Başbakan Binali Yıldırım, 2017-2018 eğitim öğretim yılı nedeniyle Şanlıurfa’da düzenlenen törende konuştu. Yeni müfredatla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, ""Eğitimde değişiklik oluyor, tabi ki değişecek. Çünkü dünya değişiyor" diyen Yıldırım şunları söyledi:
[
"Yeni yeni teknolojiler, bilgiler internetle ve bilişimle artık ayağımıza geliyor. Dolayısıyla değişimi okumak, değişime göre kendimizi de gözden geçirmek zorundayız. Bir yandan okulların, derslikleirn fiziki ihtiyaçlarını gidermek, diğer yandan da eğitimin içeriğini geliştirmek mecburiyetindeyiz. Milli Eğitiğm Bakanlığı 1 yıl çalıştı. Bütün uzmanlarla, 200 bin veliyle görüşüldü; aylarca çalışıldı ve arkasından müfredat son şeklini aldı.
Müfredat, hayatın ihtiyaçlarına cevap veren bilgilerle yeniden oluşturuldu. Bu müfredat uluslararası eğitim standartları esas alınarak yapıldı. Öğrencilerin temel insani değerler; sevgi, saygı ve adalet gibi önemi kavramları öğrenmesi; beşeri ve sosyal ihtiyaçların anlatılması esasına göre yapılandırıldı.
Yeni müfredatta yabancı dil eğitimi de yeniden ele alındı. Yıllarca gramer kurallarını öğrenen ancak bir türlü yabancı dili öğrenilemeyen sistem vardı. Bu müfredatta artık bu terk ediliyor, doğrudan pratikten yola çıkarak başarı gösteren ülkelerin uyguladığı yöntemi hayata geçiriyoruz..." dedi.
TEOG'UN KALDIRILMASI
Kendisini dinleyen kalabalığa "TEOG kalksın mı kalsın mı?" diye soran Yıldırım, "Kalksın" yanıt aldı ve şöyle devam etti:
"TEOG aslında bir giriş sınavı değil. Okulda girilen imtihanlardan her yarı yıl bir tanesini Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'nin her tarafında merkezi olarak yapıyor. Böylece okullardaki notların yanı sıra merkezi sınavdan alınan notlar da dikkate alınarak sizin orta okuldan sonra en uygun ve istediğiniz liseye gitmeniz sağlanıyor. TEOG bu. Ama zaman içerisinde TEOG, üniversite imtihanı gibi bir yarışa döndü. Stresinizi artırdı, uykularınızı kaçırdı. Biz sizin uykularınız kaçsın istemiyoruz ve bunun için gereken düzenlemeleri yapacağız.
8. sınıfı bitirdiğinizde hangi tarafa ilginiz varsa; spor, matematik, fizik, fen ya da edebiyat oraya gideceksiniz... Sen de sosyal bilgilere git, "ben din alimi olacağım" diyen de imam hatip lisesine gitsin. Herkes istediği yere gidecek. Bunun için okulda yönlendirileceksiniz. Okul, öğretmenler, anne ve babalar yönlendirecek. Mesele bu. Bir sistem değişlikliği diye bir şey yok, bunlara itibar etmeyin.
Amacımız yavrularımızın orta okuldan sonra gönül rızasıyla ve rahatlığıyla istedikleri, kabiliyetlerine en uygun olduğu lise kısmına devam etmeleri. Biliyorsunuz, istenmeyen aş ya karın ağrıtır ya baş. Onun için istediğiniz yere gideceksiniz..."