Baykal: Hayır Çıkarsa 23 Nisan'ı Öyle Kutlayacağız Ki

Utku BOLULU/İZMİR, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan'da yapılacak Anayasa değişikliği referandumuna yönelik CHP İzmir İl Başkanlığı'nın düzenlediği 'Hayır'

Utku BOLULU/İZMİR, CHP Antalya milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan'da yapılacak Anayasa değişikliği referandumuna yönelik CHP İzmir İl Başkanlığı'nın düzenlediği 'Hayır' toplantısında İzmirlilerle buluştu. Baykal'ı dinlemeye gelenler, Kültürpark İsmet İnönü Kültür Merkezi'ne sığmadı. Çok sayıda insan dışarda kaldı. Toplantıya CHP'nin mevcut ve eski milletvekilleri, CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ilçe belediye başkanları, parti yöneticileri başta olmak üzere çok sayıda İzmirli katıldı.
Deniz Baykal'ın konuşmasından önce Çanakkale Zaferi'yle ilgili belgesel gösterildi. Çanakale Şehitleri, Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı şehitleri için saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı hep bir ağızdan söylendi. Deniz Baykal, konuşmasına 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin dünya siyasetinin şekillenmesine yol açtığını söyleyerek başladı. Çanakkale savaşındaki iki önemli nokta olduğunu, birinin komutanlık dehası, ikincisinin ise vatan savunmasında milletin sergileyebilecekleri fedakarlık olduğunu belirten Baykal, "Türkiye'de hala Çanakkale zaferiyle ilgili tereddüt yaratma siyasi anlayışı var. Nerdeyse Çanakkale Zaferi'nde Mustafa Kemal'in hiçbir ilişkisi olmadığını söylemek istiyorlar. Çanakkale savaşanın kahramanını gidin Churcill'e sorun. Kendileri için en büyük talihsizliğin karşılarına Mustafa Kemal gibi bir komutan çıkması olduğunu söylemişti" dedi.
"BU PARTİ DEĞİL VATAN TOPLANTISI"
Deniz Baykal, Türkiye'nin önündeki tuzakları, yönelecek tehditleri konuşmak üzere toplandıklarını belirterek bunun bir siyasi parti çalışması olmadığını söyledi. Salonda parti bayrağı değil Türk bayraklarının olduğuna dikkat çeken Baykal, "Bugün niye parti bayrağı yok? Bir büyük sorumluluk duygusu, derin bir anlayış dolayısıyla olmuyor. Buraya gelen herkes biliyor ki bu toplantı bir siyasi parti toplantı değil. Particilik, partizanlık yapma peşinde değiliz. Bu bir vatan toplantısı. Türkiye toplantısı. Türkiye için buradayız" diye konuştu.
"TÜRK BAYRAĞI ALTINDA TOPLANMA GÜNÜ"
Kendisinin bir CHP temsilcisi olarak değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak konuştuğunu belirten Baykal, Türkiye'yi yaşamış, geçmişini bilen, geleceğini düşünen sade bir Türkiye Cumhuriyeti evladı olarak toplantıda bulunduğunu söyledi. Baykal "Salonda Demokrat Parti, ANAP eski yöneticileri bulunduğunu öğrendim. MHP, Saadet Partililer, AK Partililerin de aramızda olduklarına inanıyorum. Türk bayrağı altında toplanma günü bugündür. Bu büyük çağrıyı sezen, koşup Türk bayrağı altında bir araya gelen tüm kardeşlerimi saygıyla selamlıyorum" dedi.
