Başbakan Yardımcısı Işık:

"Türkiye'nin sivillere zarar vermeme konusundaki hassasiyeti olmasaydı, Afrin operasyonu çok daha hızlı ilerlerdi. Biz bazı ülkeler gibi yukarıdan ne olup olmadığına bakmadan bomba bırakanlardan değiliz. İnsansız hava araçlarıyla, diğer istihbarat araçlarıyla bölgede sivilin olup olmadığını özellikle tespit edip, ondan sonra oradaki terörist unsurlara operasyon yapıyoruz" - "Teröristleri Afrin'den de bölgeden de temizleyene kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Hiçbir terör örgütünün bölgede yapılanmasına Türkiye müsaade edemez. Nasıl DEAŞ'la mücadele ettiysek, PYD/YPG ile de mücadele edeceğiz. Nasıl Türkiye içerisinde PKK'yı artık Allah'a hamdolsun adım atamaz hale getirdiysek, Afrin'de ve diğer bölgelerde PYD'yi de adım atamaz hale getireceğiz"

KOCAELİ (AA) - Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Türkiye'nin sivillere zarar vermeme konusundaki hassasiyeti olmasaydı Afrin operasyonunun çok daha hızlı ilerleyeceğini belirterek, "Biz bazı ülkeler gibi yukarıdan ne olup olmadığına bakmadan bomba bırakanlardan değiliz. İnsansız hava araçlarıyla, diğer istihbarat araçlarıyla bölgede sivilin olup olmadığını özellikle tespit edip ondan sonra oradaki terörist unsurlara operasyon yapıyoruz." dedi.

Kocaeli Erzurumlular Derneği tarafından İzmit ilçesindeki Uluslararası Fuar Merkezi'nde düzenlenen Erzurum Tanıtım Günleri Fuarı'na katılan Işık, stantları gezdi. Oltu taşı standından tespih alan Işık, Dadaş Otağı'nda kıtlama çay içtikten sonra cağ kebabı yedi.

Reklam
Reklam

İzmit'teki programlarının ardından AK Parti Kandıra İlçe Başkanlığı'nda partililerle bir araya gelen Işık, burada yaptığı konuşmada, bölgenin, 1. Dünya Savaşı'ndan 100 sene sonra tekrar zorlu bir süreci yaşadığını söyledi.

Bölgede hesabı olan birtakım güçlerin kendi güvenliklerini veya çıkarlarını garanti altına almak için bölgenin bölünmesine, parçalanmasına, adeta un ufak edilmesine zemin oluşturduklarını belirten Işık, "Birilerinin güvenliğinin sağlanması için birilerinin huzurlarının bozulması gerekiyor maalesef bunların anlayışında. Bu bizim kabul edebileceğimiz bir anlayış değil." diye konuştu.

Işık, bölgede aslında Birinci Körfez Savaşı'yla başlayan bir altüst süreci yaşandığını ve bu sürecin Türkiye'ye etkisinin minimum olması için hükümet olarak çok büyük gayret gösterdiklerini vurgulayarak, "Özellikle Irak'tan sonra Suriye'nin de parçalanması, adeta Suriye'de devlet otoritesinin tamamen kaybolması, önce DEAŞ'ın şimdi PYD'nin bir hakimiyet oluşturma çalışması, Türkiye'nin hem milli güvenliği açısından hem de bölgenin istikrarı açısından son derece önemli bir tehdittir." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

PYD/YPG'nin doğrudan PKK'nın üst düzey yönetiminden talimat alan ve örgüt hiyerarşisi olarak da onlara bağlı yapılar olduğunun altını çizen Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu terörist yapının Suriye'de veya başka bir bölgede bir alan hakimiyeti oluşturması, Türkiye'nin milli güvenliğine de milli çıkarlarına da doğrudan tehdittir. Bu tehdidin bertaraf edilmesi de Türkiye'nin en tabii hakkıdır. Hiç kimse kusura bakmasın, PKK'yla organik bağını bildikleri halde PYD'yi terör örgütleri listesine almamak aslında bunlar için en hafif tabiriyle bir gaflettir. Terörün iyisi kötüsü olmaz, teröristin iyisi kötüsü olmaz. Terör her yerde terördür, terörist de her yerde teröristtir. Eğer teröristler arasında ayrım yapmaya kalkarsanız eninde sonunda o terörist sizin başınıza da bela olur. Sizi de mutlaka ama mutlaka bir şekilde rahatsız eder.

Bugün aslında dünyanın pek çok yerinde yaşanan da bundan farklı değil ama maalesef bizim müttefiklerimizden bazıları YPG/PYD'yi terör örgütü saymadığı gibi onların güya DEAŞ'la mücadelede başarı gösterdikleri için meşru güç sayılması gerektiğini ifade ediyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Suriye'de bunların alan oluşturma gayretini Türkiye kesinlikle görmezden gelemez ve Türkiye bu konuda sessiz ve tepkisiz kalamazdı. Öncelikle Fırat Kalkanı Harekatı'yla biz bunların kantonların birleştirilmesi ve Akdeniz'e ulaşma hülyalarına ağır bir darbe vurduk. Adeta doğu ve batı arasında Fırat Kalkanı Harekatı'yla oluşturduğumuz 2 bin kilometrekarenin üzerindeki güvenli bölge onların emellerinin de suya düştüğünün bir ispatı oldu ama şimdi aynı operasyon Afrin'de de yapılıyor. Kahraman Mehmetçik'imiz canı pahasına böyle bir terör oluşumuna müsaade etmeyeceğini bütün dünyaya gösteriyor. Allah yardımcıları olsun."

