Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa'da

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Bakın Başbakanımız her miting meydanına çıktığında anlatıyor. 'Sağlıkta şunları yaptık, ulaşımda bunları yaptık, enerjide barajlar yaptık, göletler yaptık.' Ne anlatıyor, Türkiye'ye yaptığı hizmetleri. Saatler sürüyor bitmiyor, rakamlar konuşuyor" dedi. Gürsu ilçesinde, AK Parti İlçe Teşkilatı üyeleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla Belediye Düğün Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Arınç, AK Parti'nin kurulduğu ve daha iktidara gelmediği tarihlerde, Türkiye'nin mahvolmuş bir halde olduğunu, büyük ekonomik krizler geçirdiğini söyledi. O gün ülkeyi yönettiğini zanneden üç partili koalisyonun 2001 yılında bir gecede vatandaşların cebindeki paranın yarısını çaldığını aktaran Arınç, gecelik faizlerin yüzde 7500'leri, repoların da yüzde 10 binleri bulduğunu dile getirdi. O dönemlerde gerçek piyasadaki faizin yüzde 60'ların üzerinde olduğunu hatırlatan Arınç, "Devlet maaş ödeyebilmek için borcunu borçla ödemeye çalışıyordu. 100 liralık tahvil satıyor, 'Sana 136 lira ödeyeceğim' diyordu. Yüzde 136... Faizler almış başını gitmişti. Hayat pahalılığı vardı" dedi. Arınç, eskiden sabah saatlerinde buzdolabı almaya gidildiğinde, "Öğleden sonra gel, daha fiyat belli olmadı", öğleden sonra gidildiğinde ise "Akşam üstü gel, fiyat yine değişecek" denildiğini hatırlattı. O dönemlerde elinde 100 lirası olan bir adamın döviz bürolarına koştuğunu belirten Arınç, şunları kaydetti: "Simitçi, tablasındaki simitleri satar 25 lira kazanır, döviz bürosuna gider dolara çevirmeye gayret ederdi. Çünkü Türk parasına o hükümetler döneminde her sene bir sıfır daha eklenmişti. Biz geldiğimizde 6 tane sıfır vardı. Kurtalan Ekspresi gibiydi. Bir tane başta 1 var, arkada sıfırlar. 6 sıfırlı Türk parası. Katanga parasından daha değersiz hale gelmişti. O günleri yaşayanların, bugünler için hem Rabbine şükretmesi lazım hem de niye bu hükümet yüzde 50 oy alıyor diyenlere, 'Ey akılsız Türkiye o haldeydi de bu hale geldi. Onun için bu millet bu hükümeti sevdi, ona güvendi ve iki seçmenden birisi bu partiye, bu hükümete oy veriyor' demesi lazım." - "Aldığımız maaşların hiçbir değeri kalmıyordu" Türkiye'de o dönemlerde enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek faizler ve işsizlik gibi ekonomik göstergelerin felaket içinde olduğunu vurgulayan Arınç, "Çiftçi, esnaf mağdurdu. Aldığımız maaşların hiçbir değeri kalmıyordu. Hamdolsun 2001'de geldik, milletimize söz verdik. 'Bu işleri düzelteceğiz, kayıp kaçaklar gidecek, ülkeye bereket gelecek, yatırım yapacağız, hizmet yapacağız' dedik. Bugün de çok şükür bu hizmetlere hizmet ekliyoruz" ifadelerini kullandı. "Dün bütün arkadaşlarımızla birlikte tünellere girdik, çıktık. Bazen helikopterle, bazen karayoluyla Bursa'ya yapılan yatırımları içinde bizzat yaşayarak gördük" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesela Orhangazi tarafındaki Bursa-İzmir-İstanbul otoyolunun Samanlı tünellerinde ışığı görme töreni yaptık. Işığı görmek ne demek. 3 bin 750 metre uzunluğunda tünel açıyoruz. Bu tünel 16 tünelden sadece bir tanesidir. Ama en uzunudur. Çift tünel yaptık. Bir buradan geliyor, bir de buradan gidiyor, 3 bin 750 metre. Kazdık, Kazdık, kazdık son darbeyi vurup karşı tarafı görecektik bu tarihi ana tanıklık etmek istedik. Allah nasip etti, tünelin yarısı Yalova tarafında, yarısı da Orhangazi-Bursa tarafında, 3 bin 750 metre. İstanbul'u İzmir tarafına 3,5 saatte bağlayacak bir otoyol yapıyoruz. Sadece Gebze-Dilovası tarafında 4 kilometre asma köprü yapıyoruz denizin üzerinde. Bu hükümet böyle. Yolları yapıyor, kara bitiyor denizin altına giriyor. Denizin altında 60 metre derinlikte Marmara'ylar yapıyoruz. İki kıtayı birbirine bağlıyoruz. Üsküdar'dan giriyorsun Sirkeci'den çıkıyorsun. Denizin altında 60 metre derinlikte Marmaray'lar var. Cumhuriyete sahip çıkanlar, cumhuriyete yakışacak eserler yaparlar. Bizim hükümetimiz 29 Ekim'de Cumhuriyetin şu kadar yıl öncesini kutlarken Marmaray'la kutluyor." - "Allah'a hamdolsun yaptıklarımızı konuşuyoruz" Arınç, 60 kilometrelik tünellerin yapılması ve yüksek hızlı tren raylarının döşenmesi için 390 milyon, eski ifadeyle 390 trilyon lira harcandığını belirterek, şöyle devam etti: "Tünel yapmak kolay değil, sert satıhlı toprakta biraz daha hızlı gidiyorsun ama yumuşak satıhlı toprakta işin biraz daha zor. Daha güç ve imkan sarf etmek gerekiyor. Hamdolsun alnımız açık. Orada da işler çok güzel gidiyor. Elbette durak noktalarından birisi Gürsu'da olacak. Gürsu'da yüksek hızlı trene bineceksin, Türkiye'nin 15 vilayetine doğrudan bağlanacaksın. İstersen İzmir'e git, istersen İzmir'den Antalya tarafına dön. Allah'a hamdolsun yaptıklarımızı konuşuyoruz. Bakın Başbakanımız her miting meydanına çıktığında anlatıyor. 'Sağlıkta şunları yaptık, ulaşımda bunları yaptık, enerjide barajlar yaptık, göletler yaptık.' Ne anlatıyor Türkiye'ye yaptığı hizmetleri. Saatler sürüyor bitmiyor, rakamlar konuşuyor. Ben şimdi 390 trilyonu yüksek hızlı trenin sadece şu kadarcık bir mesafesi için harcayabiliyorum. Ama geçmişte bu ülkeyi yönetenler Avrupa'da 1 milyon kredi bulabilmek için kapı kapı dolaşıyorlardı. Yüzlerine bakmıyorlardı. Kapı önünde bekletiliyorlardı. Sonunda bir başbakan veya bakan Ankara'ya haber gönderiyordu 'Müjde 1 milyon dolar kredi buldum' diye. Senin 1 milyon dolar kredinin 390 mislini ben 60 kilometrelik yüksek hızlı tren için verebiliyorum. Allah'a hamdolsun. Şimdi bakınız yaptığımızı konuşuyoruz. Gürsu'da da Bursa'da da konuşuruz. Türkiye'nin her yerinde alnımız açık konuşuruz." Toplantının ardından ilçe merkezine gelen Arınç, aracından inerek, esnafla bir süre sohbet etti. (Bitti)