"MİLLETİN EGEMENLİĞİ MECLİS'İN ÜSTÜNLÜĞÜ SİYASİ KUTSALIMIZDIR"
Baykal, milletin bir karar alacağını belirterek, "Millet karar alacak. Türkiye Cumhuriyeti temellerinin sadece Anayasa'da, kanunda değil 80 milyon insanın yüreğinde yazılı olduğunu 16 Nisan'da ortaya koyacak" dedi. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sürecindeki sözleriyle konuşmasını sürdüren Deniz Baykal, Türkiye'nin bugüne kadar yaptığı Anayasalar ve son 1982 Anayasası'ndaki 17 değişiklikte de milletin egemenliği ve millet adına davranan meclisin üstünlüğünün temel alındığını söyledi. Baykal, "Bizim siyasi kutsalımız milletin egemenliği, meclisin üstünlüğüdür. Bugüne kadar yapılan anayasalarda buna saygı gösterildi. Anayasa değişikliklerinde bugüne kadar milleti yormadık. Milleti tartışmaya yönlendiren durum yaşatılmadı" diye konuştu.
"MİLLETİN YARISINDAN FAZLASI TERÖRİST Mİ?"
Deniz Baykal, 'evet' kampanyasında sağa sola sürekli suçlama yapıldığını söyledi, şöyle devam etti:
"En fazla direksiyonda çift şoför olmaz diyorlar. Çift pilot oluyor ya! 80 milyonluk Türkiye'ye tek pilota emanet etmeye nasıl izin verirsiniz? Devlet arabası yola çıkıyor ama stepnesi de freni de yok. Köprüler yapıyorlar. Hayırlı olsun. Ama köprü yapıyorsun diye millet egemenliğini sana teslim etmem. Bunlar teröristlerle beraber diyorlar. Milletin yarısından fazlası hayır oyu verecek. Milletin yarısından fazlası terörist mi? Evet oyu verecek bir adam, kayınbiraderinin hayır oyu kullanacağı için terörist mi olacağını soruyor? Evet diyecek insan da bu yaklaşımdan rahatsız. Yakışmadığını düşünüyor."
"MİLLİ DAVA ÇIKSA DA KAHRAMANLIK YAPSAK DİYE DÜŞÜNDÜLER"
Son dönemde Almanya ve Hollanda'yla yaşanan krizleri de değerlendiren Baykal şunları söyledi:
"Bir büyük mili dava ortaya çıksa da biz büyük kahramanlık yapsak da kimse anayasayı düşünmese ve 'Mühim değil bunlara Evet vereyim' diye düşünseler diye proje hazırladırlar. Reklam filmleri hazırlandı. Onun da hiçbir hukuki temeli olmadığı, makul kabul edilebilir tarafı olmadığı ortaya çıktı. Başbakan uzatmayalım üslubunda ama, Cumhurbaşkanı işi köpürttükçe köpürtmeye çalışıyor. Başbakan Hollanda Başbakanı ile yemek yiyelim, tatlıya bağlayalım diye konuşurken, Cumhurbaşkanı 'Benim onunla yemek yiyecek başbakanım yok' diyerek kıyameti kopardı. Şimdiden Başbakan'ı silmeye, yok saymaya başlamış. Boş sözlere, meydan okumaların, düşmanlık ve husumet söyleminin bedelini milletimiz ödüyor. Öncelikle Hollanda'daki 465 bin vatandaşımız. Huzur içinde yaşarken şimdi birdenbire komşusu, patronu tarafından mesafe kondu. Tehlikeli olarak görülmeye başlandılar. Milletin başını derde sokmaya hakkın var mı?"
Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlık üzerine yemin edeceğini ama aynı zamanda AKP'nin Genel Başkanı olacağını belirten Baykal, "AKP'nin çıkarı ile tarafsız Cumhurbaşkanı'nın çıkarı birbiriyle çelişince ne olacak? Bu şuna benziyor: Bir maçta sahaya çıkan hakem aynı zamanda o iki takımdan birisini başkanı olur mu? Öyle şey olur mu" dedi.
"EVET ÇIKARSA MEMLEKET ALLAK BULLAK OLUR"
Baykal, referandumdan 'Evet' çıkması durumunda memleketin allak bullak olacağını söyledi. Evet'in siyasi depreme çağrı çıkarmak olduğunu belirten Baykal, "Evet çıkarsa memur arkadaşlara sözleşmeli personel olacaklarını söyleyecekler. İşçilerin kıdem tazminatları fonu bir sabah Varlık Fonu'na kararnameyle devredilebilinecek. Evet'in sonucu ekonomik depremdir. Evet çıkarsa Türkiye'de parası pulu olan yurt dışına çıkaracak. Burada başıma ne geleceği belli olmaz diyecekler. Yüzlerce firma kayyuma alındı. Onbinlerce işçi kayyum yönetim altında. Evet çıktığı anda ekonomik güvence kaybolacak. Şimdiden bölünmeye başlanan Türkiye bölünecek. Evet karanlık, belirsiz, meçhul, tereddüt, şüphe ve tedirginliğin yükseldiği ortam yaratacak. Hayır ise berrak, net, hiçbir tereddüt yok. Cumhurbaşkanı yine Cumhurbaşkanı, Başbakan Başbakan olarak Bakanlar Kurulu Bakanlar Kurulu olarak devam edecek. Meclis devam edecek, kanun, hukuk devam edecek. Diyorlar ki 'hayır' çıkarsa Cumhurbaşkanı'nı istifaya davet edecek misiniz? Öyle bir çağrı yapmayacağız. Aksine seçime kadar ayasayaya, hukuka uygun olarak bir cumhurbaşkanlığı yap diyeceğiz" diye konuştu.
"HAYIR ÇIKARSA 23 NİSAN'I ÖYLE KUTLAYACAĞIZ Kİ"
Baykal şöyle devam etti.
"Hayır çıkarsa 16 Nisan'dan bir hafta sonra öyle bir 23 Nisan kutlaması yapacağız ki, sanki 2017 23 Nisanı'nda değil de, 1920 23 Nisan'ı gibi olacak. Meclis'i sanki yeni açıyormuşuz gibi yaşacağız. Sadece 'Hayır' oyu verenler değil 'Evet' diyenlerin de ellerini tutarak bu devleti yeniden kuruyor gibi duygulanacağız. Sanki 29 Ekim 1923'deymişiz gibi de hissedeceğiz. Cumhuriyeti kurmuşuz gibi hissedeceğiz. 9 Eylül 1922 sabahı İzmir'de Vilayet konağını Türk bayrağını diken birlikleri gibi duygulanarak, sanki İzmir ve Türkiye'yi yeniden kurtarmışız gibi hissedeceğiz."
DEVLET, BÜROKRASİ 'EVET' MİLLET 'HAYIR' DİYOR
Baykal, kendilerinin 'Hayır' dediğini belirterek "Kim 'evet' diyor? Rektör, savcı, kaymakam, Cumhurbaşkanı, Başbakan 'evet' diyor. Devlet büyükleri, devlet 'evet' diyor. Biz millet olarak 'hayır' diyoruz. Bürokrasi 'evet' diyor. Halk 'hayır' diyor. Millet devlete mi teslim olacak, yoksa devlet millete mi teslim olacak. Devlet milletin devleti olacak. Milletin tümünün egemenliği ortaya çıkacak" dedi.
BU SİSTEMİN BENZERİ YOK
Referanduma taşınan anayasa değişikliğinin içeriğini incelediklerinde dünyanın 200 ülkesinin hiçbirisinde olmayan bir başkanlık sistemiyle karşılaştıklarını belirten Baykal, "Anayasa kitaplarında yok. Yani kitapta yeri yok bu anayasanın. Başkanlık sistemi ABD'de uygulanıyor. Ama getirilmek istenen sistemin onunla ilgisi yok. Başkanlık sistemini bazı az gelişmiş ülkeler de uyguluyor, dikta rejimlerine sürükleniyorlar. Dünyada benzeri yok, bizim tarihimizde de yeri yok. Bizim tarihimizde şura, meşveret, istişare ve yüzyıldır da Meclis var. Yok bizim tarihimizde yeri yok. Bizim tarihimizde şura, istişare, yüzyıldan beri de Meclis var. Bu getirmek istenen sistemde Başkan'ın karar alırken birinden fikir almaya, aldığı kararı bildirme zorunluluğu yok. Bakan atayacak ama Meclis'in haberi olmayacak. Yardımcısından haberimiz olmayacak. Sınırsız başkan yardımcısı atayabilecek. Keyfine göre sayısını belirleyecek" dedi.
TÜRKİYE'NİN KÜME DÜŞMESİ ANLAMINA GELEN ANAYASA
Anayasa değişikliğine göre Meclis'in kanun çıkama yetkisin Cumhurbaşkanı'nın bizzat kendisinin kararnameyle aynı nitelikte kullanacağını belirten Baykal, "Tüm bakanlıkları feshedebilecek. Yeni bakanlık kurabilecek. Milletin cebinden çıkan paranın, bütçenin nereye harcanacağına Meclis değil Cumhurbaşkanı karar verecek. Olur mu böyle şey? Milletin parası, millete sor bakalım. İstişare et? Bu Türkiye'nin küme düşmesi anlamına gelen anayasadır. Anayasa sadece hukuki metin değil medeniyet tercihidir. İlk kez dünyada varolan medeniyetin altında, dünya liginde değil bölge liginde oynamayı kendi irademizle kararlaştırıyoruz. Türkiye buna müstahak diyoruz. Hayır! Türkiye buna müstehak değil. En iyi Anayasa'ya layıktır" diye konuştu.
"SEN KİM OLUYORSUN?"
Cumhurbaşkanı hiçbir siyasi organ tarafından denetlenemeyeceği, Başbakan'ın olmadığı bir sistemin öngörüldüğünü belirten Baykal "Bir kişinin yöneteceği, ben yöneteyim anlayışı var. 80 milyonluk Türkiye. Cumhuriyeti kuran, 100 yıl yaşatan bu insanlara 'ver yetkileri seni ben yöneteceğim' diyor. Sen kim oluyorsun? Sen yönetme yetkisi istiyorsun milleten ama bu yetkiyi hiçbir Allah'ın kuluna vermeyi kabul edemeyiz. Hiçbirimiz kendimiz için, kendi siyasi liderimiz için istemeyiz. Doğrusu milletin kendisinin söz sahibi olmasıdır. Bu yetkileri hiçbir Allah'ın kuluna vermeyi içimize sindirmemiz mümkün değildir" dedi.
Cumhurbaşkanı'nın denetlenmeyeceğini belirten Baykal, suç varsa mahkemeye gönderilebileceğini söylendiğine dikkat çekerek bunun olması için Meclis'teki 500 milletvekilinden 400'nün oyuna ihtiyaç olduğunu söyledi. Baykal, "Cumhurbaşkanı'nın iktidar partisi genel başkanı olduğu meclis bunu yapacak. Dünyanın hiçbir yerinde yok. Milletvekili Cumhurbaşkanı'nın memuru haline gelmiyor mu? Meclis'teki 300 vekili sen belirlemişsin. Geri kalan 300 üyeden 400 kişiyi nasıl bulacağım. 400'ü bulursak mahkemeye vereceğim. Hangi Mahkemeye? Toplam 15 üyesinin 12'sini kendisinin üye yaptığı, üçünü ise genel başkan sıfatıyla denetlediği Meclis'in seçtiği Mahkeme yargılayacak" dedi.
PKK'ya yönelik olarak açılım sürecini eleştiren Baykal, FETÖ'yle ilgili ise "Yıllardır birlikte yürüdüler. Baktılar olmadı. Şimdi herkesi FETÖ'cü ilan ediyorlar. Dershaneye çocuğunu gönderenin, bankaya para yatıranın hesap vereceğini söylüyorlar. Bunları oraya monte eden sen niye hesap vermiyorsun? 13 bin kadar hakim var. 4 bin 188'inin işine son verildi. Nasıl oluyor da yargı sistemi bu boyutta bir yanlışa emanet edilebilir. Kim yaptı bunu böyle? Bu soru sorulmalı. İşten atıyorsun da hepsinde de haklımısın? İçlerinde haksızlık yanlışlık yaptıkların yok mu" dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: