Farklı ülkeler ve kültürlerin tuhaf batıl inançlarını daha önce duymuş muydunuz? Bizim ülkemizdekine rakip olacak batıl inançları sizler için derledik. Hazırsanız başlıyoruz...
Rusya’da taşla kuş düşürmenin para getireceğine inanılır. Tabii ki hayvanlara yapılan şiddetin her türlüsüne karşı olduğumuz için bu batı inancı denemenizi tavsiye bile etmiyoruz. Rusya’da kuşlarla ilgili olan batıl inançlar bununla da sınırlı değil! Ruslara göre aracı kuş pislemesi zenginlik işareti olarak görülüyor. Ülkemizde de etkin olan bu inanç sonucunda genellikle milli piyango bileti alınır. Rusya’da sevgiliye verilen sarı çiçek o ilişkiye zarar verir. Sarı çiçek ihaneti sembol eder.
Fransa’da köpek dışkısına sol ayakla basılması şansa; sağ ayakla basılması ise uğursuzluğa işaret eder. Fransızlarda köpeklerle ilgili olan batıl inançlar bununla kalmıyor. Köpeğin arkasından atılan ilk adımda onlar için önemlidir. İlk adımın solla atılması mutluluk, sağ olması ise talihsizlik getirir.
Dağıstan’da çorbaya sinek düşmesi olumlu bir şey olarak algılanır. Çorbada sinek çıkması şikayet edilecek bir şey değilken aksine o kişiye hediye geleceğini ifade eder.
Yunanistan’da hapşırık bizim ülkemizdeki kulak çınlamasıyla aynı anlamı taşıyor. Eğer Yunanistan’da hasta değilseniz hapşırmanız birinin sizin hakkınızda konuştuğuna işaret eder. Bol dikenli bir kaktüsün ise tüm kötülüklerden koruduğu düşünülür.
Danimarka’da kırılan tabak çanakların parçaları bir yıl boyunca saklanıyor. Yıl sonunda kırılan parçalar komşuların evine fırlatılıyor. Böylelikle parçaların evlere bereket ve para getireceğine inanılıyor.
Çince’de dört sayısının telaffuzu ölüm kelimesine benzediği için çoğu kişi tarafından bu rakamın uğursuzluk getirdiği düşünülür. Çinliler, yemeklerinden çıkan uzun erişteleri ise uzun ömür ve refaha işaret olarak görürler. Bu nedenle uzun erişteler ısırılmadan yemeğin sonu için bırakılır.
Almanlara göre su dolu bir kadehle şerefe yapılması beraber içilen kişilerin ölmesini isteme anlamına geliyor. Fransa’nın köpekler üzerinden yaptığı batıl inançlar Almanya’da da kedilerle etkisini gösteriyor. Önde yürüyen bir kedinin soldan sağa hareket etmesi talihsizlik, sağdan sola yürümesi ise mutluluk anlamını taşır.
Norveç’in inancına göre İsa’nın doğduğu gün tüm hayvanlar konuşabiliyor. Çünkü İsa’nın doğduğu gün hayvanlar bunu dilden dile anlatmak için konuşma yetisini kazanmıştır. Daha sonra ise mucizeyi görmek isteyen çobanlar yüzünden hayvanlar konuşma yetisini kaybetmiştir. Bu nedenle çoban heykeli ülkede uğursuzluğa işaret eder.
Bulgaristan’da bir kadının masanın kenarında oturması bekar olmasına hatta evlenecek birini bulamadığı anlamına geliyor.
Ülkemizde yaygın olan gece tırnak kesmeme inancı Japonya’da kendisini geceleri aynaya bakmamak olarak ortaya çıkartıyor. Almanya’da etkili olan kedi inançları Japon kültüründe de yerini alıyor. Japonlara göre evinde kedi beslemek ya da kedi biblosu bulundurmak iyi şans getiriyor. Aynı şekilde sabah saatlerinde bir örümcek görülmesi ise bolluk ve berekete işaret ediyor.
Japon geleneklerine göre yemek çubuğunun pilavın üzerinde dik bir şekilde bırakılması kötü şans getiriyor. Bir mezarlıktan geçerken Japonlar baş parmağını avuç içine alarak saklıyor. Böylelikle kendi anne ve babasını ölümden koruduklarına inanıyorlar.
Japonya’da geceleri çocukların göbeklerini açmalarında büyük tehlike olduğu düşünülüyor. Çocukların göbekleri açılırsa fırtına tanrısı olarak inandıkları rajinin, çocukların göbeklerini yiyeceğine inanılıyor.
Mısır’da insanların ellerine makas aldıklarında mutlaka bir şeyleri kesmeleri gerekiyor. Çünkü makası alıp bir şey kesmeden açmak uğursuzluk getiriyor. Aynı şekilde kabus gören kişilerin yastıklarının altına kötü enerjinin dağılması için makas yerleştiriliyor.
Katar’da örümcekler kutsal bir durumdur. Örümceklerin evleri ve iş yerlerini yangından koruduklarına inanılır.
İspanyollara göre yeni yıl gecesinde on iki tane üzüm yemek yıl boyunca mutlu olmayı sağlar. Aynı şekilde odaya sol ayakla girmek ise uğursuzluk getirir. Çoğu inanca göre on üçüncü cuma uğursuz sayılırken İspanyollar, on üçüncü salı gününü uğursuz sayarlar. İspanyolların inancına göre, yer süpürülürken birinin ayağına süpürge değmesi o kişinin kısmetini bağlar. Hatta ayağına süpürge değen kişinin bir daha evlenemeyeceğine inanılır.