Başbakan’dan Suriye yönetimi ve Esed’e ağır eleştiriler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ve yönetimine ağır eleştiriler yöneltti. Türk elçiliğine ve Türk bayrağına yapılan saldırılara tepki gösteren Erdoğan, Esed’e, isim vermeden Kaddafi’nin sonunu hatırlattı. Erdoğan, “Esed yönetimine açık açık ifade ediyorum, tarih boyunca yüzlerce yıldır ay yıldızlı bayrağa uzanan her el cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır.” dedi.
AK Parti Grubu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye yönetimine çok sert uyarılarda bulundu. Suriye’nin Arap Ligi’nden çıkarılmasının, Suriye yönetiminin güven vermeyen tavrından kaynaklandığını ifade eden Erdoğan, Arap Ligi’nin aldığı bu kararı, zamanlı ve yerinde bulduklarını dile getirdi. Bu kararın ardından, Suriye’nin geri adım atmak yerine maalesef şiddetin boyutunu ülkesindeki yabancı temsilciliklere yöneltmek gibi yeni bir yanlışın içine girdiğini ifade eden Başbakan, şöyle dedi:
“Türkiye’nin Şam, Halep ve Lazkiye’deki temsilcilikleri bu saldırılarda hedef alındı. Bu saldırıları şiddetle kınadık. Suriye’ye bir nota tebliğ ettik. Bizi asıl üzen nokta, bazı kendini bilmezler tarafından Türkiye bayrağına yönelik yapılan saldırılardır. Esed yönetimine açık açık ifade ediyorum, tarih boyunca yüzlerce yıldır ay yıldızlı bayrağa uzanan her el cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır. Ay yıldızlı Türk bayrağı Türkiye için ne kadar aziz ve kutsal ise Suriye’nin kardeş halkı içinde en az o kadar aziz ve kutsaldır. Bu şu anda Suriye yönetimi için bir anlam ifade etmeyebilir. Gerçek manada Türkiye’yi kardeş bilen halk yönetimle aynı şeyleri paylaşmıyor. Muhalif kesim de ellerinde Türk bayrağıyla meydanlarda dolaşıyor. Hatta barışın ve kardeşliğin sembolü olduğunu bilecek Suriye halkıdır.”

SEN BEŞAR
Türk bayrağına yönelik çirkin saldırının Suriye’deki bir avuç kendini bilmezin, alçağın kışkırtmalar sonucu ortaya koyduğu eylem olarak yorumlayan Erdoğan, yabancı elçilikleri korumanın her ülkenin onuru ve namusu olduğunu ifade etti. Suriye yönetiminin, bu görevini yerine getirmek zorunda olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bunlar üzerinden mesaj vermek acziyettir. Esed yönetiminden, Türkiye elçiliklerine özür dilemenin ötesinde sorumluların bulunmasını bekliyoruz. Cezaevinde binlerce siyasi suçlu tutan sen Beşar, Türk bayrağına saldıranları bulup gereken cezayı vermek durumundasın. Senden, kendi halkına da saygı duymanı istiyor ve bunu özellikle istiyoruz. Sindirerek hiçbir yere varılmayacağı ortadadır. Uluslararası meşruiyetini yitiren hiçbir yönetim uzun ömürlü olamaz. Son dönemde kendi halkına karşı savaş açanların halini Beşar Esed de görmelidir. Zulüm ile abad olunmaz, masumun kanı üzerinden siyaset yapılmaz. Aksi takdirde tarih, bu tür liderleri kanla beslenen liderler olarak anar. Ve Esed, sen de şu anda o sayfayı açmaya doğru gidiyorsun. Mazlumların ahını alanlar
Esed yönetiminden; dürüst, kararlı siyaset artık beklentilerimiz arasında değildir. Artık kimse tarafından da beklenmiyor. Sürekli bir aldatmacanın içinde. Suriye yönetimi bıçak sırtı gibi ince ve tehlikeli yolun üzerindedir. Çok geç olmadan sağduyunun ve aklı selimin sesine kulak verilmelidir. Yanlışta inat edenler, sadece kendileri değil ülkelerine de zarar verirler. Biz Suriyeli vatandaşların kaybetmesini istemiyoruz. Biz Suriye halkını asla kaderiyle baş başa bırakmayacağız. İyi günde olduğu gibi kötü günde de birlikte olacağız.”

"CHP, ESED AĞZIYLA KONUŞUYOR"
Suriye konusunda da CHP’nin kafa karışıklığı içinde olduğunu belirten Erdoğan, Suriye’ye iki heyet gönderen CHP’nin oradaki gerçekleri görmek yerine, Beşar Esed yönetimiyle aynı dilden konuşup hükümete eleştiri yönelttiğinin altını çizdi.
CHP yönetiminin, Suriye’yi piru pak, Suriye’deki muhalifleri terörist olarak ilan ettiğini ifade eden Erdoğan, “Beşar Esed’in ağır hakaretlerini iç politika malzemesi olarak kullanmaktan kaçınmamıştır. Bir genel başkan bin düşünmeli bir konuşmalıdır. Buna tezgaha gelmek derler. Tekrar tezgaha geldi. Zaten bütün gündemi böyle geçiyor. Maalesef ana muhalefette ciddi bir genel başkan göremiyoruz. Biz el ele verip Türkiye olarak söylem birliği içinde olmamız gerekirken, onlarla el ele verip kendi hükümetine, ülkesine karşı söylem birliği yapıyor.” eleştirilerinde bulundu.