ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin ekonomik politikasını eleştirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a tahsildarlık mesleğini önerdi.
Baykal, Erdoğan'ın suvari, pilot, kaptan olma konusunda karar veremediğini belirterek, "Sayın Başbakan ne olacağına karar vermede güçlük çekiyorsa ben sayın Başbakan'a tahsildarlık mesleğini, milletin elindeki, avucundakini almaya yönelik tahsildarlık mesleğini öneriyorum. Zaten yapıyor" dedi.
CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan Deniz Baykal, parti grubunda yaptığı konuşmada, hükümeti iç politika ve ekonomi konusunda sert bir biçimde eleştirdi. Ege bölgesine bir seyehat yaptığını ve bölgedeki çiftçilerin son derece zor şartlarda hayatlarını idame ettirmeye çalıştıklarını söyleyen CHP lideri, bu politikanın genel bir hükümet politikası olduğuna işaret etti.
Baykal, SSK emeklileri ile ilgili ortaya çıkan 300 milyon lira ödeme konusundaki hukuki durumun hükümet tarafnıdan yerine getirmesini istedi. Baykal, bu konuda emeklilerin mağdur edilmemesini isterken, hükümetin bu hukuki süreci işletmemesi ve emeklileri mağdur etmesi halinde parti olarak 'alo emekli' hattı kuracaklarını ve emeklilerin hukuki olarak haklarına aramalarına yardımcı olacaklarını ifade etti. Baykal, "Emeklilerin arkasında CHP kaya gibi duracaktır" dedi.
BAYKAL'DAN HÜKÜMETE TÜPRAŞ ELEŞTİRİSİ Baykal, hükümetin hukuk anlayışını da eleştirdi ve özellikle TÜPRAŞ konusunda hükümetin 'sakat bir hukuk anlayışı' olduğunu ifade etti. Baykal, "Hükümetin ve Başbakan'ın hukuk anlayışıyla ilgili yeni açıklamaları ortaya çıktı. Gerçekten üzüntü verici noktadayız. 'Hukuka ne gerek var, biz iktidarız. Bizim dediğimiz olmalı' anlayışı hakim. Bunu kaldırmak lazım. En son hükümeti rahatsız eden konu Tüpraş kararıdır. Cumhurbaşkanı'nın yetkilerini kullanması hükümeti rahatsız etmiştir. Bunları yok sayarak ben iktidarımı sürdürürüm yanlış olur. Yargıçlara saldıracaksınız bu olmaz. Adresinde bulunamayan şirketlere teslim edilmesi kolayca mümkün değildir. Başbakan'ın bunu anlamasına ihtiyaç vardır" diye konuştu.
Baykal, konuşmasında TRT tarafından pazartesi gününden itibaren başlayan farklı dil ve lehçelerdeki yayını da eleştirdi. Farklı dil ve lehçelerde yayın yapılmasının bir ilk adım olması açısından olumlu olduğunu belirten CHP Lideri, "Göstermelik, bekleneni yerine getirme anlayışla hareket edilmiştir. CHP olarak yıllar öncesinden, 1989'da düşüncelerimizi ortaya koymuştuk. Hala aynı noktadayız. Herkes anadilini konuşabilir, yayın yapabilir. Bu haktır. Anayasa'nın buna izin vermesi gerekir. Çağdaş demokrasi bunu gerektirir. Devlet kendisini ikame ederek, bunu ben yaparım derse yanlış olur. İhtiyaca cevap vermez. Anlamsız bir uygulamanın içine hükümet girmiş görünüyor. Yapılması gereken bu işi smahiplerine bırakmaktır. İsteyen televizyonunu kurar ve yayını yapar. RTÜK yayınları denetler, zamanını düzenler. Devlet parasını hiçbir etnik grup için harcayamaz. Her toplum kesimi kendi kültürünü kendisi geliştirecektir. Bu başlangıçtır. Doğmaların kırılması açısından uygulamanın önemi vardır. Müsamere havasında olması yanlıştır. Göstermelik bir teftiş fırçası gibi" ifadelerini kullandı.
