Söz konusu haber, temel yanlışlar içermekte ve kamuoyunu yanıltabilecek içeriktedir.
Şöyle ki;
1-) Üniversitemizin faaliyetlerini yürüttüğü Cerrahpaşa, Çapa, Avcılar ve diğer (Orman Fakültesi, Merkez) yerleşkelerindeki eğitim-öğretim ve hizmet binaları ve tescilli yapıların olası bir deprem karşısındaki risklerinin ortadan kaldırılması, Üniversitenin 21. Yüzyıla yakışır çağdaş tesislerde eğitim-öğretim hizmetleri ile diğer hizmetlerin sürdürülmesinin temini bu alanlarda öncü Üniversite konumuna yakışır, çağdaş kentsel mimari yapıların ve sosyal donatı alanlarının inşa edilmesi ve çevre düzenlenmesinin yapılması, Üniversite’nin eğitim, araştırma ve sosyo-ekonomik alandaki faaliyetlerinin yürütülmesini gerçekleştirmek üzere, Üniversite taşınmazlarından azami faydanın sağlanmasını temin eden bir taşınmaz yapılanmasının, kurumlar arası işbirliği yapılmak suretiyle, hayata geçirilmesini takiben, Üniversiteye kazandırılması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın 09/05/2011 tarih 8465 sayılı oluru ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunun Ek madde 1 (m) çerçevesinde T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın bağlı olduğu Başbakanlık makamının 04/08/2011 tarihli olurları ile gerekli çalışmalar başlatılmıştır.
2-) 04/08/2011 tarihli Başbakanlık oluru doğrultusunda bir yandan TOKİ ile protokol çalışmaları başlamış diğer yandan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Tıp Fakültesi binalarının bulunduğu alanlarda imar planı çalışması, Tapu tevhidi ve Master plan çalışmaları başlatılmıştır. Sözü geçen üniversitemiz yerleşkelerinde yapılacak yenileme ve restorasyon faaliyetlerine kaynak oluşturmak amacı ile TOKİ ile 04/08/2011 tarihinde başlayan çalışmalar sonuçlanınca 09/01/2014 tarihinde TOKİ ile Üniversitemiz arasında hazırlanan protokol imza altına alınmıştır.
3-) TOKİ tarafından yapılacak Üniversite binalarımızın finansmanını sağlamak amacıyla 2012/15 Başbakanlık genelgesi doğrultusunda gerekli onay alınarak haberde adı geçen parsellerin de içerisinde bulunduğu atıl durumda bulunan 3 milyon 500 bin metrekare yüz ölçümlü taşınmazlar, gelir paylaşımı esasına dayalı olarak TOKİ’ye devredilmesi öngörülmüştür.
4-) Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından 16/07/2013 tarih ve 139227 sayılı yazı ile Mülkiyeti TOKİ’ye devredilmesi öngörülen taşınmazlar arasında yer alan 4440, 4441 ve 4450 parsel numaralı taşınmazların kazı çalışmalarında kullanılmak amacıyla Bakanlık adına tahsisi talep edilmiştir.
5-) Habere konu 4440, 4441 ve 4450 sayılı parseller 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı olup üzerinde her türlü yapı yapılması imkânsızdır. Hatta ilgili Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu izni olmadan ağaç bile dikilmesi mümkün değildir. Gerek Üniversitemiz gerse TOKİ bu durumun bilincindedir. Bu alanlara herhangi bir yapı söz konusu olamaz. Bu parsellerle ilgili her türlü tasarruf Kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunun iznine bağlıdır.
6-) Söz konusu alanlarla ilgisi olmayan ancak haberde verilen görsellerde arkeolojik sit alanından çıkarılan yer diye bahsedilmesi sebebiyle 4434, 4435, 5951 ve 5955 sayılı parseller ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 09.12.2010 tarih 1362/1-3 sayılı kararı ile 2863 sayılı yasa kapsamına giren herhangi bir bulguya rastlanılmamış olması nedeniyle III: derece arkeolojik sit alanından çıkarılmasına karar verilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 01.04.2010 gün ve 1149 sayılı Kurul karar ekiyle talep edilen rapor (İstanbul Arkeoloji Müzeler Müdürlüğünün 24.11.2010 tarih ve 3370 sayılı yazı ekinde sunularak) 18.10.2010 tarihinde hazırlanmış ve bu rapordan da anlaşılacağı üzere bahse konu parsellerin kapsadığı alanda yapılan arkeolojik kazı çalışmaları müze müdürlüğü denetiminde yapılmıştır.
