Rusya-Ukrayna savaşı sonra AB ve NATO'dan askeri müdahale kararı çıkmazken, Putin'e ekonomik darbe vurmak isteyen Batı ülkeleri yaptırımları peş peşe açıkladı. Öyle ki, yaptırımlar Rusya ile iyi ilişkileri olan Çin'i de etkiledi ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki Rusya oylamasında çekimser kalmak zorunda bıraktı.
Çin’in her ne kadar Rusya ile çok yakın ilişkileri bulunsa da ekonomik ve ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ettiğine dikkat çeken uzmanlar, Çin’in, Batı’nın Rusya’ya karşı verdiği tepkiyi beklemediği, tepki büyük olunca da Rusya’nın yanında yer almaktan çekindiğine işaret ediyor. Çin’in, ABD ve AB ile toplam ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 1,6 trilyon dolara ulaşmıştı. Bu rakamın Rusya ile ticaretin 10 katından fazla olduğuna işaret eden uzmanlar, Çin’in Batı ile ticari ilişkisini riske atacak şekilde Rusya’ya arka çıkmasının akılcı olmadığı görüşünde.
Rusya ve Çin arasındaki ilişkiler, Pekin Kış Olimpiyatları başlarken hiç olmadığı kadar iyiydi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’ya işgal girişimi başlatmadan hemen önce birçok ülkenin boykot ettiği olimpiyatlar çerçevesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya gelerek Batı dünyasına iki ülke arasında ‘sınırsız iş birliği’ olduğu yönünde mesaj vermişti. Ancak Çin, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını ve Donbass’ın Ukrayna’dan ayrılmasını hem resmi hem de söylem olarak kabul etmiş değil. Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre, Çin hükümeti, yaptığı açıklamalarda tüm tarafları Ukrayna’daki gerilimi düşürmeye çağırırken, Rusya’ya veya Ukrayna’ya doğrudan destek vermekten kaçınıyor. Ayrıca, Pekin’in, Ukrayna krizinin barışçıl şekilde çözüme kavuşturulmasına sağlayan tüm diplomatik çabaları destekleyip teşvik ettiğini söyledi. Çin hükümetinin büyük önem verdiği Kuşak-Yol Projesi’nde Ukrayna’nın Çin’in Avrupa’ya uzanan kuzey köprüsü konumunda olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Pekin yönetiminin Kiev’i kaybetmek istemediğine işaret ediyor.