ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kuzey Irak'a bir an önce operasyon düzenlenmesi gerektiğini savundu. Baykal, "İçinde bulunduğumuz teslimiyetçi ruh halinden çıkmamız lazım. Haklılığımız söylenmiştir, hedeflerimiz söylenmiştir. Bulunduğumuz noktada iktidara, artık yeter gereğini yap diyoruz. Ortam hazırdır her şey yapılmıştır" dedi.
CHP Lideri Baykal partisinin grup toplantısında konuştu. Baykal'ın gündeminde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı George Bush'la yaptığı görüşme, AB ilerleme raporu ve ekonomideki gelişmeler vardı. Bush ve Erdoğan görüşmesini "tarihi bir görüşme" olarak değerlendiren Baykal, söz konusu görüşmeyi iktidar-muhalefet çekişmesinden soyutlayarak değerlendirdiğini vurguladı.
- GEREĞİ YAPILMALI -
Erdoğan-Bush görüşmesinin yeni bir politika ve angajman olarak yorumlanması gerektiğini belirten Baykal, bu durum kamuoyuna anlatılması ve gereğinin yapılması gerektiğini söyledi. Baykal, söz konusu görüşmede Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun'un da bulunmasına dikkat çekti. Baykal, şunları söyledi:
"Genelkurmay ikinci başkanı oraya boşuna gitmiş olamaz. Başta iktidar olmak üzere herkesi, her yetkiliyi, her kurum yöneticisinin asker sivil herkesin artık geldiğimiz noktada gelişmelere seyirci kalamayacağımızı idrak etmesini bekliyorum. İçinde bulunduğumuz teslimiyetçi ruh halinden çıkmamız lazım. Bu konudaki şikayetlerimiz dünyaya anlatılmıştır, haklılığımız ifade edilmiştir. Hedeflerimiz söylenmiştir hedeflerin kabul edilebilir olduğu bütün dünya tarafından anlaşılmıştır. Şimdi gereğini yapmak lazım. Bunun önünde hiçbir engel yoktur. Bunun gereği, iktidar tarafından yapılacaktır. Böyle bir kararlılığın içine girmesi halinde Türkiye'nin bütün toplum kesimleriyle, iktidarıyla muhalefeti ile askeriyle siviliyle bu milli hedef etrafında kenetleneceğine ve bunun gereğini hep beraber yapabileceğimize güveniyorum ve bunu bekliyorum."
Dünkü görüşmenin son zamanlara kadar kendisini gösteren bazı kafa karışıklıklarını ortadan kaldırdığını söyleyen Baykal, Başkan Bush'un PKK'yı bir terör örgütü ve ABD'nin düşmanı olarak ilan etmesini önemsediğini belirtti. Baykal, "Bu çok temel bir angajmandır. PKK, Irak'ın, ABD'nin ve Türkiye'nin düşmanı ise bu bizim mutlaka değerlendirmemiz gereken çok önemli bir dayanak noktasıdır. Bunu boş bir söz olarak kabullenmek doğru değildir" dedi.
Bush'un, görüşmede Türkiye'ye aleni olarak "operasyon yapmayın" demediğini ve olası bir askeri müdahaleye "aklını yatırdığını" vurgulayan Baykal, şöyle dedi:
"Orada bir terör örgütü var. O Türkiye'nin de Amerika'nın da düşmanıdır. Ona karşı bir askeri müdahale yapılabilir. O askeri müdahale konusunda Türkiye ve Amerika askeri işbirliği yapabilir. Bu kabuller önemlidir. Bu kabulleri önemli hale dönüştürmek de mümkündür, bu kabulleri tüketmek değerlendirmeden kamuoyunu yönetmek, kamuoyunu tatmin etmek, Türkiye'nin bu konudaki tepkisini yumuşatmak için kullanmak da mümkün. Şimdi Türkiye bunu bir referans olarak değerlendirip gereğini yapacak mıdır, yoksa bunların söylenmiş olmasıyla tatmin olup bunları değerlendirmeye yönelmeden, bunların gereğini yerine getirmeden Türkiye bir oyalama sürecinin parçası haline dönüşmeyi içine sindirecek midir?"
Gelinen noktada bir oyalama şansının ortadan kalktığını söyleyen Baykal, Türkiye'nin mutlaka bu tablo karşısında "iyi hazırlanmış, sadece kamuoyunu tatmin etmeye yönelik değil, sonuç almaya yönelik etkili bir müdahalenin dayanağı olarak bu tabloyu" değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Baykal, şunları söyledi:
"Meclis tezkereyi çıkarmış, bütün Türkiye ayağa kalkmış. Haklılığımız herkese kabul ettirilmiş içeride dışarıda. Amerika ile konuşulmuş. Amerika bir askeri müdahale fikrine aklını yatırmış. Bu konuda kendisine de sorumluluk düştüğünü kabul etmiş. İstihbarat işbirliğini içine sindirmiş, Genelkurmay ikinci başkanları arasında bir koordinasyonu kabul etmiş. Ve Bu noktada biz hiçbir şey yapmayacağız. Böyle bir şey olamaz. Bunun sorumluluğunu kimse alamaz. Bulunduğumuz noktada iktidara, artık yeter gereğini yap diyoruz. Ortam hazırdır her şey yapılmıştır."
- AB İLERLEME RAPORU-
Baykal, konuşmasında Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nu da eleştirdi. Bu yıl yayınlanacak raporda ilk kez yeni bir yaklaşım ortaya konulduğunu belirten Baykal, AB'nin önceki raporlarında Aleviler ve Kürtleri azınlık olarak göstermeye çalıştığını ancak, bu politikasının iflas ettiğini söyledi.
Türkiye'de yaşayan 72 milyon insanın "eşit hukuka" tabi vatandaşlar olduğunu vurgulayan Baykal, söz konusu raporda, "İnsan Hakları ve Azınlıkların Korunması" başlığı altında Türkiye'nin "kimliklerini korumalarına olanak tanımak amacıyla" belirli Türk vatandaşlarına "etnik köken din veya dil temelinde bazı özel haklar sağlanmasına engel oluşturmamalıdır" denildiğini söyledi.
AB'nin Türkiye'den "herkese eşit hukuk var diye, etnik köken dil ve din temelinde bazı vatandaşlarınıza özel haklar vermekten kaçınmayın" dediğini belirten Baykal, AB'nin etnik, dil ve din temelinde Türkiye'den çok hukukluluğu tanımasını istediğini ileri sürdü.
AB ülkelerinde benzer uygulamaların bulunmadığının altını çizen Baykal, "Türkiye'den ne istiyorsunuz. Demokrasi, insan hakları etnik dağılmayla mı güvence altına alınacak. Türkiye'yi ayrı statülere sahip bir konfederasyona dönüştürebilecek etnik kimlik ayrışmasını tahrik edecek bir uygulamayı, insan hakları ve demokrasi adına kabul etmiyoruz" diye konuştu.
- EKONOMİ AÇIK VERİYOR -
Baykal, konuşmasının son bölümlerinde ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Baykal, ekonomide kendisini gösteren çok ciddi açık tablolarının saklanamaz bir noktaya geldiğini belirten Baykal, Türkiye'nin cari açığın baskısı altında bir ekonomi politikası götürmek durumunda kaldığını söyledi.
İzlenen kur politikasını da eleştiren Baykal, kur politikasının yatırıma, ihracata zarar verdiğini vurguladı. Türkiye'nin faiz cennetine dönüştüğünü ileri süren Baykal, ekonomide yaşanan olumsuzlukların önümüzdeki günlerde de halka yansıyacağını söyledi.