ANKARA (ANKA) - Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada, Başbakan Davutoğlu'nun, "Sanki birçok gazeteci cezaevinde. Türkiye'de gazetecilerin tutuklu olduğunu söyleyenlerin, bu gazetecilerin adını vermeleri lazım" sözleri anımsatıldı. Açıklamada, Davutoğlu'na şu sorular yöneltildi:
"-İçerideki gazeteciler kimlerdir?
-Gazeteci ya da gazeteci değil kavramları belirlenirken, hangi kıstaslar dikkate alınıyor?
-Sarı basın kartlı ya da henüz basın kartı verilmemiş tutuklu gazetecilerin, düşüncelerini ifade etmekten başka ne gibi suçları bulunmaktadır?
-Sadece 1 Ocak-1 Şubat arasındaki dönemde, 1979-2007 arasında, düşünür gazeteci Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink, Muammer Aksoy öldürülmedi mi? Yoksa yitirdiklerimiz gazeteci değil miydi?
-Gazetecilik ve özgürlükler kavramının içinin boşaltıldığı bu günlerde, tüm sorulara cevap vermesi gereken kurum, kimdir?"
-"BU SÖYLEMLER, OLAYLARI GEÇİŞTİRMEKTEN BAŞKA BİR İŞE YARAMIYOR"-
Gazeteciliğe yönelik bu tür söylemlerin, olayları geçiştirmekten başka bir işe yaramadığına dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
"Demir parmaklıkların arkasında, tek bir gazetecinin dahi olması birçok gazetecinin içeride olması demektir ve bu durum demokrasi ayıbıdır. Demokrasi ayıbına ne yazık ki, her geçen gün yenileri ekleniyor. Şırnak'ın Cizre ilçesinde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan'ın öldürülmesinin ardından bile, yayın yasağı kararı getiriliyor. Hiç olmadığı kadar ülkedeki birçok olay, sansürleniyor, kamuoyundan gizleniyor. Demokrasinin ana unsuru olan basın ve ifade özgürlüğüne yönelik bu girişimlere son verilmesi gerektiğini, bir kez daha kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Meslekleri uğruna canlarını vermiş olan ölümsüz gazetecileri, 24 Ocak'ta katledilen Uğur Mumcu'yu saygı ve özlemle anıyoruz."