Milletleri millet yapan unsurların başında dil gelir.Milletler kendi benliklerini ifade eden milli dilleri ile gelişirler ve varolurlar.Özellikle zor günler geçirdiğimiz bu anadil ve etnik köken tartışmaları ile suni gündemler yaratılan ülkemizde milli kültürümüz ile yoğunlaşmış duygularımızın önemi bir kez daha artmaktadır. Dilin millet için en önemli değer olduğunu bilen sömürgeci milletler ya da devletler işgal ettikleri yerlerde kendi dillerini empoze etmeye çalışmışlar ve milletlerin nasıl asimile edileceği üzerinde çokça çalışarak dilleri konusunda karar kılmışlardır.
Ne yazık ki memleketimizde dil konusunda işgal altındaymışız gibi yabancı kelimler gündelik hayatımızda oldukça kullanılır hale gelmiştir. “Tamam” varken “ok” diyen gençler ve yabancı kelimeler kullanılan tabelalar buna bir örnektir. Milli (!) Eğitim(!) kurumlarında kutlanan herhangi bir milli bayramda çocuklara yabancı müzik eşliğinde hareketler yaptırılmaktadır. Çocuklar kulaklarına hoş gelen bu yabancı müziklerin bir çoğunu ezberlemekte ve kendi dilinde söylenen şarkıları zamanla unutmaktadırlar.Nesiller arasında yani babalarımızın ve dedelerimizin birbirleri ile dil anlaşmazlığına düşmesi bile bu gelişmelerin sonucudur. Ne yazık ki adı milli olan MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI bu konuda tedbir almamaktadır.
Kültür emperyalizmine yenik düşmemekiçin ;Türkçe düşünün, Türkçe konuşun, Türkçe sevin,umudunuz Türkçe olsun diyoruz.
26 Eylül Dil Bayramı,İstanbul’da Dolmabahçe Sarayında toplanan Birinci Türk Dil Kurultayının açılış günü olan olarak kutlanmaktadır
Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kültür kurumlarından biri olan Türk Dil Kurumu 69 yıl önce, 12 Temmuz 1932’de kurulmuştu. Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde dil ve tarih, Atatürk’ün en çok önem verdiği olgulardı. Önce 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kuruldu. Uluslaşmanın en önemli temellerinden bir diğeri de dil idi. Bunun bilincinde olan ulu önder Atatürk, 11 Temmuz 1932 gecesi sofrasında bulunanlara “Dil işlerini düşünmek zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?” diye sorar. Oradakilerin bu düşünceye katılması üzerine “Öyle ise Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti gibi bir de ona kardeş bir dil cemiyeti kuralım. Adı Türk Dili Tetkik Cemiyeti olsun.” diyerek Türk Dil Kurumunun temellerini atar. Ertesi gün SamihRifat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir ve Yakup Kadri İçişleri Bakanlığına başvururlar. Sonradan adı Türk Dil Kurumuna çevrilecek olan Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulur.
Cemiyetin kuruluşuyla birlikte başlayan çalışmalar sürerken, Türk Dil Kurultayının hazırlıkları da başlamıştır. Bu coşku ve heyecan içerisinde Türk Dil Kurultayı toplanır. Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılır. Atatürk, Kurultayı baştan sona kadar izlemiştir. Türkçenin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesi yolunda Türk Dil Kurultaylarının çok önemli yeri vardır.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz