Baykal, hükümeti topa tuttu

SAMSUN (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, AK Parti'nin dış politika konusunda kulağını çekme takdirini seçmene bıraktığını, iktidarın uyarıya, derse ihtiyacı olduğunu ifade ederek, "Ayak üstü bin türlü gevezelik yapan bir Maliye Bakanı ile halkın acısını kapatma olanağı yoktur" dedi.

Samsun Büyükşehir, ilçe ve belde belediye başkan adaylarını tanıtım töreninde konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümeti, özellikle de Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ı sert bir dille eleştirdi. Baykal, "Türkiye'nin sıkıntılarını nasıl hafifletiyor sunuz? Türkiye'nin bugün 195 milyar dolar iç borcu oldu. Bugünkü iktidar döneminde buna 55 milyar dolar eklendi. Yani bunları söylemesek, millet iktidar borç ödüyor zannedecek. Bu 1.5 yıllık dönemde Türkiye'nin iç borçları azalmamıştır. Türkiye'nin borcu artıyor. Yatırım yok, işsizlik var, borç artıyor. Halk rahat yaşıyor mu? Hayır. Zam üstün zam, vergi üstüne vergi. Cumhuriyet döneminin halkı en çok kıskaç içine aldığı maliye dönemini yaşıyoruz. Maliye'nin uygulaması Cumhuriyet tarihinin en acı veren uygulamasıdır. Çift vergi uygulanmaktadır. Geçmiş vergi ödemeleriyle vatandaşlar geçmişe yönelik baskı altına alınmaktadır. Vergi oranları, dolaylı vergi oranları arttırılmaktadır. Halkın acısı artmıştır. Şimdi ayak üstüne bin türlü uygun bir kelime bulmaya çalışıyorum. En iyisi gevezelik yapan diyeyim de başımız mahkemeyle belaya girmesin. Ama eminim siz ne söylemek istediğimi çok iyi

Reklam
Reklam

biliyorsunuz. Ayak üstünde bin türlü gevezelik yapan bir Maliye Bakanı'yla halkın acısını kapatmak olanağı yoktur" diye konuştu. Baykal, şöyle devam etti:

"Türkiye'de öyle bir yönetim var ki, halk bu sıkıntıları yaşarken ilk çıkardıkları kanun kendilerine yönelik af kanunu oldu. Neden? Efendim, esnaf bakkal, işadamı ekonomik çöküntü içinde, vergisini ödeyememiş, onun affı değil. Hayali fatura organize etme ceza kanununun suçunun affı. Yani hayali fatura basıyor. O faturayı organize ediyor. Naylon fatura üretmekten ceza kanununa göre suçlu olmayı ortadan kaldıran kanununu çıkarıyorlar. Bu kanundan ilk yararlanan da Maliye Bakanı. Yani Maliye Bakanı naylon fatura sanığı olan bir ülkede işlerin iyi olacağını umut etmenin imkanı var mı? Sonra ne şikayet ediyorsunuz mısır ithalatını? Niye şikayet ediyorsun. Kendi suçunu ortadan kaldırmak için af kanunu çıkaran bir iktidar oğlunun mısır ithalatı ucuza yapılsın diye gümrük vergisini indirir, sonra arttırma uygulamasına geçiyorsa bunda şaşılacak bir şey var mı? Ama böyle bir maliye olabilir mi Allah aşkına? 4 bin ton mısır ithal etmiş. 4 bin ton mısırı niçin ithal ettin. 'Tavuklarım için ithal ettim' diyor. 4 bin ton 400 tane 10 ton demektir. 10 tonluk bir kamyona yükleseniz mısırı 400 kamyona koyacaksınız. 400 kamyonun getirildiği mısır tavuklara verildi diye haksız kazanç olmaktan çıkıyor mu? Sen ister tavuğa ver ister kendin ye, ortada haksız kazanç var. O haksız kazancı sen alıyorsun. Sen. Şahsen senin oğlun. Sen indirip çıkarmışsın gümrük vergisini. Ondan sonra gelen mısırların hepsi yüzde 70 fazla vergiyle girdi ülkeye. İster sen ye ister tavuklarına yedir, ben haksız kazancın hesabını soruyorum size".

Reklam
Reklam

Yolsuzlukla mücadele ve dokunulmazlık konularına da değinen CHP lideri Baykal, "Bu iktidar 'yolsuzluklarla mücadele ediyoruz' diyor. Sizin hakkınızda 140 dosya var. Ne olacak o dosyalar. O dosyaların görevini yapıyor musun, dokunulmazlıkları kaldırıyor musun? Anayasa'dan dokunulmazlığı çıkaralım diye TV'den benim yanıbaşımdan dokunulmazlıkları kaldıralım diye söz verdin. Ne oldu unuttun mu? Dünyanın hiçbir demoktratik devletinde Türkiye'deki gibi bir dokunulmazlık verilmemiştir dedik, kaldıracağım dedin, kaldırmadın. Hadi kaldır da görelim. Şimdi seçime giderken bunları unutacak mısınız?" diye eleştiride bulundu. Dış politika konusunda eleştirilerde bulunan Baykal, şunları söyledi:

