Toplantının son yarım saatine, Irak'a yaptığı ziyareti tamamlayarak Türkiye'ye dönen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız da katıldı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulunuyor. Arınç’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
“Bakanlar Kurulu toplantımız bir süre önce bitti. Gündemle ilgili bazı konularda size bilgi sunayım. Bazı bakanlarımızın sunumları vardı. Onlarla ilgili görüşme yapıldı. İçişleri Bakanımızın yapmış olduğu yardım toplama kanun tasarısı görüşüldü, kabul edildi ve imzaya açıldı. Dernek kurucu sayıları düşürülmekte, Dernekler Genel Müdürlüğü yeniden yapılandırılıyor. Bu önemli kanunla dernekler yeniden düzenlenmektedir. Maliye Bakanımız iki tasarı sundu. Biri döner sermayeli işletmeler kanun tasarısıdır. Yine katma değer vergisi kanununda değişiklik yapılmasına dair üç maddelik bir kanun tasarısı sunuldu. Bazı iç ve dış konular üzerinde arkadaşlarımız ve Sayın Başbakanımız kapsamlı olarak durdular. Irak ve Suriye ile ilgili gelişen olaylar ele alındı.”
Soru-cevap bölümü:
“Dershaneler konusu gündeme geldi mi?”
“15 gün evvel Bakanlar Kurulu toplantısından sonra dershaneler konusunun tüm paydaşlarla görüşüldükten sonra ele alınacağını ifade etmiştim. Bugün sayın bakanımız kendi bürokratlarıyla da yaptığı çalışmayı gündemimize getirdi. Bir daha şunda karar kılalım, dershanelerin kapatılması diye bir konu gündemde değil. Bu ifade yanlışlıkla kullanılmışsa da düzeltmek lazım. Dershaneler hür teşebbüs sonucu kurulmuş, öğrencileri sınavlar için takviye eden kurumlardır. Anayasa ve kanunlar ve serbest piyasa kapanmaya mecbur etmeye karşıdır. Çok açık olarak şunu söylemem gerekir, biz dershanelerin gelinen noktada öğrencilerimize takviye olan ya da metod gösteren kurumlar olarak olarak ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz. Bu dershanelerin özel okullara dönüştürülmesi projesidir. Hukuki olarak da durum budur. “
''DERSHANE İHTİYACI OLDUKÇA DÜŞTÜ''
“Madem bir değişim dönüşüm olacaktır, o zaman baskı unsurunun olmaması gerekir. Burada çalışanların hakları korunacaktır. Böyle bir dönüşüm projesine karşı buna uyan dershaneler olabilir, buna imkanım yok diyenler de süreç içinde bu işten vazgeçmiş olurlar. SBS’lerin kaldırılmış olması sebebiyle dershane ihtiyacı oldukça düşmüştür. 4+4+4 eğitimde bir reform projesidir. 400 bin öğretmen 8 yıl, 12 yıl boyunca öğrencilerimize hiç faydalı olmuyor da sadece arada bir gidilen dershaneler öğrencilerimize üniversiteyi, fen liselerini kazandırıyor demek öğretmenlerimize fevkalede haksızlık olur. Bunu sağlıkta dönüşüm projesi gibi kabul etmek gerekir. Çocuklarımızı yarış atı gibi koşturmayacak bir noktaya geliyoruz. Bu dershaneler çok faydalı işler de yaptılar, bunu daha önce de ifade ettim. Bunu görmezden gelemeyiz. Bir dönüşüm projesini gerçekleştirmek istiyoruz. Bunu kimse dershanelere karşı bir husumet olarak algılamasın. Bu dershanelerin sahiplerinin tamamını Hizmet hareketi ya da Cemaat dediğimiz yapıya mal edemezsiniz. Hizmet Hareketi’nin payı yüzde 22’dir. Bu dershanelerin sahiplerinin arasında farklı siyasi görüşler, farklı inançlar var. Dershaneler kapatılıyor yandık , bittik diyenler sadece şu kadardır. Sayın bakanımızın ve bizim de temas ettiğimiz pek çok insan bu değişimi benimsiyor ve sadece bir geçiş sürecine ihtiyaçlarını söylüyor. Biz meseleye rasyonel bakıyoruz, bir tarafın penceresinden bakmıyoruz. 16 milyon gencimiz bugün eğitim çağında. Bu bizim zenginliğimiz. Biz buna karşı nitelikli eğitim vereceğiz. Dershaneler konusunun artık fonksiyonunu giderek yitirdiğini ve artık okullaşma noktasına gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hükümet aleyhtarı bir güç gösterisine dönüşen yaklaşım çok doğru bir tavır değildir. Bu mesele halledilecektir. Taslak son şeklini alacak ve Ocak ayında yasalaşması için TBMM gündemine gelecek. Bu dönüşümün sağlıklı olması için de iki yıllık bir süre öngörüyoruz. Eylül 2015. O tarihte dershanelerin okullaşma sürecinde son noktaya gelmesini öngörüyoruz.”
''OCAK AYINDA TBMM GÜNDEMİNE GELECEK''
Bir dönüşüm projesini gerçekleştirmek istiyoruz. Bunu kimse dershanelere karşı bir husumet olarak algılamasın. Bu dershanelerin sahiplerinin tamamını hizmet hareketi ya da hemaat dediğimiz yapıya mal edemezsiniz. Hizmet Hareketi’nin payı yüzde 22’dir. Bu dershanelerin sahiplerinin arasında farklı siyasi görüşler, farklı inançlar var. Dershaneler kapatılıyor yandık , bittik diyenler sadece şu kadardır. Sayın bakanımızın ve bizim de temas ettiğimiz pek çok insan bu değişimi benimsiyor ve sadece bir geçiş sürecine ihtiyaçlarını söylüyor. Biz meseleye rasyonel bakıyoruz, bir tarafın penceresinden bakmıyoruz. 16 milyon gencimiz bugün eğitim çağında. Bu bizim zenginliğimiz. Biz buna karşı nitelikli eğitim vereceğiz. Dershaneler konusunun artık fonksiyonunu giderek yitirdiğini ve artık okullaşma noktasına gelmesi gerektiğini düşünüyoruz. Hükümet aleyhtarı bir güç gösterisine dönüşen yaklaşım çok doğru bir tavır değildir. Bu mesele halledilecektir. Taslak son şeklini alacak ve Ocak ayında yasalaşması için TBMM gündemine gelecek. Bu dönüşümün sağlıklı olması için de iki yıllık bir süre öngörüyoruz. Eylül 2015. O tarihte dershanelerin okullaşma sürecinde son noktaya gelmesini öngörüyoruz.”
''HADİS-İ ŞERİF'E ÖNEM VERİRİM''
“Ben bir Hadis-i Şerif’e çok önem veririm. ‘Yakında büyük fitneler olacak, o fitnelerde ayakta duranlar yürüyenlerden, oturanlar da ayakta duranlardan daha hayırlıdır.’ Hükümet sözcüsü olarak bunu yapmamış olayım. Bu benim Bülent Arınç olarak duyduğum ızdırabın sonucudur. Fitneyi büyütmeden ne doğruysa onu yapacaksınız. Bu sözüm kime. Önce kendimize kabul edelim ama her gün hükümeti hedef tahtasına oturtarak güzel insanların arasını açmaya çalışanlara buradan istirham ediyorum, fitnenin aleti olmayalım, ne siz ne de biz. Bu ateşin söndürülmesi için herkes elindeki bir bardak suyu döküversin. Şu andaki yayınları ben okumakta dinlemekte zorlanıyorum. 10 yıl önceki dosyaları açmanın, daha heybemizi açmadık, deve yükü heybemiz var demenin fitneyi büyütmekten başka sonucu yoktur. Ocak’ta yasayı çıkartıyoruz ve dönüşüm için de gerekli süreyi veriyoruz.”
“Bu meseleyi olmazsa olmaz noktasına getirerek hakaretlerinin dozunu arttıranlara söylüyoruz ki dershaneler sadece siz değilsiniz. Dershaneler ve Hizmet Hareketi’yle Hükümet karşı karşıya gelmiş değil. Ocak ayında Meclis’in gündemi müsait olduğunda inşallah bunu yasalaştıracağız.”
''KILIÇDAROĞLU'NUN ZİYARETİNİ KÜÇÜMSEMİYORUM AMA...''
“Sayın Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretini biliyorum. Düşük yoğunluklu bir ziyaret oluyor. Lütfederse döndüklerinde kimlerle ne görüştüklerini öğrenmiş olacağız. Benim de yakın zamanda ABD ziyaretim oldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini küçümsemiyorum ama daha önce olacaktı biliyorsunuz, ABD’den randevu alamadılar. Sonra Büyükelçi’yle yeniden bir görüşmeleri oldu. Yaptıkları görüşmeler, çabalar inanıyorum ki bir ana muhalefet partisi için anlamlı olur.”
“Bildiğiniz gibi birkaç gün önce Neçirvan Barzani Türkiye’ye geldi. Onlarla yapılan görüşmeler sırasında da enerji alanında Irak Anayasası’na uygun olarak mutabık kalındı. Merakınız gitsin diye söylüyorum bu bölgeyle ilgili enerjinin alınması söz konusuyla bunlar özel hukuk karşılığı olan ticari sözleşmeler olur ama biz Irak Anayasası’na göre hareket etmek zorundayız. İki kesim arasında bir anlaşmazlık olmasını istemeyiz.”
“Aralık ayı içerisinde dershanelerle ilgili bir tasarı ya da teklif imzalanarak Meclis’e gönderilebilir. Çok aceleci olmayın, çok da şüpheci olmayın. Dönüşüm süreci iki yıldır, bu sürecin başında hareket edenler daha avantajlı olacaklar. Sürecin sonunda hareket edenler ikinci derece teşvikten faydalanacaklar. Yani meseleye kapsamlı bakıyoruz. Eğitim sürecinde bir dönüşüm başladı, bunu takviye etmemiz lazım. İkincisi sınav sistemleri değişiyor, bunu değerlendirmemiz lazım. Lütfen dershaneler de buna anlayış göstersin.”
''SINAV SİSTEMİ DEĞİŞİYOR''
“Şu anda dershaneye çocuğunu gönderme konusunda velileri hiç haksız bulamayız. Bir sınav var ve başarılı olsun istiyorlar. İkincisi herkes gönderiyor. Bakanlar da gönderiyor. Ama artık sınav sistemi değişiyor ve böyle bir ihtiyacın olmayacağını öngörüyoruz. Bunun için 2 sene bekliyoruz işte. Başımız dik, alnımız açık, bir gazete ya da gazeteci, bu konularda da mahir olduğunu önceden bildiğimiz bir gazeteci, 2004 tarihinin bir ayına ait MGK toplantısının kararını yayınladı. Bu bir karardır, MGK Genel Sekreterliği Kanunu’na bakmamız lazım. Bir MGK kararının ya da tutanaklarının başkaları tarafından bilinmesi mümkün değil. Bu kanun hükmü. Bir gazetecinin bu şekilde bir bilgiyi açıklaması kanunen mümkün değil. Bir de bildiriler var. Bunları zaten açık yapıyoruz, sizlere veriyoruz. 25.08.2004 tarihli 481 sayılı MGK kararını birisi ele geçirmiş ve yayınlıyor, TCK, Mit Kanunu, Basın Kanunu, RTÜK Kanunu’na göre sır niteliğindeki bilgilerin yayınlaması ile ilgili ceza öngörülmüş. Bunu yapan insan bir ceza sorumluluğu ile karşı karşıya gelebilir. Bunu savcılarımız düşünsün. Biz şu anda bir şey yapacak durumda değiliz. Açık ve net söylüyorum bütün belgeleri inceledik, Bu MGK Kararı Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılması, Başbakanlıkça uygulamaya konulmadı. Yok hükmünde muameleye tutuldu. Şimdi açıklama yapacak ya da yeni belgeler getirecek olanlar varsa bu sözümün karşısına bir şey koymaları gerekiyor. MGK kararları tavsiye niteliğinde olup doğrudan uygulanma niteliği yoktur. Dün, bugün yayınlananların hepsinin tarihlerine baktık. Yani soru şuysa 481 sayılı MGK kararına dayalı olarak şunlar şunlar yapıldı deniyorsa, bunların hiçbiri doğru değil. Daha öncesinde Sayın Ecevit döneminde, kendisinin imzasını gördüğüm için söylüyorum, yapılan bir şeyler var ama bu karardan dolayı hiçbir işlem yapılmadığını ben size söylüyorum.”