Başının etini yemek ne demek? Başının etini yemek TDK sözlük anlamı nedir?

Türkçe dilinin en büyük zenginliklerinden olan atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, öğrenmesi ve anlamlarına tam tamına hakim olunması bir o kadar zor kelime gruplarıdır. Çünkü bu kelime grupları, eski zamanlarda oluşmuş ve o dönemin özelliklerine göre anlam verilmiş sözlerdir. Ancak yine de günümüzde kullanılabilecek, zamansız anlamlar içerirler. Bu nedenle günlük yaşamda ve edebi sanatlarda sıklıkla kullanılırlar. Bu ifadelerden biri de Başının etini yemek sözüdür. Başının etini yemek ne anlama gelir?

Bütün diller, kendi içerisinde kalıplaşmış sözler barındırırlar. Türkçe de kendisine özgü atasözleri ve deyimler içerir. Birleşik fiiller de yeni anlam kazanmak üzere birleştirilmiş kalıplaşmış sözlerdir. Diller, bu tür araçları barındırarak anlam zenginliğini çoğaltırlar. Türkçe de çeşitli durumlarda kullanılmak üzere atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller içerir. Başının etini yemek sözü de bunlardan biridir. Başının etini yemek ne demektir?

Başının etini yemek Ne Demek? Başının etini yemek TDK sözlük anlamı nedir?

  • Başının etini yemek TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Başının etini yemek TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. karşısındakini bezdirinceye, bıktırıncaya kadar sürekli konuşmak veya söylenmek

    Başının etini yemek Cümle İçerisinde Kullanımı

    "Köyde patladığını telefonlarla, telgraflarla bana bildirerek başımın etini yiyen sen değil misin?" - Necip Fazıl Kısakürek

Başının etini yemek ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

baş ağır gerek, kulak sağır baş ağrıtmak baş (veya başını) alamamak
baş bağlamak baş bulmak baş (veya başı) çekmek
baş çevirtmek baş dille tartılır baş döndürmek
baş edebilmek baş edememek baş eğmek
baş eldeyken baş etmek baş gelmek
baş göstermek baş göz etmek baş göz olmak
baş kes, yaş kesme baş kesmek baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
baş koşmak baş koymak baş olan boş olmaz
baş ol da istersen soğan başı ol baş olmak baş sağlığı, dünya varlığı
baş sallamak baş tutamamak baş tutmak
baş üstünde tutmak baş üstünde yeri var baş vermek
baş yakmak baş yapmak baş yastığı baş derdini bilmez
baş yemek başa çıkmak başa çıkmak
başa gelen (dert) çekilir başa gelmek başa gelmeyince bilinmez
başa güreşmek başa vermek başı ağrımak
başı bağlanmak başı belada olmak başı belaya girmek (veya uğramak)
başı çatlamak başı dara düşmek başı daralmak
başı darda kalmak başı derde girmek başı dönmek
başı göğe ermek (veya değmek) başı hoş olmamak başı için
başı kazan gibi olmak başı nâra yanmak başı sağ olsuna gitmek
başı sıkılmak (veya sıkışmak) başı sıkıya gelmek başı taşa değmek
başı tutmak başı üstünde yeri olmak başı yastığa düşmek
başı yastık yüzü görmemek başı yerine gelmek başı zapt olunmamak
başım gözüm üstüne başımla beraber başın başı, başın da başı var
başına balta kesilmek (veya olmak) başına bela açmak başına bela almak
başına bela olmak (veya kesilmek) başına bir hâl gelmek başına dünyanın belasını sarmak
başına çalmak başına çalsın! başına çıkarmak
başına çıkmak başına çorap örmek başına dert açmak
başına dert olmak (veya kesilmek) başına devlet (veya talih) kuşu konmak başına dikilmek
başına dikmek başına dolamak başına ekşimek
başına gaile açmak başına geçirmek başına geçmek
başına geçmek başına gelen başmakçıdır başına gelmek
başına gelmek başına (...) gelmek başına güneş geçmek
başına iş açmak başına iş çıkarmak başına iş çıkmak
başına kâhya kesilmek başına kakmak (veya kakınç etmek) başına kalmak
başına kan çıkmak başına karalar bağlamak başına oturmak
başına sarmak başına taç etmek başına taş düşmek (veya yağmak)
başına yıkmak başına vur, ağzından lokmasını al başına vurmak
başında beklemek (veya durmak) başında değirmen çevirmek ...-nın başında gelmek (veya yer almak)
başında kavak yeli (veya yelleri) esmek başında olmak başında paralansın
başında torbası eksik başından almak başından aşağı kaynar sular dökülmek
başından atmak başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak) başından geçmek
başından kalkmak başından korkmak başından savmak
başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez başını ağrıtmak başını alıp gitmek
başını ateşlere yakmak başını bağlamak başını beklemek
başını belaya sokmak başını bir yere sokmak başını bir yere bağlamak
başını boş bırakmak başını çatmak başını çıkarmak
başını derde sokmak başını dik tutmak başını dinlemek
başını döndürmek başını duman almak başını ezmek
başını gözünü yarmak başını istemek başını kaldırmamak (veya kaldıramamak)
başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak başını koltuğunun altına almak başını kurtarmak
başını nâra yakmak başını ortaya koymak başını taştan taşa vurmak
başını toplamak başını uçurmak başını vermek
başını yakmak başını yemek başının altında
başının altından çıkmak başının çaresine bakmak başının derdine düşmek
başının gözünün sadakası başta (veya başında) bulunmak (veya olmak) başta taşımak
baştan aşmak baştan çıkarmak baştan çıkmak
baştan kara etmek baştan kara gitmek
Anahtar Kelimeler: