Baykal: "Terör himaye ediliyor, hükümet susuyor"

ANKARA (ANKA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, PKK'nın Irak ve ABD'nin esnek ve tutarsız tavrından cesaret aldığını belirterek, "Hükümet tam bir sükut içinde ağzını açmıyor.

Anlamak mümkün değil. Birden bire şehit sayısı tırmanmaya başladı. Terör açıktan himaye ediliyor. Hükümet ağzını açmıyor. Genelkurmay huzursuz, rahatsız" dedi.
ATV Ana Haber Bülteni'ne katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ali Kırca'nın sorularını yanıtladı.

Baykal, Irak ve Kuzey Irak'ın, Türkiye'nin terör sorununa karşı kabul edilemez bir tavır sergilediğini ve terörü himayelerine almış gözüktüklerini belirterek, terörün arkasında uluslararası yeni güçlerin kendisini göstermeye başlamasının önemine dikkat çekti.
"Terörün arkasında Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü ve anayasal düzenini sarsmaya yönelik büyük proje var" diyen Baykal, şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Bu çok açık. Yeni ve önemli unsur. Irak'ın ve Kuzey Irak otoritelerinin, Türkiye'ye yönelik kabul edilemez ve evrensel tanımları içeren bir terör hareketi olduğu bilinen bu durum karşısında bunu terör gibi saymayıp da normal bir siyasi hareket gibi kabul etme anlayışı içine girmeleri. Bugüne kadar, terör örgütünü bir yandan lanetlerken, öte yandan himaye ederlerdi. Şimdi açıktan Kuzey Irak'takiler ve Irak otoriteleri diyorlar ki PKK ile karşı karşıya gelmeyiz, çatışmayız. Sana, ‘PKK ile çatış' diyen yok ki. Ama kendi egemenlik alanı içinde Türkiye'ye karşı terör uygulayan bir hareketi himaye edemezsin. Bu uluslararası hukuka, BM kararlarına aykırı, bu kabul edilemez. Bu uluslararası bir suç. ABD'liler, teröre karşı ne bizim etkin önlem almamıza izin veriyorlar ne kendileri etkin önlem alıyorlar. Açıkça söylemeseler de bizi özel temsilcilik mekanizmasıyla müzakerenin içine çekmeye çalışıyorlar."

Özel temsilci atandığı tarihten bu yana 88 şehit verildiğini dile getiren Baykal, "Güya PKK ile mücadele konusunda bizi yeni bir noktaya taşıyacak bu mekanizmanın kuruluşundan bu yana 88 şehit. Bu kabul edilemez. Bu tıpkı, daha önceki Suriye'deki duruma benziyor.

Reklam
Reklam

Yani Öcalan'ın Bekaa Vadisi'ne yerleşmesi gibi. Türkiye o zaman bir kararlılık içine girmişti ve tavrını net bir şekilde koymuştu ve Türkiye'nin tepki ve önlem alacağı görüldüğü anda Suriye gerekli kararı almıştı. Öcalan'ı ülkesinin dışına çıkarmıştı. Aynı durum burada var. Türkiye'de terör yapan insanların orada barındırılması, himaye edilmesi onlara lojistik destek verilmesi, eğitim verilmesi, cephane verilmesi, işlerine geldikleri zaman sınırlarımız içinde mayın döşemesi ve bunun Irak'tan yönetilmesi kabul edilemez. Devletler hukuku buna izin vermez. Türkiye'nin terör nedeniyle yaşanan duruma karşı tavır takınması gerekir" diye konuştu.

Baykal, olası bir sınır ötesi operasyonla ilgili de şunları söyledi:

"Şimdi, anlayabildiğim kadarıyla Silahlı Kuvvetler öyle bir siyasi irade ortaya çıkmadan, uluslararası hukuk konusundaki tutumumuz gayet açık herkes tarafından bilinirken, sınırda hem terörle mücadele için gereken tertibi alıyor öte yandan da böyle bir siyasi irade ortaya çıkması olayına hazırlıklı bir biçimde. Henüz böyle irade ortada yok TBMM toplanmadı, bir karar almadı. Hükümet tam bir sükut içinde ağzını açmıyor. Anlamak mümkün değil. Birden bire şehit sayısı tırmanmaya başladı. Terör açıktan himaye ediliyor. Hükümet ağzını açmıyor. Genelkurmay huzursuz, rahatsız."

Reklam
Reklam

Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, sınır ötesi operasyonla ilgili, Genelkurmay'ın talepte bulunması halinde siyasi iradeyi ortaya koyacağı görüşünü de şöyle yorumladı:

"Başbakan'ın böyle demesi kadar demokratik bir devlette, bir hukuk devletinde kabul edilemez bir söz düşünemiyorum. Yani Silahlı Kuvvetler siyasi otoritenin emrinde. Bu konuda ne yapacağına karar vermek siyasi otoritenin yetkisi içinde, sorumluluk iktidarda.

İktidar eğer müdahale edilmesi gerektiğine inanıyorsa, Silahlı Kuvvetler müdahale etmek istemese dahi kararını alır. Eğer müdahale edilmemesi gerektiğine inanıyorsa Hükümet, Silahlı Kuvvetlerin müdahale isteği karşısında, 'oturun oturduğunuz yerde, bu yanlıştır' demesi lazım."