Ankara (AA)- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, artık fütursuzluğu, pişkinliği ve patavatsızlığı ölçü tanımaz hale getirdiğini" öne sürerek, "Pişkindir, fütursuzdur ve patavatsızdır" dedi.
Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında, ekonomideki gelişmelere değindi. Baykal, büyümenin, hızlı bir şeklide düşmeye başladığını, tarımdaki gerilemenin yüzde 7 olduğunu vurguladı. Türkiye'nin, tarıma, toprağa, üretime sırtını döndüğünü savunan Baykal, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) kuşa çevrildiğini, ajanslarının, depolarının,
ofislerinin kapatıldığını, toprağın da intikamını almaya başladığını ileri sürdü. "Üretimi düşüreceksiniz, ondan sonra fiyatlar yükselince, o spekülasyon, bu spekülasyon diye nutuk atacaksınız" diyen Baykal, şunları kaydetti:
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, spekülatörlerden şikayet ediyor. Spekülatörler senin etrafında, çevrende, kendi adamların, kendi partililerin. TMO'nun kime ne verdiği ortada, ürün marketlerde kaça satılıyor ortada. Sen spekülatörleri halan arayıp, bulamadın mı? Her şey ayan beyan ortada. Spekülatör diye konuşuyor. Spekülatörleri himaye eden sensin, senin izlediğin politika bu noktaya getirdi. Namerde muhtaç, dışarıdan yiyeceğini tedarik eden ülke haline geldik."
Bakanlar Kurulunun dün yapılan toplantısında 1 Mayısın "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanmasına ilişkin çıkan kararı da değerlendiren Baykal, bu sonucun, "Tam bir hayal kırıklığı ve aldatmaca" olduğunu belirtti. Baykal, bu kararın, yeni bir anlayış talep eden sendikalara büyük haksızlık ve saygısızlık olduğunu ifade ederek, "Emek, işçi, sendika, çalışan, barış, tatil, resmi bir kutlama programı yok" dedi. Hükümetin, özelleştirme politikalarını eleştiren Baykal, 2 kamu bankası ile Katar'dan, özel siyasi ilişkiler sonucunda sağlanan kredilerle, bu televizyon ve gazete satışının gerçekleştirildiğinin ortaya çıkmasının, neyi ifade edeceğini sorarak, "Şimdi gücümüz yetiyor, sözümüz geçiyor, bir dediğimizi ikiletmiyoruz. O nedenle 'çeşme akarken, kovamızı dolduralım' anlayışıyla kimsenin bir yere varması mümkün değildir. El elden üstündür. Merak etme, günün birinde hak, adalet yerine bulur. Hukuk işler ve herkes hesabını verir" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesini baskı altına almak için bütün AK Parti'lerin seferber olduğunu öne süren Baykal, bunun en acı örneğinin AKPM'de yaşandığını ileri sürdü.
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın laiklikle ilgili açıklamalarının çelişkili olduğunu savunarak, şöyle konuştu:
"Diyor ki 'Baykal, sabah böyle, akşam böyle söylüyor.' Sayın Başbakan, gerçekten artık fütursuzluğu, pişkinliği ve patavatsızlığı ölçü tanımaz hale getirmiştir. Pişkindir, fütursuzdur ve patavatsızdır. Başbakan, bazen yüz kızarmasından falan bahsediyor CHP'den bahsederken. İnsanın bunu söylemek için gerçekten ar damarının çatlamış olması lazım. Evrakta sahtekarlıktan suçlanan, kalpazanlıktan suçlanan bir siyasetçi, dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmış olan bir siyasetçi, 'dokunulmazlığı kaldıracağım' diye söz verdiği halde 5 yıl geçmiş hala bunun gereğini yerine getirmeyen bir siyasetçi, özü sözü bir, ahlaklı, dürüst, namuslu CHP'lilerin yüzünün kızarmasından bahsediyor. Utan, utan... Bu dönemi yaşayacağız ama bu böyle gitmeyecek, gitmez, gidemez."
Baykal, bu dönemin geçeceğini, Başbakan Erdoğan'ın hak ettiği sonucun hep beraber görüleceğini bildirdi.