Baykal'dan Erdoğan'a "ağzını yıka, dişini fırçala"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'ye yönelik "cibilliyet" eleştirisine, "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın ağzına cibilliyetsiz sözünü yakıştıramadım. Bir daha ağzına o lafı alma. Git ağzını yıka, dişini de fırçala" tepkisini gösterdi.

Baykal, Erdoğan'a, Cumhurbaşkanı adayı olmama çağrısını yineleyerek "Sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma. Bu tavsiyem kulağına küpe olsun Sayın Tayyip Erdoğan. İki hafta sonra ihtirasının kurbanı olma. Çok istiyorsun biliyorum ama önemli olan doğruyu yapmak" dedi. Baykal, partisinin grup toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın CHP'nin muhalefet anlayışını eleştirerek, "bu bir cibilliyet meselesi" demesine tepki gösterdi. Baykal, şunları kaydetti:

"Cibilliyet yani soysuzluk, sopsuzluk. Bizim soyla sopla ilişkimiz yok. Biz kimsenin soyuna sopuna bakmayız. İnsanları da soyu ile sopu ile tarif etmiyoruz. Herkesin soyuna sopuna saygı gösteriyoruz. Kimseye soysuz sopsuz deme hakkını kendimizde görmüyoruz. 72 millet birdir diyen o büyük Hacı Bektaş Veli'nin çizgisinden dünyaya bakıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın insanlara cibilliyet terminolojisi ile bakmış olmasını, kendisini ağır mahkumiyet içine soktuğunu kavrayamamış olmasını üzüntü ile karşılıyorum. Başbakan hakkında konuştuğu kimseyi değil, kendisini mahkum etmiştir. Soyumuzdan sopumuzdan şikayetimiz, kompleksimiz yok. Anamıza babamıza bizim soyumuz ne diye sorup, vallahi bilmiyorum cevabını almadık. Bizim soyumuz da sopumuz da belli. Bu ülkede şu kadar soy var sop varla uğraşmıyoruz. Yok böyle bir şey. Türkiye'de sadece Türk milleti var. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın ağzına cibilliyetsiz sözünü yakıştıramadım. Rahatsız olmadım, ne söyleyenin, ne söylenenin önemi var. Bu yanlış söz. Bir daha ağzına o lafı alma. Git ağzını yıka, dişini de fırçala. Bir daha ağzına alma."

Reklam
Reklam

Senin siyasi soyun sopun ne?

Baykal, "cibilliyet" tartışmasının "siyasi mezhep" boyutu olduğunu da söyleyerek, "Oradan bakınca da rahatız. Bizim soyumuz sopumuz Kuvay-i Milliye, Mustafa Kemal Atatürk. Bizim o noktada zihni dağınıklığımız yok. Biz kimiz, hangi çizginin uzantısıyız, vicdanımız rahat. Nereden geldiğimiz, nereye gittiğimiz belli. Bir ayağımız orada, bir ayağımız burada değil. Başbakan tehlikeli açılımlar yapıyor. İnsanı tahrik ediyor. İnsanın içinden senin siyasi soyun, sopun ne diye sormak geçiyor. Hikmetyar'ın dizinin dibinden mi geliyorsun, nereden geliyorsun? Başbakan bunun altında kalır. Cibilliyet tartışmasını ister anasının babasının soyu ister siyasi mezhep olarak anlasın Başbakan bunun altında kalır" dedi.

Siyasi ahlak lafı ağzına yakışmıyor

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın CHP'ye yönelik "siyasi ahlak yoksunu" tepkisine de, "Siyasi ahlak lafı Başbakan'ın ağzına yakışmıyor. Senin siyasi ahlaktan bahsetmeye ne hakkın var? Sen değil misin dokunulmazlığı kaldıracağım diye millete söz verip iktidara gelince unutan. Özel yaşamına bak. Onlar siyasi ahlakla bağdaşıyor, CHP'nin komisyonlarda önerge vermesi bağdaşmıyor. Bu ne kafa?" karşılığını verdi.

Reklam
Reklam

Sakın ha aday olma, kulağına küpe olsun

Başbakan Erdoğan'ın, "CHP'nin yapıcı muhalefet yapmadığı ve öneri getirmediği" eleştirisini reddeden Baykal, "Senin milletvekilliğinin önünü biz açtık. Milletin sana oy verdiğini gördük" dedi. AKP'ye, "Anayasa'daki dokunulmazlık maddesini birlikte değiştirelim" çağrısı yapan Baykal, şöyle devam etti:

"Al sana öneri. Öcalan'a sayın dedin özür dile bu milletten. Al sana öneri. Şehitlerden kelle diye bahsettin özür dile. Sana öneri yapıyorum. Hikmetyar'ın önüne oturduğun için çık özür dile. Yasin El Kadı'ya kefilim sözünü geri çek. Git çiftçiye, emekliye, millete kefil ol. En son ve en önemli önerim. Sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma, sakın ha olma. Bak sana geçmişte hep söyledim 1 Mart'ta tezkereyi getirme dedin, getirdin önledik. 17 Aralık'ta sakın imzalama dedim, imzaladın durum ortada. Haklı çıkmama güvenerek, sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma. Bu tavsiyem kulağına küpe olsun Sayın Tayyip Erdoğan. İki hafta sonra ihtirasının kurbanı olma. Çok istiyorsun biliyorum ama önemli olan doğruyu yapmak."

Reklam
Reklam

*TMSF operasyonuna tepki

Baykal ayrıca, Gözcü gazetesinin kapatılmasına ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF), Sabah gazetesi ve ATV'ye el koymasına tepki göstererek, Türkiye'de "medya haritasının" değiştiğini belirtti. Baykal, "Seçime gidiyoruz. Büyük bir medya kuruluşunun 2.5 milyarlık, 2.5 katrilyonluk mali kuşatma, demoklesin kılıcı altında tutulduğunu biliyoruz. İkinci grup bir bakıyoruz devletin eline geçmiş. Sağlıklı bir tablo değil. İktidara gelenlerin iki temel hevesi birden ortaya çıkar. Birisi kendilerine göre medya yaratmak. Bu, temel demokrasi problemidir. Türkiye'de özgür basının var olduğundan söz etmek maalesef mümkün değil" dedi.

Damat tepkisi: tehlikeli kirlenme

Başbakan Erdoğan'ın damadı Berat Albayrak'ın Çalık Holding'e genel müdür olmasını da eleştiren Baykal, "Niye o firma niye başkası değil? Firmanın devletle problemi çıkarsa ne yapacak? Çağdaş demokrasilerde hoş görülecek tablo değil. Olacak iş değil. Ama olur, olmaya başladı. Bunun önünü alamazsın. Havuza biriken paralar bazen medyaya bazen aileye bazen firmaya dönüşür. Siyaset de ticaret de kirlenir. Bu tehlikeli kirlenmedir. Her şey kirlenmeye başlayınca birinciliği aka, beyaza verirler" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Hitlerle laikliği harcamaya çalışıyor

Baykal ayrıca, Başbakan Erdoğan'ın "Hitler de laikti" dediğini söyleyerek, şunları bildirdi:

"Başbakan'ın ruh hali gel git sergiliyor. Herhalde diyorlar ki sakin ol, yapmaya çalışıyor ama kontrol edemiyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ‘Hitler laikti' deme ihtiyacını niye hisseder anlamak mümkün değil. Hitler hakkında söylenecek çok söz var ama Hitler'e laikti demek aklı başında kimsenin söyleyeceği bir şey değil, faşist, ruh hastası, cani, katil dersin ama laik demek. Bir insan Hitler'e nasıl laik der? Başbakan bunu yaptı. Laikliği gözden düşürme, çiğneme ihtiyacı içinde. Laikliği harcamaya çalışıyor. Hitler bulmuş Hitlerle harcayacak. Ama Başbakan'ın bilgileri doğru değil. Bilmeden konuşuyor. Hitler laik diye kimse bir şey diyemez. Başbakan'a okumasını önereceğim bazı kitaplar var ama Başbakan'ın anlayışını kitapla düzeltmek mümkün değil. O laiklikten hoşlanmıyor. Hitler olmazsa Mussolini olur."