Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek ne demek? Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek TDK sözlük anlamı nedir?

Diller uzun bir tarihe sahip, yaşayan yapılardır. Türkçe dili de uzun bir tarihe ve kökene sahiptir. Bu tarihin izlerini taşıyan, önemli kişilerin deyişlerini barındıran kalıplaşmış sözler barındırır. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, bazı şeyleri açıklamak için ortaya çıkmış kalıplaşmış sözlerdir. Türk tarihinden izler taşıyan bu sözlerden biri de Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek ifadesidir. Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek TDK sözlük anlamı nedir?

Türk dili, kendi tarihsel sürecinde oluşmuş bazı kalıplaşmış sözlere sahiptir. Bu sözler günlük yaşamda sıkça kullanılır. Bazı anlamları güçlendirmek, öğüt vermek veya yeni şeyleri anlamlandırmak için kullanılan bu kalıplaşmış sözler atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerdir. Bu ifadelerden biri olan Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek ne demektir? Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek, TDK sözlükte ne anlama gelir?

Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek Ne Demek? Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek TDK sözlük anlamı nedir?

  • Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek TDK sözlüğe göre 2 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. genç sorumluluk duygusundan uzak, zevk, eğlence peşinde koşmak
  2. gerçekleşmeyecek şeyler düşünerek vakit geçirmek

    Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Kocası yaşlı diye genç bir kadının başında kavak yelleri estiğine hükmetmek lazım gelmez." - Refik Halit Karay

Başında kavak yeli (veya yelleri) esmek ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

baş ağır gerek, kulak sağır baş ağrıtmak baş (veya başını) alamamak
baş bağlamak baş bulmak baş (veya başı) çekmek
baş çevirtmek baş dille tartılır baş döndürmek
baş edebilmek baş edememek baş eğmek
baş eldeyken baş etmek baş gelmek
baş göstermek baş göz etmek baş göz olmak
baş kes, yaş kesme baş kesmek baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
baş koşmak baş koymak baş olan boş olmaz
baş ol da istersen soğan başı ol baş olmak baş sağlığı, dünya varlığı
baş sallamak baş tutamamak baş tutmak
baş üstünde tutmak baş üstünde yeri var baş vermek
baş yakmak baş yapmak baş yastığı baş derdini bilmez
baş yemek başa çıkmak başa çıkmak
başa gelen (dert) çekilir başa gelmek başa gelmeyince bilinmez
başa güreşmek başa vermek başı ağrımak
başı bağlanmak başı belada olmak başı belaya girmek (veya uğramak)
başı çatlamak başı dara düşmek başı daralmak
başı darda kalmak başı derde girmek başı dönmek
başı göğe ermek (veya değmek) başı hoş olmamak başı için
başı kazan gibi olmak başı nâra yanmak başı sağ olsuna gitmek
başı sıkılmak (veya sıkışmak) başı sıkıya gelmek başı taşa değmek
başı tutmak başı üstünde yeri olmak başı yastığa düşmek
başı yastık yüzü görmemek başı yerine gelmek başı zapt olunmamak
başım gözüm üstüne başımla beraber başın başı, başın da başı var
başına balta kesilmek (veya olmak) başına bela açmak başına bela almak
başına bela olmak (veya kesilmek) başına bir hâl gelmek başına dünyanın belasını sarmak
başına çalmak başına çalsın! başına çıkarmak
başına çıkmak başına çorap örmek başına dert açmak
başına dert olmak (veya kesilmek) başına devlet (veya talih) kuşu konmak başına dikilmek
başına dikmek başına dolamak başına ekşimek
başına gaile açmak başına geçirmek başına geçmek
başına geçmek başına gelen başmakçıdır başına gelmek
başına gelmek başına (...) gelmek başına güneş geçmek
başına iş açmak başına iş çıkarmak başına iş çıkmak
başına kâhya kesilmek başına kakmak (veya kakınç etmek) başına kalmak
başına kan çıkmak başına karalar bağlamak başına oturmak
başına sarmak başına taç etmek başına taş düşmek (veya yağmak)
başına yıkmak başına vur, ağzından lokmasını al başına vurmak
başında beklemek (veya durmak) başında değirmen çevirmek ...-nın başında gelmek (veya yer almak)
başında olmak başında paralansın başında torbası eksik
başından almak başından aşağı kaynar sular dökülmek başından atmak
başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak) başından geçmek başından kalkmak
başından korkmak başından savmak başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
başını ağrıtmak başını alıp gitmek başını ateşlere yakmak
başını bağlamak başını beklemek başını belaya sokmak
başını bir yere sokmak başını bir yere bağlamak başını boş bırakmak
başını çatmak başını çıkarmak başını derde sokmak
başını dik tutmak başını dinlemek başını döndürmek
başını duman almak başını ezmek başını gözünü yarmak
başını istemek başını kaldırmamak (veya kaldıramamak) başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
başını koltuğunun altına almak başını kurtarmak başını nâra yakmak
başını ortaya koymak başını taştan taşa vurmak başını toplamak
başını uçurmak başını vermek başını yakmak
başını yemek başının altında başının altından çıkmak
başının çaresine bakmak başının derdine düşmek başının etini yemek
başının gözünün sadakası başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) başta taşımak
baştan aşmak baştan çıkarmak baştan çıkmak
baştan kara etmek baştan kara gitmek
Anahtar Kelimeler: