfus bu kadar hızla artarken toplu taşımada otobüsün işlevi hiç azalmayacaktır."
"SABRINIZ YOLLARI GERİLİMDEN, KAVGADAN UZAK TUTUYOR"
Erdoğan, Kasımpaşa'da doğup büyüdüğünü, İETT'de çalıştığını belirterek, İstanbul şehir kültüründe taksicinin sadece taksici, otobüs şoförünün sadece şoför, esnafın sadece esnaf olmadığını, bunların verdikleri hizmet kadar aynı zamanda toplumun adeta tutkalı olduğunu kaydetti.
"Sizler emniyetin, huzurun tesis edicilerisiniz. Esnafın, taksicinin dayanışması nasıl ki mahalleleri, sokakları, hırsızdan, arsızdan, yangından, kavgadan uzak tutuyorsa, sizin dirayetiniz, sizin sabrınız da yolları gerilimden, kavgadan uzak tutuyor" diyen Erdoğan, trafikte her suçun, hatanın taksi, halk otobüsü, minibüs ve otobüsçülere yüklendiğini söyledi.
Erdoğan, oysa trafikte en fazla hürmet gösterilmesi gereken kesimin bunlar olduğunu vurgulayarak, "Sizler toplu taşıma yapıyorsunuz, sizler bir kişi değil, onlarca, yüzlerce kişiyi taşıyorsunuz. Özel aracında konfor içinde seyahat edenlere karşı sizler binbir zorluğa göğüs gererek, özel aracı olmayan, o konforu yaşayamayan kardeşlerimizi evlerine, işlerine ulaştırıyorsunuz. Trafikte herkesin, özellikle de özel araç sürücülerinin sizin halinizi anlamalarını, sizi anlayışla karşılayıp saygı duymalarını rica ediyorum. Sizlerin de trafikte, taşımacılıkta kurallara uyarak, topluma ve sürücülere örnek olmaya devam edeceğinize yürekten inanıyorum. Şehrin taksicileri, minibüs ve otobüs şoförleri ne kadar iyi olursa, o şehir de o kadar iyi, huzurlu, güvenli olur. Sizin bundan sonra da İstanbul'u güven ve emniyet içinde tutacağınıza gönülden inanıyorum" diye konuştu.
"SADECE GEÇMİŞİ DEĞİL BUGÜNÜ DE..."
İstanbul'un, şehrin tarihi dokusunu bozmadan yapılan bu yatırımları yaşadığını ifade eden Erdoğan, "Sadece geçmişi değil, bugünü değil, geleceği de planlayarak İstanbul'da ulaşıma nefes aldırmak için çok büyük yatırımlar gerçekleştiriyoruz. Önümüze engeller çıkarıyorlar. Bizi yavaşlatmaya, bizi durdurmaya, çalışmalarımızı engellemeye, sabote etmeye çalışıyorlar. Hiçbirine boyun eğmiyoruz. Hiçbirine aldanmıyor, hizmet yolculuğumuzdan geri kalmıyoruz. İstanbul için, Türkiye için ne gerekiyorsa onu yapıyor, halkımızı en kaliteli, en güvenli, en modern hizmetlerle buluşturuyoruz" diye konuştu.
İstanbul'un nereden nereye geldiğini ve Türkiye'deki değişimi halk otobüsü sürücülerinin iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, "Sizler halkın derdini biliyor, halkın nabzını tutuyorsunuz, sizin desteğinizle, sizin hayır dualarınızla biz hizmet üretmeye, İstanbul'u da Türkiye'yi de büyütmeye devam edeceğiz. Bizim Türkiye'ye sevdamız var. Bizim bu şehre, İstanbul'a aşkımız var. Sevdamız var, tutkumuz var. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da İstanbul için çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"KDV VE ÖTV'LERLE İLGİLİ ÇALIŞMA YAPTIRACAĞIZ"
İstanbul'daki halk otobüslerinin sorunlarını çok iyi bildiğini kaydeden Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın halk otobüsü esnafının sorunlarını çözmek için attığı çok önemli adımları az önce dinlediklerini söyledi.
Otobüslerde biletçilerin kaldırıldığını, hizmet bedellerinin azaltıldığını, yıllık ruhsat harçlarının kaldırıldığını hatırlatan Erdoğan, devir bedellerinin bir defaya mahsus kaldırıldığını ve öğrenci geçişine ilave 15 kuruş bütçeden destek sağlandığını anımsattı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu ve benzeri reformlarla halk otobüsü esnafımızın gelirlerinde yüzde 7-8 gibi bir iyileşme sağlandı. Şimdi bu reformlarımız kararlılıkla devam edecek. Ben Müsteşarıma da söyledim. Gerek KDV, gerekse ÖTV'lerle ilgili inşallah Maliye Bakanıma bir çalışma yaptıracağız ve bu çalışmadan sonra da inşallah İsmail Bey kardeşimizle de irtibatları kurmak suretiyle gerekli adımları da en kısa zamanda inşallah atmış olacağız."
Erdoğan'ın bu sözleri, salondakiler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
"HATALI SOLLAMA ÖLDÜRÜR, HATALI OYLAMA SÜRÜNDÜRÜR"
Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ın Türkiye'de bir kırılma noktası olacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"30 Mart'ta inşallah bir kez daha yetkiyi aldığımızda İstanbulumuzu da, tüm Türkiyemizi de devam ettirdiğimiz tüm projelerle daha büyük çözümlerle inşallah kucaklaştıracağız. 30 Mart sonrasında İstanbul'u 2023'e farklı bir şekilde hazırlamaya devam edeceğiz. İnşallah Kanal İstanbul ile aynı şekilde İstanbul farklı taçlanacak. İnşallah havalimanımız 2017'ye hazırlanacak. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sorunlarımızı birlikte konuşacağız, istişare edeceğiz, inşallah hepsini tatlıya bağlayacağız. Ben bir kez daha bu güzel buluşma için İstanbul Büyükşehir Belediyemize, İstanbul Milletvekilimiz Osman Aşkın Bak Bey'e ve dernek başkanı değerli kardeşim, aynı zamanda hemşehrim İsmail Bey'e huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyor, tüm halk otobüsçülerimizin başarılarının, birliğinin artarak devamını diliyorum. Katıldığınız için, coşkunuz için, heyecanınız için, ahde vefanız için sizlere şükranlarımı sunuyorum. İstanbul yollarında hepinize kazasız, sorunsuz yolculuklar diliyorum. Hatalı sollama öldürür, hatalı oylama süründürür, bunu da özellikle söylüyorum."