SAYIŞTAY DA ADIM ATILMALI Baykal, hükümetin Sayıştay'ı ele geçirme planını adım adım uyguladığını belirterek, "Sayıştay seçimleri konusunda ele geçirme planları adım adım uygulanıyor. Sayıştay boş üyeliklerle ilgili 15-16 Ocak'ta seçimlerini yaptı. Bunu Meclis'e bildirdi. 26 Ocak'ta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'na bildirmiştir. 4 ay geçti. Hala komisyon bunu gündeme almış değil. Böyle bir Meclis çalışması olmaz. Amaç, adayları beğenmedik. Bu işi öteleyelim, savsaklayalım. Bunlar hoş değil" diye konuştu.
Baykal, aynı şekilde hükümetin Kızılay'ı da ele geçirme planını uyguladığını idida ederek şöyle konuştu: "Kızılay'da önemli olaylar yaşanıyor. Kızılay her türlü siyasi, ticari kaygının dışında tüm dünyanın güvendiği insani amaçlar için çalışan kurum kimliğinde. Eğer politize edersek, toplumsal ayrışmanın çıkış noktası haline getirirsek en büyük zararı vermiş oluruz. Yolsuzluk söylentileri ayyuka çıktık. Keyfi tasarruflarla hükümet kendi siyasi şablonuna göre dizayn etmeye çalışıyor. Bir günde 100 kişi işten atıldı. Yolsuzluğu varsa gereğini yap. 100 kişiyi at, yerine başkasını getir. Başına birisini atadılar hayali ihracat dosyası var. Yardımcısı Kızılay'ın malına el koymaktan sözleşmesi iptal edilmiş bir insan. Kızılay'ın işgal edilmek istenmesinden ızdırap duyuyorum".
İMARZEDELER SPK hakkında, İmar Bankası'nın hazine bonosu satışı sırasında konusuzluk yapıldığına ilişkin dava açıldığını hatırlatan Baykal, SPK hakında dava açılmasının, vatandaşların mağdur edilmesinin itirafı olduğunu belirterek, "Hazine bonosuna parasını yatırmış olanlara para ödemeyeceksiniz. SPK yanlış yapmışsa bu paranın ödenmesi gerekir. Hukuk ihlal edildi mi toplumda birşeyler çürümeye başlıyor. Vergi barışı yasası çıkardılar. Yasanın içindeki bir madde gerçek amacın ne olduğunu gösteriyor. Hayali fatura kullananları beraat ettirmeye yönelik bir düzenleme olduğu görüldü. Bundan bizzat Maliye Bakanı yararlanıyor. Vergi barışının iç yüzü bakanın yararlanmasına dönük bir yasa. Topluma Kazandırma Yasası dediler, Hizbullahçıları affettiler. Anayasa değişikliği konusundaki ısrarları ortaya çıktı. 2B konusuna yönelik düzenlemeden bakanların kişisel olarak yararlanacakları ortaya çıktı. Kişisel hesaplara dayalı olduğu bir kez daha görülmüş oldu. YÖK Yasası'yla ilgili durum da netleşti. Patates, elma, mısır kararnamesine kadar hepsi kişisel hesaplarla kullanılan bir kamu erki oduğunu gösteriyor. Duble yol konusunu çok büyük bir proje olarak sundular. DPT'nin raporunda gerçekler ortaya çıktı. Öğretmenleri sınıflandırmayla ilgili tasarı Meclis'e gönderildi. Sıradan bir olay değil. Geçmişte de gündeme geldi, tepki gösterildi. Öğretmenleri birbirine düşürmenin anlamı yok" ifadelerini kullandı.
Baykal, konuşmasında, hükümetin ekonomi politikasını eleştirirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik meslek önerisinde bukimi kendi kültürünü kelundu. Erdoğan'ın kendisine meslek aradığını, önce subaylık, ardından pilotluk, en son da kaptanlıkta karar kıldığını söyleyen Baykal, "Sayın Başbakan ne olacağına karar vermede güçlük çekiyorsa ben sayın Başbakan'a tahsildarlık mesleğini, milletin elindeki, avucundakini almaya yönelik tahsildarlık mesleğini öneriyorum. Zaten yapıyor" dedi.