Baykal: "Ayrılırsak ülke çözülür"

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk Milleti'nin alt kimlik olmadığını belirterek, "Türkiye etnik ayrımcılığa kendisini nasıl teslim edebilir. Etnik kimlik ayrı, siyasi kimlik ayrı. Cumhuriyetimizde bir millet vardır. Ümmet değil, milletiz. Bir millet var, bu da Türk Milleti. Ayrılırsak ülke çözülür" dedi.

Baykal, "Böyle giderse ayrımcılığı önleriz" diyenlerin hayal gördüğünü, "Böyle davranırsak etnik ayrışmayı önleriz" demenin yanlış olacağını söyledi. Baykal, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'e de, "Ulusalcı değilsin, milli değilsin. Peki sen nesin?" diye sordu. Baykal, Başbakan'ın "Şemdinli'de tanıklık işlemez" dediğini belirterek, bu sözleri de eleştirdi.

Reklam
Reklam

CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkanı Baykal, grup toplantısında yaptığı konuşmada, DİE istatistiklerini eleştirdi. Baykal, DİE verilerine göre geçen yıldan bu yana ülkü nüfusu 1 milyon 50 bin, bu dönem içinde çalışma çağına giren nüfusun ise 994 bin arttığını, DİE'nin, 994 bin kişinin içinde iş arayanların bir önceki yıla göre azaldığını açıkladığını söyledi. Baykal, DİE'nin iş istemeyenleri göstererek, işsizlik oranının düştüğünü ifade ettiğini, bunun kendi kendimizi aldatmak olduğunu belirtti. Baykal, "İşsizlik Tusunami gibi halkı etkisi altına almaktadır" dedi.

Baykal, bugün basına yansıyan bir uzman çavuş kredi kartlarını ödeyemediği için intihar etmesine de değindi. Duygulandığı gözlenen Baykal, "Eşine yazdığı mektupta 'Mirasımı reddedin borçlarımdan kurtulun' demiştir. Bu acılar, toplumun acısı ve feryadıdır. Türkiye'nin sosyal sorunudur. Sosyal sorunlar alarm veriyor. Ciddi politikalar ortaya koyma mecburiyeti var. Yüz binlerce mağdur adına bu feryada katıldığımızı kamuoyuna ilan ediyorum" diye konuştu. Baykal, asgari ücretin belirlenmesi çalışmalarını hatırlatarak, birçok insanın asgari ücretin altında dahi çalışmak zorunda kaldığını söyledi.

Reklam
Reklam

Asgari ücretle ortalama ücret arasındaki makas giderek daraldığına dikkat çeken Baykal, 2000'de ortalama ücret asgari ücretin 2 katıyken, 2003'de 1.6, 2004'de 1.2'ye düştüğünü, gerçek ücretin de asgari ücretin çok altında ortaya çıkmaya başladığını belirtti. Baykal, çalışan insanların AK Parti iktidarında reel ücret kaybı yüzde 6 olduğunu, asgari ücretteki artış yüzde 1 olduğu belirtti. Baykal, TOBB bir süreden beri AB ülkelerinin tümünde uygulanan bir çalışma yaptığını, her 6 ayda bir işadamlarının nabzını tuttuğunu belirterek, "En büyük bin firma arasında yapılan çalışma, şirketlerin kar oranlarını ve satışlarının düştüğünü gösteriyor. İlk bindeki firmaların yarısı kaybetmeye başlamıştır. Ekonominin genel dengesi kötü, dış ticaret açığı büyüyor. İthalattan ihracatı karşılama oranı düşüyor" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ BUNLARIN ELİNDEN KAZASIZ BELASIZ ALMAK ZORUNDAYIZ"

Baykal, Devlet Denetleme Kurulu'nun özelleştirme uygulamaları konusunda çalışma yaptığını ifade ederek, şunları söyledi: "Raporda kuruluşların değerinin altında satıldığını ifade ediyor. Raporda pek çok örnek veriliyor. Balıkesir SEKA işletmesi 1.1 milyon dolara satıldığına dikkat çekiyor. Çaycuma SEKA'nın değerinin çok altında devredildiğini belirtiliyor. Devir sözleşmelerinde teknolojik yenilik yapma şartının güvence altına alınmadığına dikkat çekiliyor. Çeşme limanı özelleştirilmesi eleştiriliyor. Bu gidişatı ortaya koyan tarihi belgelerdir bunlar. Yargı mekanizmasının önüne konuyu getirecektir."

Reklam
Reklam

Baykal, dünyanın sosyal sorunları varken, küresel güçlerin etnisite kavramını ortaya çıkarmaya çalıştığını ifade etti. Baykal, "Azınlıkların sayısını arttıracağız. 'Böyle olursa daha Avrupalı olursunuz' diyorlar. Bize diyorlar ki, 'AB'nin azınlıklar standardını Türkiye'de benimseyin.' Bizden istenen ne? Fransa, azınlık lafının ağza alınmasını izin vermiyor. Ben kendime uygulattırmam ama kendim uygularım diyor. Yunanistan'a baktığımızda ne görüyoruz, Batı Trakya'da yaşayan Türkler var. Bize gelince 'Aleviler var' diyorlar. Aleviler ne diyor.

Onlar 'Sen çek elini' diyorlar, 'Biz üstesinden geliriz' diyorlar. 'Yanlışlığı kendi içimizde çözeriz' diyorlar. Ayrılırsak sorun mu çözülür, ülke mi çözülür? Kürtler siz azınlıksınız, Kürtler çıkıyor 'Ben öz be öz Kürt çocuğuyum, ama azınlık değilim, TC vatandaşıyım' diyor. Önce şu ikisini bir ayıralım diyorlar. Diğerlerine sıra gelir. Türkiye buna kendisini nasıl teslim edebilir. Etnik kimlik ayrı, siyasi kimlik ayrı. Cumhuriyetimizde bir millet vardır. Ümmet değil, milletiz. Bir millet var, bu da Türk Milleti. Türkiye'nin tapusu kimsenin cebinde değil, 70 milyonun yüreğinde" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

"Türk Milleti alt kimlik değil. 'Böyle giderse ayrımcılığı önleriz' diyenler hayal görüyor. 'Böyle davranırsak etnik ayrışmayı önleriz' demek kadar bir yanlış olamaz. Etle tırnak gibi yaşadığımız Kürt kökenli insanlarımız da bu milletin bir parçasıdır" diyen Baykal, "Başbakan ABD'deki zenci yarışıyor, Amerikan bayrağını öpüyor diyor. Asıl şaşılacak olan Başbakan'ın tavrı. Senin bilmediğin bu. Zenci alt kültürmüş. Alt kültür değil. Her birisi Amerikan milletine yemin ediyorlar. Hepsi Amerikalı olarak yetişiyor. Türkiye'yi kamplara, mahallere bölmek istiyorlar. Bunun arkasında yatan sebep çok tehlikeli. Türkiye buna direnmek zorundadır" dedi. Baykal, laikliğe ve Cumhuriyet'e herkesin sahip çıkmasını isteyerek, herkesi göreve davet etti" ifadelerini kullandı.

Baykal, eğitim politikalarını eleştirerek, Milli Eğitim Bakanı Çelik'e, "Senin bulunduğun Bakanlığın adının önünde milli yazıyor. Ulusalcı değilsin, milli değilsin. Sen nesin? Müsteşarı 'ümmetçiyim' dedi. Başbakan'ın kafası karışık, müsteşar ümmetçiyim diye ilan ediyor. 'Cumhuriyet'i, laikliği dini temellerde yeniden şekillendirmek gerekir' diyor. Böyle bir manzara var" eleştirisinde bulundu.

Reklam
Reklam

Baykal, Samsun'da miting yaparken atkı ve yağmurluk dağıtarak insanların meydana toplandığını hatırlatarak, öğretmenlerin kendi cebinden para vererek Ankara'da yürüyüşe gelmelerine karşın, yürümelerine izin verilmediğini söyledi. Başbakan'ın "Şemdinli'de tanıklık işlemez" dediğini hatırlatan Baykal, "Her karış toprağımızda her insanımızın düşüncelerini ortaya koyma güvencesi varken, Başbakan bunu söylüyor. Orada devletin dışında başka otorite varsa, sen bunu marifet diye ne hakla söylüyorsun? Türkiye'yi bunların elinden kazasız belasız almak zorundayız. Bunu hep birlikte başaracağız" değerlendirmesini yaptı.