Başbakan Binali Yıldırım, "Amerikalıların PYD/YPG ile iş birliği yaparken bize söyledikleri şu, 'Bu bir tercih değil, mecburiyet' neyin mecburiyeti, orası soru işareti olmakla beraber, 'DEAŞ'ı yok etmek için mecbur kaldık' dediler. Bizce mecbur değillerdi. Ama onun artık önemi yok, geride kaldı. Şimdi DEAŞ bitti kardeşim. Bu adamların ne işi var orada silahlarla? Amerika bizim müttefikimizse, NATO da ortağımızsa yapacağı tek şey var, 'Hadi kardeşim verdik, güle güle işinize, verin silahları, oturun oturduğunuz yerde' bunun dışında bir tutum dostluğa sığmaz." dedi.
Başbakan Yıldırım, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Kandil'e olası bir harekatta İran ve Irak ile iş birliğinin olup olmayacağına yönelik soru üzerine Yıldırım, İran'ın da Irak Merkezi Hükümeti'nin de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin de PKK'ya karşı olduğuna işaret ederek, "Herhangi bir sıkıntı yaşacağımızı zannetmiyorum." diye konuştu.
Münbiç konusuna ilişkin Yıldırım, şunları kaydetti:
"90 günlük bir takvim var. Bu takvim uygulanmaya başladı. Biz, biraz tedbiri elden bırakmıyoruz. Geçmiş dönemdeki verilen sözler, maalesef sahada aynen yansımadı. Obama yönetimi 'Biz Menbiç'ten çıkacağız' daha doğrusu 'PYD, YPG'lileri Fırat'ın doğusuna geçireceğiz' dediler. Ama sözde kaldı. Bir yazılı bir dokuman var. Bu yazılı dokumanın gereğinin yapılmasını biz yakından izleyeceğiz. Uygulamanın bir an önce hayata geçmesini bekliyoruz. Hedef Menbiç'in güvenliğinin sağlanması, Menbiçlilere ait olması, onlar tarafından yönetimin ele alınması, YPG, PYD, SDG'nin baskılarının tamamen yok edilmesi. Bu konuda bir fikir, görüş birliği var. Bir irade hem ABD hem Türkiye'de var. Kısa sürede bu hayata geçer. Yakından izlemeye devam edeceğiz."
İki ülke arasında yapılacak bir faaliyet olduğu için koordinasyon gerektirdiğini ifade eden Yıldırım, tek taraflı bir takvim telaffuz etmesinin yakışık almayacağını kaydetti.
- "Bizim tercihimiz diplomasi"
Dışişleri Bakanlığının Münbiç konusunu diplomasiyle çözdüğü hatırlatılarak, Fırat'ın doğusu için de aynı yöntemin uygulanıp uygulanmayacağının sorulması üzerine Yıldırım, "Bizim tercihimiz diplomasi" dedi.
ABD'lilerin PYD, YPG ile iş birliği yaparken "Bu bir tercih değil mecburiyet" dediklerini anlatan Yıldırım, "'DEAŞ'ı yok etmek için mecbur kaldık' dediler. Bizce mecbur değillerdi. Ama onun artık önemi yok, geride kaldı. Şimdi DEAŞ bitti kardeşim. Bu adamların ne işi var orada silahlarla? Amerika bizim müttefikimizse, NATO da ortağımızsa yapacağı tek şey var, 'Hadi kardeşim, verdik, güle güle işinize, verin silahları, oturun oturduğunuz yerde' bunun dışında bir tutum dostluğa sığmaz. Ülke güvenliğinin, terörle mücadelenin, Fırat'ın doğusu, batısı diye bir şey olmaz. Fırat'ın doğusunda da yakın tehdit görürsek, öncelikle muhatabımıza 'kardeşim bunu bertaraf edelim' deriz. Menbiç'te olduğu gibi, olmadı kendimiz yaparız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Diyorlar ki 'Bizi bir daha terör örgütünün eline bırakmayın'"
Hemen hemen bütün illere gitmeye gayret ettiğini aktaran Yıldırım, bugüne kadar Siirt, Hakkari, Van, Batman, Bingöl, Ağrı, Iğdır, Ardahan, Kars, Bitlis ve Muş'u ziyaret ettiğini anlattı.
Doğu ve Güneydoğu illerinde gördüğü havanın kendisini çok umutlandırdığını ve memnun ettiğini vurgulayan Yıldırım, PKK'nın isyan başlattığı, çukur siyaseti yaptığı dönemle, şimdiki dönemi karşılaştırdığını söyledi.
