Başbakan'dan önemli açıklamalar

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konuları değerlendirdi.

İşte Başbakan'ın konuşması:

Bütçe görüşmelerini geride bıraktık. 2009 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum.

Geçen haftadan bu yana Gazze'de insanlık dramı yaşanıyor. Bu dram İsrail'in uyguladığı ambargo nedeniyle uzun bir süredir yaşanıyordu. Ateşkes ve ambargoların kaldırılmasına yönelik bir anlaşma yapılmışken, Hamas ateşkese uymuş fakat İsrail ambargoyu kaldırmamıştır.

Önce hava harekatı, sonrasında kara harekatının başalmasıyla son bilgilere göre 600'e yakın insana hayatını kaybetmiştir. Biz Haziran 2008'deki anlaşamdan itibaren insani yardımlarımızı göndermiştik fakat bu yardımlar hemen yerine ulaşamamış, 10-15 gün bekletilmiştir.

Reklam
Reklam

Saldırılar başladığı andan itibaren şiddetle kınadık. Diplomatik atak başlattık. Kınamakla kalmadık Suriye ve Ürdün'e gittim. Mısır'a gittim. Suudi Arabistan'a gittim. Sonrasında ülkemize dönerek Batı'ya yönelik telefon diplomasisi başlattık.

Bütün bu görüşmeler sonunda ortaya bir koymak istedik. Türkiye misyonunu önplana çıkarmak durumundaydı. Gelişmeleri tribünden izleyemezdik.

1- İsrail Gazze'deki saldırıları durdurmaladır

2- Ateşkes tesis edilmeli

3- Ambargolar kaldırılmalı, sınırlar açılmalı

4- Filistinli gruplar arasındaki anlaşmazlıklar giderilmelidir

Bölge ülkeleri giderek daha fazla ortak hassasiyete kavuşuyor. Ülkemizde bu işin siyasi istismarını yapmak isteyenler var. Konuşanlar geçmişte neler yapmıştır, dönüp kendilerine baksınlar. MHP, DSP, ANAP bizden önce yönetmediler mi? Neden ilişkileri kesmediniz? o zaman da yapabilirdiniz. Biz bakkal dükkanı idare etmiyoruz Türkiye Cumhuriyeti'ni idare ediyoruz. Biz atılması gereken adımların takvini iyi belirledik. Dersimizi iyi çalıştık. Arkadaşlarla iyi müzakere yapıtık. Nasıl ve nerede görüşme yapmamız gerekir iyi biliyoruz.

Reklam
Reklam

Benim danışmanın Suriye'de görüşme yapmak üzere gitti. Adım adım ve an ve an bazı muhalefetlere rağmen bu çalışmalar yürüyor. Dışişleri Bakanım ABD'ye gitti. BM temsilcileriyle görüşmeye gitti. Tüm bu sıkı markaj buradan geliyor. Onun için bırakalım laf atmayı gün birlik günüdür, beraberlik günüdür, Gazze'deki kardeşlerimizin yanında olma günüdür. Biz elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Aklı selim gelen birşey olursa ondan istifade ederiz. O adımları da biz atarız. Burada geri adım atma olmaz.

Ortada bir zulüm var. Zulümde biz zalimlerin yanında olamayız. Ben bunu kaç kere açıkladım. İsrail şunu söylüyor. Başbakan duygusal konuşuyor diyor. Benim duygusallığım varsa Gazze'deki kardeşlerime karşı duygusallığım vardır. Orayı kılı kırk yararak düşünerek akıl ile bilgi ile tecrübe ile konuşuyorum. Bir duygusallıkltan bahsediliyorsa onu İsrail yapıyor. O da Şubatta yapılacak seçim hesabıdır. Olmert, Livni'ye sesleniyorum. Tarih sizi şu yaptıklarınızla insanlık tarihine kara leke düşürdünüz diye yargılayacaktır. Bunu böyle bilin.

Reklam
Reklam

Biz kovulduğunuz zaman sizi kalkıpta bu topraklarda ağırlayan misafir eden Osmanlı torunları olarak konuşuyoruz. Sıradan bir ülke olarak konuşmuyoruz. Sıradan bir ülkenin lideri olarak konuşmuyoruz burada. Her zaman mazlumun yanında olduk bugün de yanındayız yarın da yanında olacağız. Gazze'de devam eden saldırılar insanlık tarihine leke olarak geçecektir.

İnsanlık yaşamına özellikle herkesten daha çok saygı duymaları gerekirken bunları yapmaları affedilir birşey değil. Çocukların, kadınların ve yaşlıların ne kadar önemli olduğunu en çok da tarihte acı günler yaşamış bu milletin bilmesi gerektiğini söylüyorum. Meseleye insani hassasiyetle bakan bir çok kesim haklı bir tepki koyuyor. Mitingler toplumumuzun duyarlılığını ortaya koymaktadır. Nasıl tepki gösterilmesin ki. Tam 2 yıldır Gazze abluka altında. Giriş-çıkışlar engelleniyor.

Ramallah Sınır Kapısı'nda yarım saat bekletilen bir başbakan olarak konuşuyorum. Bunu yapan kim İsrail. Bunu yapan İsrail hala demokrasiden bahsediyor.

Hala duygusallık olarak bu süreci değerlendiriyorlar. 550 insanın öldürülmesi 2000'in üzerinde insanın yaralı olarak tedavi ediliyor olması, hiçbir gerekçe ile böyle bir vahşeti insanlık vicdanında meşrulaştırma yolu olabilir mi?

Reklam
Reklam

Pazar yerlerine, hastanelere, okullara, camilere, evlere fırlatılan bombaların bir izahı var mı? Suyu, elektriği, ilacı esirgenen insanların üzerlerine bomba yağdırarak neyi çözebilirsiniz?