Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Fethullah Gülen'in dönüşü yine muhteşem oldu. Bedduayla dönmüş oldu. Bedduayla perdeyi indirmişti. Suçlu insanlara beddua edebilirsiniz ama onların evlerine, ailelerine, yedi sülalesine kadar olayı götürmesi çok manidar. Ben milletimizin takdirine bırakıyorum" dedi.
İşler, bir gazetecinin dün Pensilvanya'da yaptığı sohbet toplantısında hükümete beddua eden Fethullah Gülen'e cevap verdi. "Fethullah Gülen'in dönüşü yine muhteşem oldu. Bedduayla dönmüş oldu" diyen İşler, şöyle devam etti:
"Bedduayla perdeyi indirmişti. Birkaç ay sonra da yine dönüşü bedduayla oldu. Doğrusu bedduada kullandığı ifadelere baktığımız zaman, suçlu insanlara beddua edebilirsiniz ama onların evlerine, ailelerine, yedi sülalesine kadar olayı götürmesi çok manidar. Ben milletimizin takdirine bırakıyorum. Bir insan birisini sevmeyebilir, birisinden hoşlanmayabilir, ona bedduada bulunabilir ama onun yedi sülalesinden ne istiyorsun. Bizim kültürümüzde, inancımızda böyle bir şey yok. Dolayısıyla ben milletimizin takdirine bırakıyorum. Çok ağır ifadeler kullanıyor. Ve doğru ifadeler olmadığını düşünüyorum. Peygamber Efendimizin sünnetine, uygulamalarına baktığımız zaman böyle bir şeyin olmadığını görüyoruz. Beddua öyle her fırsatta, her demde kullanılacak bir silah değildir. Hz. Peygamberin hayatına baktığımız zaman, bunu bir defa bir savaşta, ikindi namazını kılmaya fırsat vermeyen kafirlere, müşriklere karşı kullandığını görüyoruz. Onun dışında Taif'te malumunuz, gittiği zaman İslam'ı tebliğ ederken taşlanıyor, ayakları kan revan içerisinde kalıyor, Cebrail Aleyhisselam geliyor 'Dilersen o dağları birleştirelim, onları helak edelim dediğinde' Hz. Peygamber ne diyor. Bunların nesillerinden inanmış insanlar geleceği için böyle bir bedduada bulunmuyor. Şimdi bakıyoruz. Fethullah Gülen, Hz. Peygamberin yapmış olduğunun tam tersini yapıyor. Ve insanların yedi sülalesine beddua ediyor. Belki onu yaparken 'Eğer biz böyleysek' diye kendilerini de katıyor. Orada da tabii ki kelime oyunları var. Bunların detayına girmek istemiyorum."
Dünkü sohbet toplantısında Fethullah Gülen'in çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek verdiği yönündeki soru üzerine ise İşler, "Çatı aday konusunu daha önce yapmış olduğumuz açıklamalarda söyledik. Bu bir proje ve dayatmadır dedik. Dün Bahçeli konuşurken halen çatı adayın ismini öğrenemedi malumunuz. Ekmel ismini telaffuz edemiyor, Ekmaleddin diyor. Onu da karıştırıyor, Emsalettin diyor. 10 Ağustos geldi halen çatı adayın ismini öğrenemedi. Bunlar bile bunun bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Biz de, Sayın Başbakanımız da bunun sürekli altını çiziyoruz. Olayın arkasında Pensilvanya'nın olduğunu çok net bir şekilde ifade etmişti. Şimdi Fethullah Gülen yapmış olduğu sohbette gayet net bir şekilde projenin arkasında onların olduğunu göstermiş oluyor. Bunu yaparken kullanmış olduğu ifadeleri size aktarmak istiyorum. Diyor ki 'Her halimizle, her davranışımızla iman-ı Ekmel, ihsan-ı Ekmel, ihlas-ı Ekmel, rıza-ı Ekmel, yakin-i Ekmel demeli' tabii burada mesajları veriyor dikkat ederseniz. Onları yaparken, yani siyasetin ya da dinin, dini kutsalların siyasete alet edildiğini bu kadar net ilk defa görüyoruz. Ve Türkçe'yi de tahrip ederek, Türkçe'de hiç kullanmadığımız şekilde çatı adayın ismine göndermelerde bulunuyor. İman-ı Ekmel diyor, bu yaşa kadar geldim iman-ı Ekmel diye bir ifade kullanmadım. Bizde, Anadolu'nda kamil-i iman denir. Dikkat ederseniz iman kelimesi kutsal, bizim inancımızın anlatıldığı bir kelimenin bir cumhurbaşkanı adayının ismiyle anılması doğrusu çok anlamlı, milletimizin takdirine bırakıyoruz. Aynı şey ihsan-ı Ekmel şeklinde göndermeler var. Hem ismine hem soyadına. Rıza-i Ekmel, gördüğünüz gibi bu ifadeler Türkçe açısından sakat ifadelerdir. İkincisi dinin siyasete alet edilmesi ve mutesiplerine dini literatürle gönderme yaparak, bu adaya destek istemesidir. Doğrusu bu açıklamaları ben yadırgıyorum ve milletimizin takdirine bırakıyorum. Bu açıklamalar neticesinde çok net bir şekilde çatı aday projesinin arkasında Pensilvanya olduğu ortaya çıkmıştır. Bu meselenin birkaç günlük işi kaldı. 10 Ağustos geliyor, bu çatı birilerinin üzerine çökecek. Bu çatı çöktüğünde de birileri bedel ödeyecek. Bu işten rahatsız olanlar bir köşeye çekildiler, sonucu bekliyorlar" dedi. (İHA)