Baykal: "Ekonomide cinayetler işleniyor"

ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Ekonomik cinayetler işleniyor. Buna Türkiye'nin dikkatini çekmek istiyorum. Bu cinayetlerden birisi, hiç kuşku yok tarımda işlenmektedir. Tarımın her alanında, 'cinayet' diye nitelendirilebilecek büyük olumsuzlukları yaşıyoruz" dedi.

CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan Baykal, "Hayat akıyor. İnsanlar, karşı karşıya bulundukları sorunlarla mücadele ediyorlar. Böyle bir ortamda maruz kaldığımız sorunlarla ilgili bakış açılarımızı birbirimize aktarmamız lazım. Bu konuda Türkiye'yi yönetenlerin dikkatini çekmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

"Ekonomik cinayetler işleniyor" diyen Baykal, "Buna Türkiye'nin dikkatini çekmek istiyorum. Bu cinayetlerden birisi hiç kuşku yok tarımda işlenmektedir. Tarımın her alanında 'cinayet' diye nitelendirilebilecek büyük olumsuzlukları yaşıyoruz. Bunlardan bir tanesi büyük önem kazanmıştır, aciliyet kazanmıştır. Bu aciliyet kazanan bu temel konuların başında gelen tarımdaki büyük bunalıma hepinizin ilgisini dikkatini rica ediyorum. Bu konu, Türkiye'nin uzun süreden biri yaşadığı tarımdaki yanlış

politikaların bizi getirdiği son noktada ortaya çıkan konudur. Narenciyeyle ilgili sorun ölüm kalım meselesine gelmiştir" açıklamasında bulundu.

Türkiye'nin tarım ülkesi olduğunu belirten CHP Lideri, "Türkiye'de yaş sebze-meyve üretiminden pamuk pancar üretimine kadar başka ülkelerde olmayan pek çok konunun fındık-çay başta olmak üzere, verimli bir şekilde işlenebileceği tarımsal potansiyele sahiptir. Narenciyede bir felakete gidilmektedir. Narenciyede bıçak kemiğe dayanmıştır. Diğer konularda yaptığı gibi bu konuda da milletvekili arkadaşlarımız, Samandağı Hatay'a kadar bütün narenciye alanlarını incelediler. Bir büyük krize doğru Türkiye gidiyor. Bu krizin sosyal boyutu vardır, ekonomik boyutu vardır. Türkiye kendisine güç katan bir alandaki iddiasını yitiriyor. Narenciye bahçeleri kesilecektir. Oralarda ortaya çıkacak olan kaybı telafi edecek başka bir tarımsal alternatif yoktur. Türkiye göz göre göre çok önemli bir alanı gözden çıkaracaktır. Bunun altında da iktidarın anlayışı yatmaktadır. 2003 yılına kadar narenciyeye verilen destek arttırılacağına azaltılmıştır. Narenciyeye geçmişte verilmiş olan primin verilmesi derhal eski düzene ulaştırılması gerekir. Yoksa çok büyük sıkıntılarla karşılaşacağız" dedi.

Reklam
Reklam

Narenciye bölgelerinde ürünün ağaçta olduğunu, milletin ağaçlarını kesmediğini ve "Şartlar değişsin öyle keselim" diye beklediğini belirten Baykal, şöyle konuştu:
"Alıcısı olmayan ürün ağaçtan indirip paketlemenin masrafını kim üstlenecek? Zihniyeti değiştirmek lazımdır, politikanın değişmesi lazımdır. İhracat kapılarını açmak lazımdır. Türkiye'de tabii narenciye bahçelerinin çağdaşlaştırılması lazım. Fidan konusunda, Türkiye'de tarımda meyvecilik alanında, sebzecilik alanında fidan konusuna mutlaka girmeliyiz. Narenciye 'Hal Yasası' kapsamından derhal çıkarılmalıdır. Narenciye tüketimini arttıracak önlemler hızla alınmalıdır. Bu fevkalade değerli bir tüketim maddesi, ama çok alışkanlığımız yok. Bunu gerçekleştirecek yöntemleri kışlalarımızda, kamuda devlet okullarında bunun önlemlerini almalıyız. Sanayi ürünü haline dönüştürülmesini yapmalıyız. Tarımla mücadele bakımından narenciyede ciddi zafiyetler ortaya çıkmıştır. Rusya ile ortaya çıkan kriz. Bütün bunları dikkate alan bir anlayışa ihtiyaç var. Tarım Bakanlığı niçin var? Herkes seyrediyor. Birilerinin tehditleri doğrulusunda 'kaldırın primleri' deniliyor. Türkiye'de bir sektör batıyor. Bir teslimiyet var. Çiftçi umutsuzluğa sürüklenmiş. Acıklı bir manzaradır. Umarım bu çiftçinin ferdayı Türkiye'de işlenen bu cinayeti gösterir."

Reklam
Reklam

Bir başka cinayetin tütünde yaşandığını ve hükümetin "imha" politikası güttüğünü söyleyen Baykal, ölüm sıradanlaştığı için ve olayı daha iyi anlatabilmek, dikkat çekebilmek için "cinayet" sözcüğünü kullandığını kaydetti. Baykal, "Ama taammüden cinayet işleniyor. Gelinen en son aşamadaki olay, Malatya ve Adana'daki TEKEL fabrikalarının kapatılmasıdır" değerlendirmesini yaptı.