Dün Slovenya’da Başbakan Janez Jansa tarafından resmi törenle karşılanan Erdoğan, görüşmelerin ardından gazetecilere özetle şöyle konuştu:
**Barika-i hakikat**
(Başkanlık sistemiyle ilgili olarak daha önce ‘Tartışılır ancak gündemimizde değil’ demiştiniz. Artık Türkiye’nin gündeminde mi?) Yeni anayasa çalışmalarında yazım süreci başladı. Bu süreç içerisinde tartışılabilir. Bunlar hepsi demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Bu başkanlık sistemi mi olur, yarı başkanlık sistemi mi olur bunların hepsi tartışılabilir. Tartışmaların sonucunda eğer parlamento burada ‘Şu sisteme de geçebiliriz, uygundur’ diyorsa, bizim zaten söyleyebilecek hiçbir şeyimiz kalmaz. Ama bütün mesele müsademe-i efkardan barika-i hakikat doğar. Yani fikirlerin çatışmasından, çarpışmasından, müzakeresinden hakikat güneşi doğar.
**Esad dayanamaz**
(Suriye’ye askeri müdahale gündemde mi?) Onlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız. Özellikle Halep, Hatay-Antakya sınırındaki ilçelerde oturanlarla yakın akrabalık bağları var. Bizim orayı bu şekilde ele almamız, bir sorumluluğun içerisinde olduğumuzu herkesin bilmesi lazım. Biz burada rejime karşıyız. Bizim biliyorsunuz bir sözümüz var, zulm ile abad olunmaz. Bizden de kimse zalimlerin yanında yer almamızı beklemesin. Ben rejimin bu işe daha fazla dayanabileceği inancında değilim. İnanıyorum ki er veya geç Suriye’de milli irade, halk kazanacaktır. Hiçbir zaman halklara, millete karşı zafer elde edilemez. Milletle beraber olursanız zaferle iç içe olursunuz. Dünyadaki diğer örnekleri ortada. Suriye’nin akıbeti de bu olacaktır.
**Takipçileriyiz**
(Suriye’de kaybolan gazetecilerin bulunması) Temennimiz en kısa zamanda bu iki gazetecimizin bırakılmasıdır. Bunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı da söylemiştim. Bu süreç bu şekilde devam edecek.
**İnşallah dememiştir**
Slovenya Meclisi’nde anı defterini de imzalayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Ermeni iddialarının tanınmasını Türkiye’nin AB üyeliği için ön koşul haline getireceğini söyleyen Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Francois Hollande’a mesaj gönderdi ve şöyle dedi: 0
- Bizim 9,5 yıllık sürecimiz içerisinde ne yazık ki Sarkozy yönetiminin sözde Ermeni soykırım olayında takındığı tavırlara kadar hep sessiz kalmayı yeğledik. Çünkü Fransa’da bizim bugün 600 bine yakın insanımız var, onlar bizim aramızda bir köprü oluşturuyor. Bu münasebetleri hep korumaya gayret ettik.
- ‘Türkiye, Ermeni sorununu çözmedikçe AB’ye üye olamaz’ gibi bir yaklaşımı söylenmemiş olarak kabul ediyorum, inşallah bu doğru değildir diye düşünüyorum. Eğer bu doğruysa, bu anlayışta bir siyaset güdülecek olursa biz de durumu gözden geçirmek zorunda kalabiliriz. Öyle zannediyorum ki bu inşallah söylenmemiştir.
**‘On yılın şahsiyeti’**
Başbakan Erdoğan, Slovenya Başbakanı Janez Jansa ile Suriye’yi konuştu, AB sürecinde Türkiye’nin yanında oldukları için şükranlarını ifade etti. Daha sonra Slovenya Cumhurbaşkanı Danilo Türk ile görüşmenin ardından Bled şehrine gitti. Ortadoğu ve Balkanlar Araştırma Enstitüsü Erdoğan’a “10 Yılın Dünya Şahsiyeti Ödülü” verdi. Eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Stipe Mesic’ten ödülü alan Erdoğan şunları söyledi: “AB süreci içinde, müzakereleri kararlılıkla yürüten, sorumluluklarını hakkıyla yerine getiren ülke biz olduk. Ne yazık ki AB içindeki kimi ülkelerin, açık söylüyorum, ırkçı, ayrımcı ve popülist yaklaşımları neticesinde, süreç yavaşlamakla kalmadı, Avrupa değerleri sorgulanır hale geldi. Sorumsuz, öngörüsüz, vizyonsuz liderlik, Avrupa değerlerini maalesef törpüler bir hal almıştır. Biz yine de umudumuzu kaybetmiyoruz.”