Reklam
Reklam

- "Türkiye güvenliğini başkasının himmetine emanet edemez"

Başbakan Yardımcısı Işık, önceki gün 8 güvenlik görevlisinin şehit olduğunu hatırlatarak, şehitlere rahmet, yaralı askerlere acil şifa diledi.

Zor ama mutlaka yapılması gereken bir mücadele yürüttüklerini anlatan Işık, şunları kaydetti:

"Bugün bu mücadeleden geri durursak yarın daha büyük bedeller ödemek zorunda kalırız ama Allah'a hamdolsun milletimiz büyük bir dayanışma içerisinde olayın ne olduğunu çok iyi idrak ederek, Afrin operasyonuna sonuna kadar destek veriyor. Bu hepimiz için çok büyük bir gurur kaynağıdır. Teröristleri Afrin'den de bölgeden de temizleyene kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Hiçbir terör örgütünün bölgede yapılanmasına Türkiye müsaade edemez. Nasıl DEAŞ'la mücadele ettiysek, PYD/YPG ile de mücadele edeceğiz. Nasıl Türkiye içerisinde PKK'yı artık Allah hamdolsun adım atamaz hale getirdiysek, Afrin'de ve diğer bölgelerde PYD'yi de adım atamaz hale getireceğiz. Bu Türkiye'nin milli güvenlik meselesidir."

Hiç kimsenin "Türkiye bu işi niye yapıyor?" deme hakkına sahip olmadığını, güvenliğini sağlamak zorunda olan Türkiye'nin kendi güvenliğini başkasının himmetine emanet edemeyeceğini vurguladı. Onun için gerekenin yapıldığını dile getiren Işık, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Birilerinin hesabı bozuldu. Birileri kendi hesaplarının tutmamasının öfkesini ve hayal kırıklığını yaşıyor ve bundan dolayı da ciddi bir tezvirat yürütülmeye çalışılıyor. 'Efendim bu operasyon Kürtlere karşı yapılıyor.' Hayır, Kürtler bizim kardeşimizdir. Biz bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşıyoruz, bölgede de birlikte yaşıyoruz. Sultan Alparslan'dan beri Anadolu bize yurt olduğundan beri birlikteliğimiz var. Allah'ın izniyle bu birlikteliğimiz, kıyamete kadar da sürecek ama hiç kimse Türkiye'nin haklı mücadelesini saptıramaz, hiç kimse Türkiye'nin terör örgütüne karşı verdiği mücadeleyi sanki Kürtlere karşı veriliyormuş gibi asla gösteremez. Biz mücadeleyi terör örgütü PYD/YPG, PKK ve DEAŞ'a karşı veriyoruz, aşırı sol örgütlere karşı veriyoruz. Bu mücadeleyi vermek bizim hem hakkımız hem de görevimiz. Eğer bugün bu mücadeleyi vermezsek yarın belki çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalırız. Bunun bilincindeyiz, onun için bu mücadeleyi yapmak zorundayız."

- "Kılı kırk yaran bir hassasiyet gösteriyoruz"

Reklam
Reklam

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, diğer bir konunun da Afrin'de sivillerin öldürüldüğü yalanı olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Sadece bugün için söylemiyorum, bizim tarihimizde kesinlikle sivile zarar vermek yok. Biz teröristle oradaki masum insanları ayırmak için kılı kırk yaran bir hassasiyet gösteriyoruz, sadece bugün Afrin operasyonunda değil. Türkiye'nin sivillere zarar vermeme konusundaki hassasiyeti olmasaydı, Afrin operasyonu çok daha hızlı ilerlerdi. Biz bazı ülkeler gibi yukarıdan ne olup olmadığına bakmadan bomba bırakanlardan değiliz. İnsansız hava araçlarıyla, diğer istihbarat araçlarıyla bölgede sivilin olup olmadığını özellikle tespit edip ondan sonra oradaki terörist unsurlara operasyon yapıyoruz. Eğer bu özeni göstermeseydik şu anda Fırat Kalkanı belki daha da ilerde olacaktı. Bu hainlerin çukur eylemlerinde bir tek sivil zarar görmesin diye bazen 2-3 gün operasyonu durdurduğumuz oldu. Onun için özellikle bu algı operasyonlarına hiç kimsenin itibar etmemesi lazım. Türk askeri bir tek sivilin zarar görmemesi için elinden gelen her şeyi yapar ama bunlar daha önce başka yerlerdeki yaralanmaları, ölümleri sanki Fırat Kalkanı'nda yapılmış gibi bütün dünyaya yutturmaya çalışıyorlar."

Reklam
Reklam

Başbakan Yardımcısı Işık, bu operasyonları sadece Türkiye'nin milli güvenliği için değil, aynı zamanda bölgenin huzur ve istikrarı için de yapmaya devam edeceklerini söyleyerek, "Başka türlü bölge istikrar kazanmaz. Birileri kendi güvenlikleri için bölgenin ateş topuna dönmesini isteyebilir ama Türkiye bunu asla istemez ve mazur da görmez." şeklinde konuştu.

Anahtar Kelimeler: