ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal, Erdoğan’la demokratik açılıma ilişkin görüşmeleri hakkında, “Başbakanın kapalılık tercihini haklı göstermek için şimdi yolun yarısında görüşmenin içeriğini değişik sunmaya kalkmanın inandırıcı bir tarafı yok. Başbakan Devlet sırrı verecekse o ayrı” dedi. Baykal, “Bu koşullarda görüşme olmayacak mı? sorusu üzerine ise şunları dedi:
“Biz görüşmeye hazırız. Biz şeffaf görüşmeye hazırız. Başbakan eğer politikasını bizimle müzakere etmeyi, halkın öğrenebileceği; ‘şimdidir’ demiyorum, günü geldiğinde öğrenebileceği şartlar içinde bizimle bu konuyu görüşmeye hazır ise bunu her an gerçekleştirebiliriz. ‘Hayır, ben senle konuşacağım, sonra konuşmamızı ben uygun gördüğüm gibi anlatacağım, sen uygun gördüğün gibi anlat’, bu konuda bir muğlaklık kalsın, bunu kabul etmemiz mümkün değil.”
Baykal, eğer bir görüşmenin kayda alınması gerekiyorsa teknolojinin en olanak sağladığı, en uygun biçimde bunu yapmanın gerektiğini söyleyerek, “Bunun en uygun, en doğru biçimi budur. Yani günümüzde, mahkemedeki, emniyetteki sorgulamalarda da dahi bunun kullanıldığını görüyoruz. TBMM’de kayıt işlemi televizyonla yapılıyor. Günümüzde artık televizyon var, bilmem teyp kaydının öyle söylediydi, söylemediydi, kesildi, montaj yapıldı iddialarına müsait değil. Televizyonda her şeyi görüyorsunuz. Kayda alınmasını istiyorsanız bunun yolu budur” dedi.
-“BAŞBAKANIN ‘İŞİNİ SİSLİ, DUMANLI GÖTÜRME TERCİHİNE’ KATKI VERMEYİZ”-
“Biz geleceği umudu içinde Başbakanın hazırlığımızı yaptık” diyen Baykal şöyle devam etti:
“Üç tane robot kamera, bu görüşmeyi çekecek ve konuşma salonunda Başbakanla ben sadece bulunacağım. Üzerinde mutabık kalacağımız güvenilir bir yönetmen bunu dışarıdan izleyecek ve ortada iki tane kaset çıkacak. Onlardan birini Başbakana verecek, birisini bize verecek ve bu şekilde bu görüşmeyi gerçekleştireceğiz diye umut etmiştim. Ama Başbakanın bu konuşmayı şeffaf şartlarda, kamuoyunun öğrenebileceği şekilde; günü geldiğinde öğrenebileceği şekilde, gerçekleştirmeye hazır olmadığı anlaşılıyor. O işini sisli, dumanlı, kapalı kapılar ardında götürme tercihi içinde bunu bizim katkı vermemiz mümkün değil.” (ANKA)