"İKTİDARIN UYARIYA, DERSE İHTİYACI VAR"

"Bu iktidarın uyarıya, bir derse ihtiyacı var. Dış gelişmeler Türkiye'yi ciddi şekilde etkilemeye devam ediyor. Irak'ta Türkiye'yi çok büyük bir tehlikenin kapısından döndürdük. Tezkere TBMM'den geçmiş olsaydı bugün Güneydoğu Anadolu 65 bin yabancı askerin karargahı haline gelmişti. Biz engelledik. Şimdi Kıbrıs sorunu var. Ta başından beri hükümeti ve Türkiye'yi ilgili herkesi uyardık. Konu sıkıntılı bir noktaya gidiyor. Başbakan bir süre önce İsviçre'de Davos'ta arkasından Amerika Washington'da Başkan Bush'a çok önemli taahhütlerde bulundu. Bu taahhütler Türkiye'nin bu konudaki ulusal politikasının ötesindedir. Şimdi o taahhütler doğrultusunda bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma Lefkoşa'da sürdürülüyor. Ayın 22'sine kadar Kıbrıs'ta iki toplumun liderleri kendi aralarında görüşecek. Ondan sonra bir hafta Yunanistan ve Türkiye'nin müdahalesiyle 4'lü görüşme yapılacak. Oradan da bir anlaşma çıkmazsa BM Genel Sekreteri'ne denilecek ki ' Sen nasıl istersen öyle söyle, başımızla beraber uygulayacağız' denilecek. BM'nin ne söylediği ortada. Planı var. Annan Planı diye. Bu planın özü şu; Güney'de şu anda yaşamakta olan Rumlar'dan 80 bini Güney'den çıkacak Kuzey'de yaşamakta olan Türkler'in arasına yerleşecek. Böylece Güney bir Rum toplumu olarak kalmaya devam edecek, Kuzey Türk-Rum toplumu haline dönüşerek iki milletli toplum olacak. Sonra buradan başlayarak yola çıkacağız. Toprak verilecek. Verilecek toprakların üzerinde 60 bin Türk yaşıyor, bunlar yer değiştirecek. KKTC'nin zaten 200 bin nüfusu var. 200 bin nüfusun içine 80 bin kişiyi yerleştirmek yüzde 40 dışardan yabancı unsur getirmektir. Bu toplumun dengesini bozmak demektir. 60 bin kişiyi de yerinden edeceksiniz. Bu gidişin sonu iyi değildir".

Reklam
Reklam

"İKTİDARIN KULAĞINI ÇEKMENİN TAKDİRİNİ SEÇMENE BIRAKIYORUM"

Yunan eski muhalefet lideri Miçotakis'in "Bu plan uygulanırsa 20 yıl sonra Kıbrıs Rum adası olur" sözünü hatırlatan CHP Lideri Deniz Baykal, "Bunu ben söylemedim, Yunanlı söyledi. Şimdi Başbakan'ın kabul ettiği çalışmalar bu oluşumun bir parçası olarak yürüyor. Sıkıntılar ortaya çıkmaya başlıyor. CHP olarak buna karşıyız diye türlü engelle karşılaşıyoruz. Burada uzatmayın bu işi kapatın verilim Kıbrıs'ı diye düşünen içeridekiler ve bunları destekleyen dışarıdakiler, tümü CHP'ye çullanıyorlar. Çünkü CHP engellere rağmen gerçeği dile getiriyor. Kıbrıs konusu tehlikeli istikamette ve sürüklenmektedir. Kıbrıs, Türkiye'nin geleceği için çok önemlidir. Kıbrıs konusunda tarihi görevimizi yapıyoruz. Türkiye 80 yıldır uyguladığı dış politikayı kırılma noktasına getirmiştir ve şimdi dışarıya teslim olmuştur. Bunları hatırlatmak, Mustafa Kemal'in, Atatürk'ün yerinde oturan kişi olarak anlatmak boynumun borcudur. AKP'nin dış politika konusunda kulağını çekmenin, dur demenin taktirini bütün partilere oy verenlerin taktirine bırakıyorum" dedi.

Reklam
Reklam

AK Parti'nin seçim bürolarını da eleştiren Baykal, "Mali, siyasi güçler yerel iktidarı ellerine geçirerek etkinliklerini arttırmak isteğindeler ise buna teslim olacak bir yönetim ortadaysa bu konu olağanüstü önemlidir. Bugün gelinen aşamada hiç kuşkusuz inanıyorum ki, öyle bir belediye kurmalıyız ki, ilk niteliği dürüstlüğü olmalıdır. Muhteşem seçim büroları kurmuşlar, paraya acımamışlar ama içi boş. Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muzaafer Önder'e sordum, o sandalye, biri masa, biri de büro tuttu. Başına da bir arkadaşımızı koyduk, çalışıyorlar. Önder'in Samsun'da dürüst belediyeyi kuracağından kuşku duyan Samsunlu olabileceğine inanmıyorum" diye konuştu. Baykal, adaylarının tanıtımını yapmasının ardından karayolu ile Sinop'a hareket etti.