-Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Kocaeli'de

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Son günlerde yaşanan bir takım hadiselerle Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin yurt dışındaki itibarına nasıl

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Son günlerde yaşanan bir takım hadiselerle Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin yurt dışındaki itibarına nasıl zarar verdiğini, birilerinin bir kez daha şapkalarını önüne koyup düşünmesi lazım. Kime hizmet ettiklerini, kime fayda sağlayıp kime zarar verdiklerini bir kez daha herkesin düşünmesi lazım" dedi. Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı tarafından İzmit'te bir otelde düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşları Buluşması" programında konuşan Bozdağ, Türkiye'nin, yurt dışında yaşayan vatandaşları ve akraba topluluklarıyla ilişkilerinin son derece önemli olduğunu belirtti. Dünyanın her yerindeki Türk tarihi, Türk kültürüne, medeniyetine ilişkin eserlere ve izlere sahip çıktıklarını vurgulayan Bozdağ, TİKA'nın yürüttüğü çalışmalar hakkında bilgi verdi. Darda ve zorda olanlara yardım ettiklerini, bu yardıma da devam edeceklerini dile getiren Bozdağ, şunları söyledi: "Bulgaristan'daki kardeşlerimize Bulgar yönetimleri zulum yaptığı zaman kapımızı, ocağımızı açtık, onların imdatına biz koştuk. Bosna'da kardeşlerimiz sıkıntıya girdiği zaman onların imdatına biz koştuk. Kosova'da kardeşlerimiz sıkıntıya girdiğinde onların imdatına yine biz koştuk. Makedonya sıkıntıya girdiğinde, Karadağ girdiğinde biz koştuk. Afganistan'da problem olduğu zaman yine imdatlarına bir koştuk, kapımızı açtık. Yine Saddam Halepçe'de Kürt kardeşlerimize kimyasal silah kullandığı zaman kapılarımızı yine biz açtık. Suriye'de Esad yönetimi zulüm yapıp, gökten, yerden, denizden ölüm yağdırırken 'imdat' diyenlere kapımızı yine biz açtık." - "Dönüp tarihimize bir kez daha bakmamız lazım" Gelenek ve medeniyet anlayışlarında kapılarının, çalana her zaman açık olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bunun dışında mazlum olana gönülden desteklerinin sınırının olmadığını kaydetti. Bozdağ, bunu her zaman yaptıklarını vurgulayarak, "Bugün belki Suriye ile ilgili farklı farklı şeyler söyleyenler olabilir ama bizim dönüp tarihimize bir kez daha bakmamız lazım. Ateş var, yangın var, cayır cayır insanlar yanıyor kapımıza gelip bizden imdat isteyen olunca, kapımızı kapatıp arkamızı dönüp, yastığa başımızı koyup biz yatamayız. Bizim vicdanımız, insanlığımız, imanımız da buna izin vermez" şeklinde konuştu. -"Kime hizmet ettiklerini, herkesin drüşünmesi lazım" Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Son günlerde yaşanan bir takım hadiselerle Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk millerinin yurt dışındaki itibarına nasıl zarar verdiğini, birilerinin bir kez daha şapkalarını önüne koyup düşünmesi lazım. Kime hizmet ettiklerini, kime fayda sağlayıp, kime zarar verdiklerini bir kez daha herkesin düşünmesi lazım" ifadesini kullandı. Türkiye'nin büyük bir devlet, Türkiye milletinin de büyük bir millet olduğuna vurgu yapan Bozdağ, bu devletin, bu milletin büyüklüğüne gölge düşürmek isteyen, dışarda ve içerde zarar vermek isteyen pek çok yapının olduğunu bildiklerini kaydetti. Bozdağ, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığının 2010 yılında kurulduğunu ve çok önemli bir teşkilatı hayata geçirdiklerini dile getirerek, "Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız, akrabamız varsa orada olacak bir Türkiyeyi, orada olacak