Yukarıda verilen bilgiler doğrultusunda;
1-) Haberde bahsi geçen 1. Derece arkeolojik sit alanı olan 4440, 4441 ve 4450 parsel numaralı taşınmazlarımız, üzerinde özellikle herhangi bir yapı yapılması amacıyla TOKİ ye verilmemiş, daha büyük bir alan teşkil eden diğer parsellerin devamı niteliği taşıdığı için bir bütün olarak verilmiştir. Söz konusu alanda hiçbir yapının yapılamayacağı bizim olduğu gibi hem TOKİ’nin hem de kamuoyunun malumudur. Diğer parsellerle bütünlük oluşturması bölge insanı için göle uzanan kültürel bir alan oluşturması sebebiyle diğer parsellerle birlikte TOKİ’ye devri uygun görülmüştür.
2-) Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından söz konusu parsellerin Kazı yapılması amacıyla tahsis edilmesi istenmiştir. 2012/15 Sayılı Başbakanlık genelgesi doğrultusundan taşınmazlar üzerindeki her türlü tahsis Başbakanlık Ekonomik, Sosyal ve Kültürel İşler Başkanlığının izni ve onayına tabidir. Dolayısıyla Üniversitemizin tahsis tasarrufunu tek başına kullanma yetkisi yoktur.
3-) Yeniden yapılanma ve söz konusu parsellerle ilgili kaynak oluşturmaya yönelik protokol çalışmaları Milli Eğitim Bakanlığı’nın 09/05/2011 tarih 8465 sayılı oluru ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanunun Ek madde 1 (m) çerçevesinde T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın bağlı olduğu Başbakanlık makamının 04/08/2011 tarihli olurları ile söz konusu tarihlerde başlatıldığından haberde bahsi geçtiği şekilde apar topar bir devir olayı söz konusu değildir. Üniversite yerleşkelerinin yenilenmesine ait çalışmalar yaklaşık 5 yıldır sürdürülmektedir. Bunların finansmanına yönelik işlemler için yaklaşık 3 senedir çalışmalar sürdürülmektedir.
4-) Habere konu edilen çok sayıdaki önemli keşfe işaret eden arkeolojik bulguların 4434, 4435, 5951 ve 5955 sayılı parsellerde bulunmadığı, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin bu alanda yaptığı sistematik ve bilimsel arkeolojik kazılar ile belgelenmiştir.
5-) Habere konu edilen arkeolojik kazıların devam ettiği alanın Bathonea Antik Kenti olduğuna dair bugüne değin kazılar sırasında herhangi bir yazılı belge ele geçmemiş olduğu bilinmektedir. Söz konusu eski yerleşmenin Bathonea olmadığı konusunda söz konusu kazının bilimsel danışmanlarından Üniversitemiz öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Tekin’in yazıları bulunmaktadır. Bu bağlamda bilimsel olarak Bathonea olduğu kanıtlanmamış bir “Thrakia Geç Antik Dönem/Erken Bizans kome (köy)” yerleşkenin Bathonea olarak adlandırılması bilimsellikten uzaktır.
6-) İlgili haberde “Hititler Yaptı TOKİ de Yapar” başlığı ile kazı alanının bir Hitit kenti/yerleşimi olduğu algısı oluşturulmaktadır. Oysaki söz konusu kazı alanında Hititler’e ve Hitit Dönemi’ne ait herhangi bir kent, yerleşim ve yapı kalıntısı bulunmamaktadır. Hititler’e ait olduğu iddia edilen kimi küçük buluntuların arkeoloji bilimi çerçevesindeki akademik bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekmektedir.
Oysa ki söz konusu kazı alanında Hititler’e ve Hitit Dönemi’ne ait herhangi bir kent, yerleşim ve yapı kalıntısı bulunmamaktadır. Hititler’e ait olduğu iddia edilen kimi küçük buluntuların yakın gelecekte arkeoloji bilimi çerçevesindeki değerlendirilmesi popülist değil akademik yaklaşımlarla gerçekleşecektir.
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü