EDİRNE (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, "İktidar çok özel bir proje peşindedir ve meslek liselerini de bu politika için kullanmaktadır" dedi.
Kakava Şenlikleri'ne katılmak üzere Edirne'ye gelen Deniz Baykal, sabah sporunu yaptığı Sarayiçi Güreş Sahası'nda, hükümetin eğitim konusundaki tutumunu eleştirdi. Baykal, "Emrivakilerle, üniversiteleri kuşatmaya yönelik girişimlerle bir çatışma ortamının yaratılmış olması çok yanlıştır. Türkiye'nin buna ihtiyacı yok. Ayrıca tekrar arka bahçe tartışmalarının çıkması üzüntü vericidir. Eğitimi siyasetin dışında tutmak gerekir. Eğitimi siyalaştırmaya yönelik yaklaşımlar, ülke için büyük sıkıntılar yaratır. Uzun süreden beri bu konuda toplumsal rahatlık ortaya çıkmıştı. Şimdi yeniden bir gerilim ve gerginlik yaratılmak isteniyor. Bunu üzüntüyle karşılıyoruz. Türkiye'de tartışma meslek liseleri kavramı üzerinde götürülmek isteniyor. Bu gerçeği saklama çabasının bir sonucudur. Olay meslek liseleri sorunu değildir" dedi.
Türkiye'nin, meslek liselerini geliştirmeye mecbur olduğunu belirten Deniz Baykal, "Meslek liselerini geliştirmek, meslek liselerinden yetiştirilen çocukların meslek lisesiyle hiç ilgisi olmayan alanlara yönlendirilmesine yardımcı olmak, meslek lisesi anlayışına destek olmak değildir. Bu çocukları desteklemek istiyorsak onların kendi alanlarındaki üniversitelere de kolayca girmelerini sağlamalıyız. Onların mezuniyetten sonra iş bulmalarını sağlamalıyız. Meslek lisesine giren çocukların kendi alanlarında daha iyi yetişmelerini sağlamalıyız. Meslek liselerini geliştirilmesi böyle olur. Yoksa çocukları meslek liselerine alıp, devletin dar olan bütçe olanaklarının önemli bir kısmını meslek lisesindeki çocukları yetiştireceğiz diye harcayıp, sonra o lisenin bitişine yaklaşınca 'hadi sen meslek lisesiyle hiç bir alakası olmayan bir bölüme geç' demek, o çocuğa da, meslek lisesi politikasına da, milli eğitime de uygun değildir. Dünyada da bu böyle değildir. Hepimiz biliyoruz orda da bir meslek lisesi tartışması var ama çözüm meslek lisesiyle ilgili değildir. İktidar çok özel bir proje peşindedir ve meslek liselerini de bu politika için kullanmaktadır. 'Parlamentoda çoğunluğumuz var, istediğimi yaparım' demek yanlıştır. Hükümet bu tür yanlışları sık sık yapmaktadır" diye konuştu.
Kıbrıs konusu nedeniyle sınırlarda yaşanan sıkıntılara da değinen Deniz Baykal, şunları söyledi:
"Özel sigorta şirketlerinin hazırladıkları sigorta poliçelerde yer alan Kıbrıs hariç kaydını Yunanistan, Hırvatistan, Macaristan 1 Mayıs'tan sonra kabul etmediğini ilan etti. Bunun sonucu olarak da bizim TIR'larımız büyük sorunlar yaşadı. Sanıyorum şimdi sigorta şirketleri yeni bir poliçe hazırlatarak bu konuları aşacak. Bu konular bizim Kıbrıs politikamızın dilim dilim çözülmesi, parçalanması anlamına geliyor. 'Özel sigorta şirketlerinin Kıbrıs'ı tanımış olması, bizim tanımış olmamız anlamına gelmez' deniliyor. Ama bir yandan da sigorta şirketine bu tanımayı bir an önce yaparak bu sorunu çözmek için teşekkür ediyorlar. Tutarsız bir noktada olduğumuz açıktır. Bunun çıkış yolu bir an önce Kuzey Kıbrıs'taki Türk toplumunun siyasi kimliğinin kabul edilmesi konusunda somut adımlar atılmasını sağlamaktır. Bu konuda dünyaya görev düşüyor."
Baykal, en büyük görevin başta AB ve ABD'ye düştüğünün altını çizerek, "Tabi onlara bu görevi hatırlatmak için bizim hükümete görev düşüyor. Bu konuda yeterli hareketlenmeyi maalesef göremiyorum. Kaygımızda zaman içinde bu konunun geri plana düşmesidir, unutulmasıdır. Kıbrıs'taki referandumdan sonra bol 'aferin' aldık. Ama bu 'aferin'ler somut bir uygulamaya geçmedi. Bir an önce 'aferin'leri Kuzey Kıbrıs'ın tanınması doğrultusunda sonuçlara bağlamalıyız. Bizim derdimiz Kıbrıs Türk toplumunun tanınmasını sağlamak. Güney Kıbrıs'a gelince, Kuzey Kıbrıs'ın tanınması hakkındaki somut adımlar görerek davranmak gerekir. Biliyorsunuz Sayın Başbakan çıkarak 'Güney Kıbrıs'ı tanımayıp da ne yapacağız' diye konuştuktan sonra artık bu konuda hedeflerimizi ortaya koymak ve bu doğrultuda çalışma imkanımız kalmamıştır. Bu da hükümetteki alıştığımız davranışlardır. Dış politikada çok dikkat etmek gerekir. Biz dünyaya teslim olduk, haklarımızı alamadık. Dış politikada 'aferin'le bir yere varılmıyor" şeklinde konuştu.