bir anlayışı kurumsal olarak var etmek ve bunu yaşatmak, geleceğe taşımaktır amacımız" dedi. Yurt dışında 6,5 milyon civarında vatandaşın bulunduğunu, bunların dili, kültürü ve dininin tehlikede olduğunu ve her alanda bir çok sıkıntı yaşadıklarına dikkati çeken Bozdağ, bu problemleri çözmeyi kendine dert edinen bir hükümet olduklarını söyledi. Bozdağ, aileden alınan çocukların dramını gördüğünü, bunun yıllardır yaşandığını, küçüçük yavruların haksız nedenlerle ailelerinden alındığına işaret ederek, bu çocukların asimile edildiğini ve bu durumda binlerce gencin bulunduğunu anlattı. Bunların önüne geçmek için çalışmalar yürüttüklerini belirten Bozdağ, "Eşitsizlik, ayrımcılık, ırkçılık, İslamafobi konusunda yaşananlar, AB değerlerinin çöpe atılmasının bir sonucudur" diye konuştu. -"Irkçılık konusunda uluslararası ortak tavır lazım" Avrupa'da ırkçılık, ayrımcılık, din düşmanlığı ve İslamofobinin çok üst düzeyde ilerlediğini dile getiren Bozdağ, şöyle devam etti: "Yaşadığımız dünyayı ülkeleri, toplumsal barışı huzuru, güveni tehdit eden en önemli tehlikeler nedir diye sorarsanız, başında ırkçılık gelir, ayrımcıık gelir, İslamfobi gelir, 'din düşmanlığı' deyin, çünkü başka dinler için de geçerli. Bunlar gelir. Onun için de bunlara karşı bütün uluslararası toplumun birlikte mücadele etmesi lazım. Birinci dünya savaşı bir ırkçının saldırısıyla başladı, ikinci dünya savaşı bir ırkçının rüyalarının peşinden koşmasıyla başladı. Milyonlarca insan hayatını kaybetti. Türkiye ırkçı bir terörle 30 yıldır mücadele ediyor, binlerce insanımız hayatını kaybetti. Irkçılık karşısında, ayrımcılık karşısında İslamfobi karşısında, din düşmanlığı, inanç düşmanlığı karşısında sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da ve uluslararası camiada ortak tavır ortaya konulması lazım.' - "AB'nin üzerinde yükseldiği değerlerde kriz var" Bozdağ, AB ülkelerinde ve Amerika'da ekonomik krizin yaşandığını ancak bu krizlerin zamanla atlatılabileceğini belirterek, "Ama AB'nin sahip olduğu değerlerde kriz olursa bu değerler krizini kısa sürede atlatamayız. Şu anda AB'de ekonomik krizin yanında, AB'nin üzerinde yükseldiği temel değerler konusunda da büyük bir kriz yaşanmaktadır. Eşitsizlik, ayrımcılık, ırkçılık, İslamafobi konusunda yaşananlar, AB değerlerinin çöpe atılmasının bir sonucudur" diye konuştu. AB'nin sadece ekonomik göstergeleri korumak, ekonomik değerlere sahip çıkmak için uğraş vermemesi gerektiğini anlatan Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bunun yanında AB nin üzerinde kurulduğu insan hakları, eşitlik, hürriyet, adalet gibi ırkçılığa karşı mücadele gibi, İslamafobi gibi anlayışların tehlikesini önleyen adımlar atmalı ve bunların üzerinde hassasiyetle durmalıdır. Aksi takdirde bunun bedelini herkes ödeyecektir. Dünya yıllar yılı bunun bedelini ötedi. Balkanlar'da yaşananlar başka bir boyutla ayrı bir bedeldir. O nedenle bu konularda herkesin bir hassasisyete ihtiyacı var. BM'nin bu konu üzerinde durması lazım. Irkçılık, ayrımcılık, din düşmanlığı üzerinde hassasiyletle durması lazım. BM'nin bu konuda ülkelerin uymak zorunda olduğu ortak kararlar alıp, buna uymayan ülkeleri zorlaması lazım. Aksi takdirde dünyanın huzuru, barışı, güvenliği, insanların rahat, refah içerisinde, güvenlik içerisinde yaşamaları, her geçen gün bu hasta anlayışların tehditi altında olabilecektir. Bunun üzerine de hassasiyetle durulması gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum. Buradan uluslaraası camiaya bir kez daha çağrıda bulunuyorum."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: