CHP Lideri Deniz Baykal, AKP-MHP ittifakının türbanla ilgili düzenlemesine yönelik eleştirilerini partisinin grup toplantısından dile getirdi ve "Hedef, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve laikliktir" dedi. İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları:
- Sanmayın konu sadece basit bir kılık kıyafet bir konusudur. Bunu çok aşan bunun ötesinde sonuçlar doğuran yeni süreçler işletilmeye başlanmıştır.
- Hiç kimsenin itiraz edemeyeceği durumlar gerekçe olarak kullanılmakta. Toplumun değerler sistemi bir fırsat olarak kullanılıyor. Çoğu zaman masum talepler, haklı şikayetler çıkış yolu yapılarak, bir süreç işletilir ki, bizi nereye götürür bunun hesabını yapmak mümkün olmaz. İşte böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.
- Bizim toplumumuzun ezici bir çoğunluğu Müslüman bir toplumdur. İslamiyet'in çıkışından bir süre sonra, İslamiyet'in yaygınlaştırıldığı bir dönemde İslamiyet'e katılmıştır. 12 Yüzyıldan beri İslamiyet'in içinde olan bir toplumuz. Türkler İslamiyet'e girdikten sonra, İslamiyet tüm dünyada kök saldı. Avrupa'ya İslamiyet'i taşıyan Türklerdir.
- 1979'da İran'da meydana gelen darbenin ardından din siyaset ilişkisi yeni bir anlayışla ele alınmaya başlanmıştır. Bu devrimin ardından Bu uluslar arası gelişmelerle de desteklenerek din-siyaset ilişkisi farklı bir şekilde karşımıza çıkarılmıştır.
- Cumhuriyet rejimi Türkiye'ye özgü bir din anlayışı getirdi. Din insanların dinidir. Devletin dini olmayacak kararı alındı. Doğrudur veya yanlıştır. Dün de tartışıldı bugün de tartışılıyor. İslamiyet'in özünü etkilemedi.
-İstersek kişisel inançlarımızı ülkeye yönetimine dayatabiliriz ama etmiyoruz. Çünkü bunun sonuçlarını farklı ülkelerde gördük.
- Türkiye Cumhuriyeti'ne karakterini veren laiklik anlayışıdır. Bu devleti kuranlar bunu biliyordu.
- 1950'de demokrasiye geçerken İsmet İnönü'ye erken harekete geçiyoruz eleştirisi yöneltildi. İsmet Paşa ise "Bunu yaşayacağız ve aşacağız" dedi. Ancak iktidara gelecek partinin liderine yani Celal Bayar'a bir ricada bulundu: "Celal bey sizden tek ricam laikliğe dokunmayın."
Bayar ise "Elbette öyle olacak biz de bu anlayışla Atatürk'ün yanında yetiştik" cevabını verdi.
Bu süreçte kimsenin böyle bir çabası olmadı. Ne Demirel ne de Özal böyle bir çabanın içine girmedi.
Ta ki bu iktidara kadar. Daha iktidara gelmeden laiklikle ilgili görüşlerini dile getirdiler. İktidara geldikten sonra biraz daha dikkatli ama aynı amaca ve açılıma yöneldiklerini dile getirdiler.
Şimdi bu iktidar için neden takiyye kavramının neden kullanıldığını herkes anladı.
- Başörtüsünün arkasına saklanarak türban siyasallaştırılıyor.
- Türban meselesi Türkiye dışından teşvik edilen bir şey. Bu dayatmaya Türkiye'nin Anayasası'nın kapıları açılıyor.
- Bu süreç nasıl kontrol edilecek bilinmiyor. Türban düzenlemesi önemli siyasi gelişmelere yol açacak.
- Abbasi ve Vahabi anlayışın Anadolu'ya dayattığı bir üniformadır. Kuran'ın İslamiyeti değildir. Başka bir şeydir. Din için değil siyaset için geliyor.