Muş'un caddesinde yürürken insanların kendisini gördüğünde pencereleri kapattığını ya da sırtlarını döndüğünü anlatan Yıldırım, "Şimdi müthiş bir şekilde selamımıza karşılık veriyorlar. Bize çok hoş bir karşılama yapıyorlar. Bu değişiklik büyük bir değişiklik. Bu şu anlama geliyor, diyorlar ki 'Bizi bir daha terör örgütünün eline bırakmayın. Biz devletimize güveniyoruz ama hala kafamızda tereddüt var. Temizlediniz ama bundan sonra burada bırakmayın. Bunu artık kalıcı hale getirin'. Burada terörün izlerini silelim. İş yerleri açalım. Gençlerimize iş yerleri açalım, gelecek hayallerini kurmalarını sağlayalım." değerlendirmesinde bulundu.
- "Yatırımı, üretimi teşvik edeceğiz"
Yıldırım, bölgenin altyapısının tamamlandığını, her türlü imkanın bulunduğunu ancak güvenlik, huzur olmayınca uzun vadeli yatırımcının oraya gitmediğini söyledi.
Bu sorunu da hallettiklerini bildiren Yıldırım, "Bundan sonra bölgeye pozitif ayrımcılık yaparak, yatırımı, üretimi teşvik edeceğiz. Oradaki gençlerimizin, gelecek hayallerinin gerçeğe dönüştürülmesi için projeler üreteceğiz." dedi.
Eğitim, spor, üretim, ekonomi, kalkınma konularının artık konuşulacağını dile getiren Yıldırım, "Öldürmeyi, terörü, silahı, bölünmeyi bunları artık kenara bırakacağız." dedi.
İnsanların Kürt de Türk de olabileceğini belirten Yıldırım, "Ne önemi var, etle tırnak gibiyiz. Bazı emperyal güçler, bölgede Kürtlerin kanı ve canı üzerinden bir proje geliştiriyorlar. Ne diyorlar, 'Biz, size devlet kuracağız'. Kardeşim, senin ne haddine Kürtlere devlet kuruyorsun. Kürtler, Türkler Anadolu topraklarında bin yıldır beraber yaşıyor devletimiz de var. Kürtlerin de Türklerin de Arapların da Çerkezlerin de bilmem ne etnik mezhepten olursa olsun bizim devletimiz belli, Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bayrağımız belli, ay yıldızlı bayrağımızdır. Hilali, bağımsızlığımızın sembolüdür. Yıldızı, şehitlerimizin nişanesidir." yorumunu yaptı.
Türk bayrağının kolay elde edilmediğini hatırlatan Yıldırım, bağımsızlıkla mücadelede şehit kanlarıyla bayrağa renk verildiğini söyledi.
"Bu bayrak hepimize yeter" diyen Yıldırım, "Bir olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, birlikte Türkiye olacağız. Farklılıklarımızı, her zaman zenginlik olarak göreceğiz." ifadelerini kullandı.
Saç, ten, göz renkleri farklı olsa da gözlerden düşen yaşların renginin aynı olduğuna işaret eden Yıldırım, "Ne Kürt'ü ne Türk'ü ne Sünnisi ne Alevisi... Bizi yakar bizim ateş, söndürmektir çaresi." dedi.
- "Kürtlerin PKK diye bir sorunu var"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kürt sorunu bitti" açıklamasının hatırlatılması üzerine Yıldırım, şöyle konuştu:
"Kürt sorunu filan yok diyorum. Niye yok? Aslında sorun, PKK sorunudur, terör sorunudur. Terör sorununu çözdüğümüz zaman mesele kendiliğinden halloluyor. Kürtlerle aramızdaki PKK'yı, bölücü unsurları defettiğimiz zaman sorun filan kalmıyor. Ondan sonra hep beraber kalkınmaya odaklanacağız. Haklar konusunda zaten biz çok adım attık. İlçe isimlerinden tutun, ana dilde yayın yapmayı, seçmeli eğitim yapmayı, Kürtçe klasiklerin basımına, Kürtçe televizyonların yayınına kadar birçok reformu aslında gerçekleştirdik. Burada bir sorunumuz yok. Tek sorunumuz var, PKK ile Kürt vatandaşlarımızı birbirinden ayırmak. PKK'nın Kürtler diye bir sorunu yok, Kürtlerin PKK diye bir sorunu var. Bu sorunu da elhamdülillah büyük oranda gündemden çıkarmış vaziyetteyiz."
(Sürecek)