Baykal: "Maalesef emniyete güvenmiyoruz"

ANKARA (ANKA) – CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Genel Merkezi'nde bulunan dinleme cihazına ilişkin geniş çaplı araştırma yaptıklarını, polise henüz resmi bir başvuru yapmadıklarını söyledi. Emniyet teşkilatına güvenmediğini ifade eden Baykal, "Bunu söylemekten büyük üzüntü duyuyorum ama bu bir gerçek" dedi. TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını eleştiren Baykal, "Herkes kendi ana dilinde yayın yapabilir. Buna kimse bir şey diyemez. Ama devletin parasını, devletin kaynaklarını, 70 milyonun parasını sadece bir kesim vatandaşlarımızın etnik talepleri doğrultusunda harcanması doğru değildir. Bu giderek devleti her türlü etnik kimliğin talebine karşı güç bir duruma sokar" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Baykal, CNN Türk Televizyonu'nda yayınlanan Ankara Kulisi Programı'nda Radikal Gazetesi Ankara Temsilcisi Murat Yetkin ile Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila'nın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Baykal'a, CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu'nun odasında dinleme cihazı bulunmasına ilişkin değerlendirmeleri soruldu. Bu konularda toplumsal duyarlılıkların kaybolduğunu ifade eden CHP Lideri Baykal, bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu kaydetti. Konuyu, kapsamlı bir şekilde araştırdıklarını söyleyen Baykal, "Pazartesi günü bu konuda çok ileri teknolojiye dayalı bazı araçlarla bir yeni değerlendirme yapılacak. Parti olarak yapıyoruz" dedi.

-POLİSE GÜVENMİYORUZ-
Polise henüz resmi bir başvuru yapmadıklarını hatırlatan Baykal, Emniyet teşkilatına güvenmediğini söyledi. Baykal şunları söyledi:
"Bunu söylemekten büyük üzüntü duyuyorum ama bu bir gerçek. Oraya kim koydu? Koyanlar kimin adına koydular? Ne yaptılar? Bunların aydınlatılması gerekiyor. Maalesef böyle bir güven kaybının içindeyiz. Güvenlik güçlerinin şu ana kadar bu tip konularda yeterince topluma güven vermediği açıktır. En son Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı'nın dinlenmesiyle ilgili olarak İçişleri Bakanı'nın demeci var. Sayın Cemil Çiçek'in demeci var. ‘Yok böyle bir şey' diye. Ama bir süre sonra Savcı bu konuda farklı bir değerlendirme yaptı. O savcı da 31 Aralık tarihi itibariyle tenzili rütbe ile sürüldü."
Baykal, kendilerinin "polis tarafından dinlenip dinlenmediğine" ilişkin bir soruya ise, "Bilmiyorum, bir spekülasyon yapmak istemiyorum. Bu konular ciddi sağlam araştırmalar ortaya konulmadan değerlendirilmemesi gereken konular. Üzüntü verici bir tablo. Türkiye'deki tablo bu vesile ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Biz inceleyeceğiz, inceledikten sonra elbette güvenlik güçlerine gerekli bilgiyi vereceğiz" diye yanıtladı.

Reklam
Reklam

-GÜL'E ANAYASA ELEŞTİRİSİ-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "2009 yılında mutlaka yeni bir Anayasa çıkarılmalı" değerlendirmeleri hatırlatıldı. Anayasa değişikliği için sistematik bir çaba sergilendiğini anlatan Baykal, "Bu Türkiye'yi çok büyük bir gerginliğe kaosa sürükleme dayatmasıdır. Bunun altında neyin yattığını çok iyi biliyoruz" diye konuştu. Baykal, değişiklik isteğinin altında ise "laiklik" anlayışının değiştirilme isteği ve Türkiye'nin üniter yapısının "etnik kimlikler olarak ayrıştırma" arayışının yattığını ileri sürdü. Baykal, "Anayasa'nın yeniden yazılmasına yönelik iç, dış çeşitli çevrelerden talepler var. Bu talepler gerçekleşecek olursa Türkiye çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalabilir" dedi.

-DEVLETİN İŞİ ETNİK KİMLİKLERİ TEŞVİK ETMEK DEĞİL-

Baykal, TRT'nin Kürtçe yayın yapmasını da eleştirdi. Devletin etnik kimliklere ve dini inançlar konusunda "kör" olması gerektiğini vurgulayan Baykal, şunları söyledi:
"Devletin bir kurumunun bir etnik çabaya destek olur konumda ortaya çıkması çok yanlış olmuştur. Bizim devlet olarak temel anlayışımıza terstir. Herkes kendi ana dilinde yayın yapabilir. Bu herkesin temel hakkıdır. Yalnız yapabilir, birlikte yapabilir. Türkiye'de bir RTÜK düzeni vardır. RTÜK düzeni içinde nasıl özel televizyonlar varsa Kürtçe yayın yapmayı uygun gören bir televizyon çıkar. Buna kimse bir şey diyemez. Ama devletin parasını, devletin kaynaklarını, 70 milyonun parasını sadece bir kesim vatandaşlarımızın etnik talepleri doğrultusunda harcanması doğru değildir. Bu giderek devleti her türlü etnik kimliğin talebine karşı güç bir duruma sokar. Devletin işi etnik kimlikleri teşvik etmek değil. Yanlış bir istikamete giriliyor. Bir süre sonra bunun çok yanlış sonuçları olacak."

Reklam
Reklam

-GÖKÇEK MECBURİ ADAY-

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yerel seçimlere dönük değerlendirmeleri de soruldu. AKP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için yeniden Melih Gökçek kararı almasını yorumlayan Baykal, AKP'nin Gökçek'ten "seçim yoluyla" kurtulma hesabı yaptığını öne sürdü. Gökçek'in isminin çok sancılı bir sürecin ardından açıklandığına işaret eden CHP Lideri Baykal şunları söyledi:
"AKP yönetimi ve Başbakan, Melih Gökçek'i aday göstermek istemedi ama sonunda buna mecbur kaldı. Böyle bir değerlendirmeyi yapmak herhalde çok yanlış olmaz. Ankara halkı bunu değerlendirecektir. Ankara halkı sandığa giderken, AKP'nin kendi iç sıkıntısı dolayısıyla bu kararı almış olmasını elbette göz önünde bulunduracaktır. Bu kararı alırken AKP yönetimi neyi düşündü? Acaba ‘Ne de olsa kaybedeceğiz, hiç olmazsa Melih Gökçek'le kaybedelim, daha iyi olur. Melih Gökçek'siz kaybedersek bu bizi güç duruma sokar' diye mi düşündü. Kayba oynayan bir karar mıdır bu? Melih Gökçek'le kaybetmeyi, ancak onu o şekilde ortadan kaldıracaklarını mı düşündüler bilemem."

Reklam
Reklam

-YEREL SEÇİM ÇALIŞMALARI-

Baykal, CHP'nin İstanbul adayı konusunda ise ser verip sır vermedi. CHP Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in toplumda büyük bir ilgiyle karşılandığını ifade eden Baykal, gelişmeleri not ettiklerini söyledi. İstanbul konusunda partinin yönetim organlarında henüz resmi bir değerlendirme yapmadıklarını belirten Baykal, İstanbul konusunun şekillenmesini istediklerini ifade etti.