DİYARBAKIR (İHA) - Türkçe, Kürtçe davetiye bastırdığı ve Kürtçe ışıklı panolar hazırladığı gerekçesiyle hakkında açılan 3 ayrı dava için Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ifade verdi.
İlk olarak Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki davadan dolayı hakim karşısına çıkan Osman Baydemir ve avukatları hazır bulundu.
Baydemir, 2007 yılında AK Parti Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'a gönderdiği yılbaşı kartı nedeniyle yargılandığı davada, ortada suç ve hukuka aykırı bir durumun olmadığı ifade ederek suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Belediye Başkanı Baydemir, "Ortada bir suç ve hukuka yada ahlaka aykırı bir durum söz konusu değildir. Belki ayıplanması gereken iddianame de ismi geçen sayın milletvekilinin suç duyurusu ve tutumudur" dedi.
Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi TCK 222/1 maddesi uyarınca Türk Harfleri Kanunu'na muhalefet ve TCK 257 maddesi uyarınca da "Görevi kötüye kullanmak" suçlamasıyla da yargılanan Baydemir yine hakim karşısına çıktı. Baydemir mahkemedeki savunmasında, "Belli bir dilin kullanılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Bizim amacımız kültürel zenginliğimizi ortaya çıkarmak mensubu bulunduğum kültürün yaşamasına katkı sunmaktır. Temel sorun ülkemizin kültürel bir parçası olan ve zenginliğimiz olan Kürtçe'ye tahammülsüzlüktür. Bugünkü demokratik değerler dikkate alındığında bir kişinin gerek kamu ortamında gerekse özel yerlerde kendi dilini kullandığı için yargılanması kabul edilemezdir. Ben şu anda suça konu olan davetiyeleri Kürtçe bastırdığım için yargılanıyorum. Bunları Türkçe bastırsaydım, aynı masrafı yine yapacaktım" dedi.
Baydemir, 2006 yılında gerçekleştirilen 6. Kültür Sanat Festivali nedeniyle hazırlanan davetiyeler nedeniyle de Diyarbakır 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Baydemir, Kürtçeye dava açılmasının politik bir yaklaşım olduğunu iddia ederek, "Benim anadilim Kürtçe'dir, ben de dava konusu edilen bu kültürün bir parçasıyım. Ben Türkçe'yi devlet okulunda öğrendim. Kendi anadilimde davette bulunmanın suç olmaması gerekir" dedi.
Baydemir'in yargılandığı her 3 davada eksikliklerin giderilmesi amacıyla ileri bir tarihe ertelendi.