Başçı: Türkiye'nin zabitleri pek yaman

MB Başkanı Başçı, Türkiye bankacılık sistemi için, "Neden Avrupa'dan güzel görünüyor? Çünkü Türkiye'nin zabitleri pek yaman" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, İstanbul'un 2023'te dünyanın en karmaşık, en büyük ya da en gelişmiş finans merkezi olmasa da, ''en güzel'' finans merkezi olabileceğini bildirdi.

İstanbul Finans Zirvesi'nde (IFS 2011) 2023 yılında bir finans merkezi olarak İstanbul vizyonuna ilişkin bilgi verdiği bir konuşma yapan Başçı, İstanbul'un şu anda da ''güzel'' bir finans merkezi olduğunu ve 2023'te dünyanın en karmaşık, en büyük ya da en gelişmiş finans merkezi olmasa da, ''en güzel'' finans merkezi olabileceğini belirtti.

Reklam
Reklam

İstanbul'a dışarıdan ve içeriden bakış örnekleri veren Başçı, ''Fransız Şair Alphonse de Lamartine, 'Dünyada sadece bir şehre bakabilme şansı verilse, seçeceğim şehir İstanbul olurdu' demiş. Dışarıdan İstanbul böyle görünüyor. Finans açısından da İstanbul bugün böyle görünüyor, özellikle Avrupa'dan bakanlar için... İçeriden nasıl? 'İstanbul güzel ama zabitleri pek yaman' diye görünüyor'' şeklinde konuştu.

Güzel finans merkezi olmak için faydalı, dengeli ve istikrarlı olma unsurlarının önem taşıdığını ifade eden Başçı, daha önce finansal hizmetler sektörü olarak anılan sektörün bugün finans sektörü ya da finans endüstrisi haline geldiğini belirtti.

Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Finansal hizmetler sektörü olması gerekiyor. Şu anda Türkiye'de finans sektörü finansal hizmetler sektörüdür. Finansal hizmetler üretim potansiyelinin hayata geçirilmesine yardımcı olmalı, düzensiz gelir akımının, düzenli harcama akımına dönüştürülmesine imkan vermeli, hayatı kolaylaştırmalı, tasarruf ve yatırımların artırılmasına katkı sağlamalı. Finans sektörü zararlı olabilir mi? O zaman finans endüstrisi veya finans sektörü haline geri döner.'' ABD'de yaşananların, finans sektörünün zararlı da olabileceğini gösterdiğini dile getiren Başçı, ''Konut piyasası son derece önemli bir piyasa. İnsanların ipotekli konut kredisi alarak evsahibi olmaları son derece güzel birşey. Fakat 'Konut fiyatları sürekli artıyor dolayısıyla ben şimdi ev alayım, kredimi düşük faizle yenileyeyim, refinansman yapayım, aradaki farkla daha çok tüketim yapayım; ya da benim hiçbir imkanım yok, gelirim yok, işim yok, ev alayım'. Sistem bu hale dönüştüğünde artık zarar vermeye başlıyor'' şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin zabitleri pek yaman

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, ''Türkiye bankacılık sistemi neden güzel, Avrupa'dan bakınca neden güzel görünüyor? Çünkü Türkiye'nin zabitleri pek yaman. Türkiye'nin gözetim ve denetim otoriteleri işini iyi yapıyor, standartları yüksek koyuyor'' dedi.

Başçı, İstanbul Finans Zirvesi'nde (IFS 2011) yaptığı konuşmada, yeniliklere faydalı ve zararlı inovasyon şeklinde de bakmak gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin eksikliğini hissettiği faydalı inovasyon konularından bazılarını ''girişim sermayesi'', ''mikro finans'' ve ''gelir ortaklığı senetleri'' şeklinde sıralarken, zararlı inovasyonlara ''kredi türevlerinin bazı türleri'', ''yüksek frekansta alım satım yapan algoritmalar'' örneklerini verdi.

