Başbakan Yardımcısı Bozdağ Dmd Üyeleri İle Buluştu

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 'Akil İnsanlar' tartışmalarına ilişkin, "Toplum tarafından görüşlerine değer verilen insanlardan oluşacak. Bu hafta içinde kamuoyunun bilgisi olacak, sonuçlar ortaya çıkacak. Süreci yönetecek insanlar grubu değil bu süreç içerisinde kendileri için çizilen çerçeve içinde faaliyet gösterecek" değerlendirmesinde bulundu.

Bozdağ. Diplomasi Muhabirleri Derneği üyeleri ile Rixos Otel'de kahvalyıda buluştu ve DMD üyelerinin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Soruların cevaplanmasından önce DMD üyeleri Bozdağ sürpriz yaparak, bozdağ için doğum günü pastası getirildi. Bozdağ, pasta için teşekkür ettikten sonra gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Bozdağ, 'Akil İnsanlar'la ilgili soruya, Akil insanların yedi ayrı bölge için yedi kişiden oluşacağını belirterek, "Toplum tarafından görüşlerine değer verilen insanlardan oluşacak. Bu hafta içinde kamuoyunun bilgisi olacak, sonuçlar ortaya çıkacak. Süreci yönetecek insanlar grubu değil bu süreç içerisinde kendileri için çizilen çerçeve içinde faaliyet gösterecek. Konferans, panel, seminerde sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapacaklar. Türkiye'nin 7 ayrı bölgesinde çalışmalar yürütecek bir Başkanı, bir Başkan Vekili olacak. Başkanlar, Başbakan'la muhatap olacaktır. Akil insanlar kendileri için verilen görevi milletimizin tamamını kucaklayacak şekilde bütün coğrafi bölgelerimizde görevlerini yerine getireceklerdir" dedi.

Yeni Anayasa konusunda Bozdağ, Türkiye'de yeni Anayasa ve Anayasa yapamama sorununun olduğuna işaret eden Bozdağ, "Yeni anayasayı hayata geçiremedik. Uzlaşma komisyonundan taslağı paylaşmasını istedik. İç tüzükle 31 mart da doldu, dolmasına rağmen bütün konuları görüşülmüş değil. İtilaflı pek çok konu var. Uzlaşma anayasa öneri taslağı çıksın" diye konuştu.

2014 yılının seçiöler yılı olacağını söyleyen Bozdağ, "2014 mahalli, Cumhurbaşkanlığı seçimi, 2015 genel seçimler var. Bizim elimizde 2013 var. Komisyon görüşecek. Genel kurulda bir maddenin oylaması 45 dakika sürüyor. Halk oylaması yapılıyor. Bizim önümüzde çok zaman olmadığı çok açık. Önümüzdeki takvimi dikkate alarak konuştuk. Türkiye kamuoyu bunu tartışsın verimli kullanalım dedik ama olmadı. 31 Mart'ın nihai vakit olduğunu deklere ettik. Sonuç alıcı noktaya gelmiş değiliz. Tartışılacak çok önemli konular var onların hepsi orada duruyor. Çok çalışmamız lazım gelinen noktaya baktığımızda arzu edilen neticeyi doğurmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Bozdağ, yeni Anayasa konusunda tüm partililerle çalışabileceklerinin altını çizerek, "Yeni Anayasa ihtiyacını karşılayacak adımlar atmaya kararlıyız. CHP ile yeni Anayasa'yı, MHP ile uzlaşma zemini bulabilirsek MHP ile iki parti ile bulamazsak, o zaman BDP ile görüşebiliriz. Anayasayı halk oylamasına götürmeden olmaz, o zaman referandumlu süreç işleyecektir. Yeni anayasa ihtiyacını karşılamak için bütün alternatifleri değerlendirmeye bütün partilerle çalışmaya hazırız, samimiyiz. Yeter ki Türkiye yeni anayasayı yapabilsin" şeklinde konuştu.

Anayasa'daki Türklük kavramının değişmesi ile ilgili olarak Bozdağ, "Türk kelimesini çıkarmak isteyen kimse yok bu bir çarpıtmadır. Anayasa'da sadece bir yerde geçmiyor, başlangıçta Türk milleti, Türk toplumu kavramı geçiyor. Konuşulan şey vatandaşlık tanımıdır. Türkiye Cumhuriyetini vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Türklük tanımının çıkarılması anlamına gelmez. Büyük bir çarpıtmadır. Birileri anayasadan hiçbirinde Türk kelimesi geçmeyecek bunlar bunu silecek yok edecek çarpıtma karalama kampanyası yapıyorlar. Vatandaşlık tanımını doğru yapmak etnisitenin tanımı değil, hukuki tanımdır. Hukukun gereklerine göre tanım yapmamız lazım. Vatandaşlığın tanımı neyse onu yapıyoruz. Türk tanımını anayasadan 66'ıncı maddesi vatandaşlıktır. İçinde baktığımızda başka şeyler çıkıyor. Gerçek hukuki tanımını oraya koyan çaba içindeyiz" diye konuştu.

Almanya'daki yangın ve diğer meydana gelen yangınlarla ilgili olarak Bozdağ, "Köln'deki yangında binanın Türklere ait bina olması orada yaşayanların içinde Türkler ve diğer ülkelerden olması bizi şüpheci davrandırıyor. Savcılar için değil polis yetkilileri daha olup bittiğini anlamadan kundaklama emaresi Neonazi cinayeti olmadığına dair bazen resmi bazen gayri resmi açıklamalar yapıyor, olay daha yeni olmuş bir değerlendirme yapılmadan bir ihtimali devre dışı bırakan beyanlar ortaya koyunca insanlar ister istemez şüphe duyuyor. Kundaklama Neonazi cinayeti seçeneklerini de dikkate alarak değerlendirme yapılması gerekir. Yangınlar çıkarmak için prizler şase yapmak için Türklerin evini mi seçiyor, hep gece mi yapıyor bu prizler şase hiç sabah olmaz mı bu? Alman yetkililer ve Türklerin olduğu yerlerdeki bu yangınları aksi taktirde sorularımızı devam ettiririz" ifadelerini kullandı.

Münih'te 17 Nisan'da başlayacak olan davada Türk basının alınmaması ile ilgili olarak Bozdağ, "Davaya Türk basını alınmadı. 'Müracaat sırasına göre alıyoruz' deniyor. Almanya, Hollanda Avusturya basınından kişiler var. Türkler taraftır mağdurdur. Türklerin medyası bu davanın tarafıdır. Bu yargılanın tarafsız bir yargılama olduğu söylenebilir mi hayır söylenemez. Duruşmaları takip ederken mutlaka müracaat sırasına göre kanun var bizimkiler müracaat etmemiş deriz, böyle bir düzenleme yok. Mahkeme başkanının tasarrufu. 50 alman medya temsilcisine yer veriyorsunuz. Mahkeme Başkanı'nın tarafsızlığını söyleyemeyiz. 17 Nisan'a kadar Türk medyasının temsilcilerini de koyarlar. Mahkeme başkanının böyle davrandığı yerde taraf olduğu kanaati güçlenir. Endişesi yoksa bu aleniyetin gereğini yapması lazım. Hukuk devleti ile uyumsuz tutumdur tarafsızlığına gölge düşüren durumdur. Hepimizi şüpheye düşüren bir durumdur'' şeklinde konuştu.