Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Genel Merkezi'ndeki 28 Şubat'ın 21. yılına ilişkin toplantıda konuşuyorb.Yıldırım'ın konuşmasının satır başları şöyle:
Erbakan Hoca farklı bir siyasi anlayışla yola çıktığında çok ağır eleştirilere maruz kaldı. O sabırla duruşunu bozmadan, derdini, davasını ömür boyunca anlattı. Hamdolsun ki onun hayalini bugün Türkiye gerçekleştirdi. AK Parti gerçekleştirdi. Erbakan Hoca vakur ve kararlı duruşu ile her zaman özgürlüklerin kapısını araladı. Çatışmayı, gerilimi değil, emeği, sevgiyi esas aldı. Hepimize tarih şuuru verdi. Osmanlı'nın, Selçuklu'nun hattını cumhuriyetin kazanımları ile birleştirdi. Hiç kimseyi ötekileştirmedi. İncindi ama kimseyi incitmedi. Daima büyük düşündü ve vatandaşı da büyük düşünmeye çağırdı.
28 Şubat günlerden bir gündür dedi. Kimsenin burnu kanamasın diye kendine haksızlık yapanların dahi hukukuna sahip çıktı. Sadece kendisi gibi düşünenlerin haklarını değil, herkesin inandığı gibi yaşama hakkını savundu. Siyasetten nefret dilini reddetti, daima güler yüzlü, tatlı bir dil kullandı. Siyasete uzlaşma, diyalog ve güven duygusu getirdi. Bin yıllık değerlerimizi siyasetle yeniden devlet hayatına taşıdı. Daha adaletli bir dünyanın mümkün olduğunu hep söyledi. Anadolu'nun yoksul çocuklarına büyük hedefler gösterdi. Büyük milletimize özgüven kazandırdı. Fikirleri bugün daha iyi anlaşılmış olan muhterem hocamıza bir kez daha rabbimden rahmet diliyorum. Türkiye yakın tarihimizde darbelerden çok çekti. Vesayet odakları devletin gücü ile istemedikleri siyasetçilere, siyasi iradeye sürekli ayar verme hevesinde oldular. Toplumsal mühendislik yaptılar. Balans ayarı yapmaya çalıştılar. Siyasete ve demokrasiye doğrudan müdahale ederek milli iradeyi baskı altında tutmaya çalıştılar. 1997'de Türkiye'nin başında seçimle gelmiş meşru bir iktidar vardı. Darbeciler meşru iktidara karşı 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de olduğu gibi gayri meşru bir müdahalede bulundular. İnsanlar adeta kamusal alandan silinmek istendi. Üniversiteleri, devlet kurumlarını Anadolu insanına çok gördüler.
"HÜKÜMETİ İSTİFA ETMEK ZORUNDA BIRAKTILAR"
Anadolu'nun yoksul çocuklarına büyük hedefler gösterdi. Büyük milletimize özgüven kazandırdı. Fikirleri bugün daha iyi anlaşılmış olan muhterem hocamıza bir kez daha rabbimden rahmet diliyorum. Türkiye yakın tarihimizde darbelerden çok çekti. Vesayet odakları devletin gücü ile istemedikleri siyasetçilere, siyasi iradeye sürekli ayar verme hevesinde oldular. Toplumsal mühendislik yaptılar. Balans ayarı yapmaya çalıştılar. Siyasete ve demokrasiye doğrudan müdahale ederek milli iradeyi baskı altında tutmaya çalıştılar. 1997'de Türkiye'nin başında seçimle gelmiş meşru bir iktidar vardı. Darbeciler meşru iktidara karşı 27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de olduğu gibi gayri meşru bir müdahalede bulundular. İnsanlar adeta kamusal alandan silinmek istendi. Üniversiteleri, devlet kurumlarını Anadolu insanına çok gördüler. Hükümeti istifa etmek zorunda bıraktılar. Bunu da siyaseti kullanarak yaptılar.
MALİYETİ 390 MİLYAR DOLAR
Anadolu insanının sahip olduğu firmalar fişlendi. Medya kontrol altına alındı. O günün başlıkları hep birbirleri ile anlaşmış, talimatla atılmış başlıklar. Hep adım adım darbeyi hazırlayan başlıklarla o günün gazeteleri çıktı. Aydınlar, yazarlar suçlandı. 28 Şubat'ın Türkiye'ye maliyeti 390 milyar dolar. 28 Şubat'ı unutmadık, unutturmayacağız. İntikamla değil, adaletle davranarak hukuk içinde hakettikleri cezaları alacaklar.
"DEMOKRASİ TARİHİMİZE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇEN O GÜNLER GERİDE KALDI"
Vatandaşımızın hukukun terör örgütlerine de cuntacılara da çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Aynı şekilde FETÖ PKK DEAŞ PYD adlı örgütler... adları ne olursa olsun hepsinin kökünü bu topraklardan kazıyacağız. Demokrasi tarihimize kara bir leke olarak geçen o günler geride kaldı, tarih oldu. Bir daha hiçbir güç milletimizin hakkına hukukuna değerlerine saygısızlık edemeyecek. Kazanımlarımıza birlikte sahip çıkacağız. Sizlerden aldığımız güçle yolumuza devam edeceğiz. Allah bir daha bize böyle karanlık günler yaşatmasın.