Güzel bir finans merkezinin ikinci boyutunu ''dengeli bir finans merkezi'' olarak tanımlayan ve bunun derinlik, genişlik, büyüklük açısından ele alınabileceğini belirten Başçı, şöyle devam etti: ''Finansal verimlilik nedir? Kısaca, toplumda finansal hizmetlere erişim kolaylığıdır. Ülkedeki her vatandaş kolayca finansal hizmetlere erişebiliyorsa, o ülkede finansal hizmetler derindir diye özetleyebiliriz. Finansal genişlik nedir? Finansal hizmetlerin çeşitliliği, zenginliği... Şöyle bir örnekle ele alabiliriz; 'bunun güzellikle ne alakası var' diye sorabilirsiniz, aynı zamanda faydalılık, fonksiyonellikle de alakası kurulabilir. Çok derin olan ama çok geniş olmayan bir örnek, su kuyusu. Su kuyusu son derece derin, ama geniş değil. Bir alanda, tek bir finansal hizmet alanında gelişmiş, çok da ilerlemiş, fakat başka hiçbir şey yok ortada. Bu ne kadar estetik olarak çok hoş değilse, göze güzel görünmüyorsa, aynı zamanda fonksiyonel olarak da hoş değil. Çünkü bir su kuyusunda gemi yüzdüremezsiniz. Bir su kuyusunda turist ağırlayamazsınız. Peki sadece genişlik olsa, derinlik olmasa, o da su birikintisine benziyor. Burada da gemi yüzdüremezsiniz, burada da kendiniz keyfini çıkaramazsınız. Güzel gelmez gözünüze. Dolayısıyla hem genişlik hem derinlik ikisi birlikte olursa, o zaman hem güzel olur, estetik olarak hoş olur, hem de fonksiyonel olarak daha topluma yararlı olur diye düşünüyoruz.'' Başçı, Öklid'in altın oranına değinerek, bunun tabiatta pek çok yerde geçtiğini ve matematikle, orantılarla estetik arasında ilişki olduğunu belirtti. Erdem Başçı, ''Bunlar göze hoş görünüyor, orantılı olursa. Eğer orantısız olursa, bir ülkede finansal hizmetler sektörü sadece bankacılıktan, sadece krediden ibaretse göze de hoş görünmüyor, fonksiyonel olarak da çok faydalı olmuyor'' dedi.

Reklam
Reklam

Türkiye'de hisse senetlerinin toplam piyasa değerinin Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılasına oranının yüzde 50'nin altında, toplam kredilerin oranının da milli gelirin yaklaşık yarısına yakın olduğunu dile getiren Başçı, şöyle devam etti: ''Krediler hisse senetlerinin toplam piyasa değerinden daha büyük. Bu ikisi arasında ideal bir oran var mı? Toplam hisse senetlerinin değeriyle toplam kredilerin değeri arasında ideal altın bir oran var mı? Bunun üzerinde düşünmemiz gerekir. Borç-özkaynak dengesinin, toplumun tamamı için optimal düzeyinin ne olduğunu hep birlikte bulmamız, düşünmemiz gerekir. Bu oranların gayrisafi yurtiçi hasılanın yarısı değil de, tamamı, yüzde 100'ü olsa, bunun sonuçlarının daha mı iyi olacağı daha mı kötü olacağı düşünülmesi gerekir. Bu da ölçekle, büyüklükle ilgili.'' Başçı, yakın zamanda yapılan çalışmaların, belli bir seviyeye kadar borcun düzeyinin büyüme açısından iyi olduğu, ancak belli bir aşamayı geçtikten sonra borcun büyüme açısından kötü olduğunu gösterdiğini, dolayısıyla büyüklüğün de önemli kriter olduğunu kaydetti.

Reklam
Reklam

Başçı, ''O yüzden, 'finansal hizmetler sektörü dengeli olmalı' derken, ideal büyüklüğünün ne olduğunu hep birlikte tartışıp, bulmamız lazım 2023'ten önce, hemen şimdi bulmamız lazım ki ona göre politikalarımızı şekillendirelim'' dedi. Üçüncü boyutu ''istikrar'' şeklinde tanımlayan Başçı, Finansal İstikrar Komitesi'nde Türkiye'nin finansal sektörünü daha da güzelleştirecek konular üzerinde çalıştıklarını ifade ederek, ''Türkiye bankacılık sistemi neden güzel, Avrupa'dan bakınca neden güzel görünüyor? Çünkü Türkiye'nin zabitleri pek yaman. Türkiye'nin gözetim ve denetim otoriteleri işini iyi yapıyor, standartları yüksek koyuyor. Dünyada minimum sermaye standardı 8 ise bizde '12'nin altına düşmeyeceksiniz' diyor.

Banka bazında tek tek herkesi takip ediyor. Uzaktan, yerinde denetim, hepsini yapıyor. Neden? Çünkü 2001 yılında çok derin bir kriz bize bu ihtiyacı öğretti. Milli gelirin yüzde 30'una mal oldu Türkiye'ye o kriz. Derin bir işsizliğe mal oldu'' diye konuştu.